Dostlarım; (azıcık reklam yapayım..)
Yazılarımdan keyif alıyorlarmış.
Oysa hiç bir reyting kaygım yok.
Beğenende, beğenmeyende…
Allah razı olsun.
Bakınız bizim derdimiz,
İyi de olsa kötü de olsa Gümüşhane.
Derdi derdimiz, 
Sevinci sevincimiz,
Hüznü hüznümüz..
Dağlarına aşığız Gümüşhane’nin,
Akan buz gibi suyuna,
Meleyen kuzusuna,
Tandırına, Kuşakkayasına, Tekke’sine, Kelkit’ine, hepsine aşığız..
Bu sayfalar kin, nefret ve kıskançlık tohumun yeri değildir.
Biz Gümüşhane ile büyüdük.
Okurlarımıza bu köşeyi kıymetli vakitlerini ayırıp okuma zahmetine katlanan okurlarıma sonsuz teşekkürler.
Bir taşın altına el koymak,
Acıyı birlikte hissetmek,
Aynı sözleri söylememek,
Bayatlamış sözcüklerden uzak durmak adına yolumuza devam ediyoruz.
Bi şeyler verdiğimizin farkındayız,
Yeter mi? Asla.
Şımarmak mı? Asla,
Haddi aşmaz mı? Asla..
Daha iyisini yapmak için yola koyulduk.
Hiç unutmuyorum.
Gümüşhane Tanıtım Günleri sırasında o zaman açtığımız standa sayın Aydın Doğan bey teşrif etmişlerdi.
Gazetemiz aylık olarak okurlarla buluşuyordu.
Hiç unutmuyorum
Aydın bey gazeteyi eline aldı, ‘Daha iyisini yapacağım diye kendini motive et delikanlı’ dedi.
Yani, kıssadan hisse,
Daha iyisini yapamıyorsak bir eksiğimiz var demektir.
Sırtımıza vurulan ‘Hadi Koçum’ şaplağı bizi asla şımartmaz.
Dostlarımız mutluysa, Gümüşhane mutluysa biz varız, mutluyuz, biriz, bütünüz,
Yoksa ben yazmışım, yazmamışım, okunmuş okunmamış hiç umurumda değil…