Bu başlığı dinlediğim bir haber geçişi sırasında not aldım.

*

Aslında işin diğer boyutu beni hiç ilgilendirmiyor netice de verdiği mesajın genişliği önemli idi ve insanlar kendi hür iradelerini rahatlıkla ortaya koyabilirler bunda hiçbir sıkıntı görmüyorum.

*

Belli ki olan bitenlerin farkındadır herkes. Netice de bizler bu ülkede yaşıyoruz. Her karışında her adımında nefesimiz soluğumuz duruyor. 

*

Ekiyoruz, biçiyoruz ve de soluğu bu topraklar üzerinde alıyoruz. Biz birbirimize mutlaka tahammül etmek zorundayız.

*

Memleketin neresinde ne olursa olsun birbirimizi dinlemek zorundayız. Öfkelenmiş bir kesim varsa hiddetlenmek yerine daha konsantre daha sakin daha insancıl olarak kulak vermeliyiz nasıl ki biz hep haklı değilsek karşımızdaki de hep haksız değildir. 

*

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse zaman artık daha da hızlı akıyor bazı gerçekler günyüzüne çarpa çarpa çıkıyor.

*

Dinlemek o kadar çok aranır hale geldi ki zira herkes konuşuyor ortada bir şey kalmıyor. Benim âcizane tavsiyem daha itidalli, daha naif daha sakin bir şekilde düşünebilmektir. 

*

Neticede kaybetsek te kazansak ta bu ülke, bu topraklar bu hava bu varlıkların hepsi bizim; ötesi yok. Ben insanlığın yüzünün gülmesini istiyorum hiç kimse mutsuz olmasın diyorum. Yaratılmışların en mükemmeli insanlığın artık kendine gelmesini ve bazı şeylerden ders almasını bekliyorum. 

*

Görülecektir ki hatalar azaldıkça iyileşmeler daha fazla olacaktır. Belki bu örneğe gülümseyeceksiniz ama iyi pişmeyen lokmayı çiğnemeye devam ettikçe mutlaka midenize veyahut vücudunuzun bir başka bölgesine rahatsızlık vereceği kaçınılmazdır tabi ki bu örnek bir teşbihti demem o ki yaşlı dünyanın sonuna doğru yaklaşıldıkça alışılmışlıkların biraz ötelenmesi gerekliliğini daha fazla bize öğretiyor.

*

Şöyle bir düşünürsek daha fazla kazanma hırsı, daha fazla bencillik, daha fazla isteme ve sınırı olmayan had aşma aslında yaşadıklarımızın karşılığı olarak bize yansıyor. 

*

Kimse kusura bakmasın hep söylediğimiz şey aslında tesadüf dediklerimizin birer planın parçası olduğu önümüzde duruyor. Kesinlikle herşeyimizi bir dizginlemeye ihtiyaç hasıl olmuştur. 

*

Nerede nasıl niçin neden duramadığımızı görmemiz açısından gelenin geçenin hesaplanarak biraz daha üzerinde düşünülmesinin ehemmiyet gerektirdiğini önemle vurguluyorum. 

*

Sadece kendi arzularımızdan bir adım geriye adım atmak bile sorunun başlangıcının nispeten de olsa çözümlenmeye başladığı görülecektir. 

*

Düşünebiliyormusunuz? Bunca terim, bunca inisiyatif, anlatım, izahat, tolerans, muktedirliğin sonu olmayan getirdiği şımarıklık hepimizin içindeki iyilik duvarını paramparça ediyor. 

*

Sevmeli, saymalı ya da anlamalı gibi basit sözcükler hala tazeliğini korurken üstünlük kurgusu ve egosu altında inleyen insanlığın bir daha bir daha düşünmesinin varlığı hepimize yetiyor da artıyor bile…