Dünya ortalama verimi 86 kg/dg’dır. Türkiye 267 kg/da ile verim sıralamasında 17. ülkedir. İrlanda, Karadağ, Tacikistan ve Irak verim sıralamasında ilk beş içerisinde yer alan ülkelerdir. FAOSTAT (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü İstatistik Bölümü) Artan nüfusa bağlı olarak baklagil tüketimine olan talep ve talebe bağlı olarak üretim miktarı da artmaktadır. Son yedi yılda dünya alansal artışı 6 milyon hektar, üretimdeki artış 7 milyon ton olmuştur. Bu değerlendirmeye göre “Fasulye” üretim ve tüketim açısından dünyanın gıda alanında önemli bir yer tutmakta olduğu görülmektedir. Hal böyle olunca ülkemiz de de en önemli gıda maddesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dolayısıyla;
* Kuru fasulye ekimini yaygınlaştırmak için alternatif üretim alanlarının belirlenmesi ve artırılması ilimizin (Kelkit, Şiran ve Köse ekseninde) gıda üretimi için önem arz etmektedir.
* Tarım ve Orman Bakanlığı ve ilgili kurumlarca kuru fasulye üretiminin özendirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla yeni üretim alanları kazandırılması ve üretimin arttırılmasının yanında üretici tarafından kullanılmak üzere proje yapılarak tohumluk dağıtımı planlanmasının elzem olduğu görülmektedir.
Buna dayalı olarakta;
* Üretimin yoğun olduğu alanlarda dondurulmuş gıda, konserve yapımı gibi ürün işleme tesislerinin oluşturulmasında kolaylıklar sağlanmalıdır.
“Bununla birlikte sulu üretimin gerçekleştirildiği alanlarda ekim nöbetinde kuru fasulye en uygun alternatiftir. Bilindiği üzere baklagiller; kurak alanlar da toprağa azot fikse (azot fiksasyonu, atmosferik azot gazının (N2) bitkilerin kullanabileceği amonyağa (NH3) veya diğer azot bileşiklerine dönüştürüldüğü azot döngüsünün ilk aşamasıdır. Azot fiksasyonu iki temel mekanizma yoluyla gerçekleşir: biyolojik ve biyolojik olmayan. Simbiyotik azot fiksasyonunu özellikle baklagillerle or-tak yaşayan Rhizobium bakterileri yapmaktadır. Simbiyotik yaşayan bu bakteriler ”konukçu” denilen baklagilin kökleri üzerinde yaşarlar.) ederek doğal gübreleme yapan, topraktaki organik faaliyetleri canlandıran, bir sonraki ürün için azot ve su birikimi yapan, tuzu topraktan uzaklaştıran sera gazlarını azaltıcı etkide bulunmaları ile doğa ve toprak dostu materyallerdir. Ülkemiz topraklarının genelinin organik maddece fakir ve alkali topraklar olduğu düşünüldüğünde ekim nöbetinde kullanımının yaygınlaştırılması oldukça önemlidir. “
Yukarıdaki açıklamaların ışığında Gümüşhane’de Kelkit, Şiran ve Köse ekseninde şeker “fasulyesi” üretiminin yerel yöneticilerin (Sayın Valimiz Aydın BARUŞ’U örnek alarak) destek vermelidir. Çünkü hem gıda yönünden çok lezzete, damak tadına sahip organik bir gıda olması hemde, toprağın doğal olarak gübrelenmesinde de çok önemli bir metaryal olarak görülmekte olduğundan Gümüşhane’de yerel yönetici vatandaş iş birliğinin acilen kurulması elzemdir diye düşünüyorum.
Şeker Fasulyesinin Gümüşhane’deki Bereketli Yolculuğu
YORUMLAR
Arda Ertem 5 gün önce
Yazınız oldukça kapsamlı ve bilinçli bir değerlendirme olmuş. Fasulye üretiminin hem gıda güvenliği hem de toprak sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu çok güzel vurgulamışsınız. Gümüşhane’nin verimli topraklarında böyle bir üretim modelinin yaygınlaşması, hem çiftçilere hem de bölge ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin bu konuda destekleyici adımlar atması dileğiyle...
Cevapla
Şikayet Et