Kadim dostum, Gümüşhanespor’un Asbaşkanı Mutlu Gürler’le Tuzla maçı öncesi bir telefon görüşmesi yaptım.

Gerçekten sesindeki heyecanı sanki yanındaymışım gibi hissedebiliyordum.

Öyle ya, onca iş güç arasında sen kalk böyle zorlu bir görevi üstlen, Gümüşhanespor için geceni gündüzüne kat. Zor iş doğrusu…

Herkesin yapabileceği şey değildir bunlar,

Hoş beşden sonra Tuzla maçı öncesi karşılaşmayı konuştuk.

Umutluydu, zor olacağından söz etti, kazanacağımızı düşünüyordu.

Moral vermeye çalıştık, karşılaşmayı izlemeyi çok istediğimi ancak yoğun mesaimden dolayı orada olamadığımdan ötürü üzüntülerimizi ilettik.

Şunu söyleyeyim yönetim Mutlu Gürler tercihiyle isabetli bir karar almış.

Sözün kısası bu yükü, böylesine zorlu bir görevi ancak Sayın Gürler gibi bir isim üstelenebilirdi. 

Bize aktarılan bilgilere göre tribünleri dolduran sayıları bini bulan Gümüşhane’nin cefakâr ve vefakâr taraftarına da buradan kocaman bir alkış gönderiyorum.

Eğer bu takım üzerinde birazcık hakları varsa futbolcular o taraftardan en kısa sürede özür diler; tabi ki bunun yolu alınan iki mağlubiyet sonrası seri galibiyetlerdir.

Çevremde, sohbet ortamında, takip edebildiğim kadarıyla hep şunu söylüyorum; Gümüşhanespor bu noktaya paraşütle inmedi. Bu sezon gerçekten yürekli oyunculardan kurulu bu ekibin başına başarılı bir hoca getirildi, onu tamamlayacak  bir yönetim oluşturuldu.

Öyleyse bir çuval inciri berbat etmenin manası yoktur.

Hele içeride ve dışarıda teknik heyet ve futbolcuların üzerine titreyen bu yönetimin hakkı elbette şampiyonluktur.

Tabi ki camianın da.

Ne ki bunları sevgili dostum sayın Gürler’le konuşurken gelen mağlubiyet haberi bizi fazlasıyla üzdü.

Çünkü ben bu karşılaşmayı bir bakıma telafi olarak görüyor, Hatay maçının bir kabus olduğunu düşünmek istiyordum ki;

Kabus gerçekten kabusmuş, bir karabasan gibi Tuzla maçında da üzerimize çöktü.

Gümüşhanespor’un bu iki yenilgiden sonra aklını başına toplaması gerekiyor. Eksik nerede? İyi giden trenin neden raydan çıktığının araştırılmasını isteriz. Bir çarkın dişlileri gibi işleyen bu takımın kırılan dökülen yanı neresiydi? bunu öğrenmek isteriz.

Zira bu oyuncular gidici, bu kulübün ismi şanı kalıcıdır.  Hepsinden çok daha önemlisi kulübün ekmeğini yiyen her kim olursa olsun şanına uygun mücadele etmek zorundadır.

Şahsen ben bu duygularla Gümüşhanespor’u bir daha böyle görmek istemiyorum…



 



BU SÖZLERİM SİZ FUTBOLCULARADIR





Gerçekten Tuzlaspor karşılaşmasının skoruna çok üzüldük çocuklar, 

Belki de size ve şampiyonluğa bu kadar içten bu kadar samimi inandığımız içindir ne dersiniz?.

Ne ki, göz göre göre giden 6 puanı düşündükçe kahretmemek elde değildir.

Evet çocuklar! 

Üzdünüz hem de çok kırdınız size inanan ve Gümüşhanespor tarihinde ilk defa bu kadar güç birliği yapmış şehrin insanının başını yere eğdirdiniz!

Haksızmıyız yani?



Hani hep yanınızda görmek istediğiniz onca işin gücün arasından koşup gelen halkını arkasına alarak stadyumun etrafını adeta Wembley, Barnebau misali tribünlere döndüren Sayın vali ve Sayın belediye başkanını nasıl olurda göremezsiniz?

Sizinle bu güzellikleri yaşamak isteyen ve her maça gelebilmek için bunca olumsuzluğu, şartlarını zorlayarak yanınızda olan  taraftarımızı hüzne boğdunuz!

Yoksa,

O tribünlerden size gönderilen  sevgi tohumları, inanmışlık, Gümüşhanespor aşkı mı yetersiz kaldı?



Tuzlaspor tribünlerini adeta Gümüşhane’ye çeviren cefakar Gümüşhanelilere bunu asla yapmayacaktınız..



Halbuki;



Bizler, sizlere ne kadar inanmıştık,

Bizler, sizlerin kararlılığını şampiyon olma noktasındaki arzunuzu yürekten desteklemiş ve de alkışlamıştık ama olmadı.



Bakınız Arkadaşlar!

Böyle hovardaca bir haftada kaybettiğiniz puanlar inanınız ki, size şampiyonluk yolunda emin adımlarla giden bir takımın futbolcularına hiç ama hiç yakışmadı.

Bu şehir, bu taraftar sizden sadece başarı istiyor, sonuç istiyor.

Her şeye rağmen sizi bağrına basıyor ama sizden gelmeyen kararlılığa da kahrediyor.

Unutmayınız ki;

Burası Gümüşhane’dir

Sevdimi tam sever,

Sizinle gurur duymak ve isimlerinizi altın harflerle kalplerine kazımak ister.

Lakin görünen o ki sizin bu konuda bırakınız şampiyonluğu kendinize bile inancınız kalmamış görünüyor.

Ben bu sözleri değerli dostum Saygıdeğer kardeşim Mutlu Gürler’le de paylaştım.

Onun yüreğinde, maç sonrası kalan hüznü ancak bu sözlerle ifade edebilirdim.

Umarım beni anlamıştır.