Ger, kır, doldurt, sal!
Ya da kır.
Yok, yok bu sana yakışır mı?
Ama burası Gümüşhane,
İnsanın sabrı bir yere kadar.

İnsanları anlamakta bir yere kadar.

Uçarı, haşarı, kırmızı, siyah beyaz.

Olabildiğince renk cümbüşü Gümüşhane.

İsteniyorki, herkes kırmızı giysin.

Turnusol kağıdı gibi insanımız,

Aniden renk değiştiriyor.

Ben bazen sıkılıyorum, Kızıyorum,

Bazen düşünüyorum,
Yaptığım neyin mücadelesi?

Bu anlayış,

Bu duruş,
Bu düşünce,

Basirlik, ilkesizlik, cıvıklık, koca koca yalanlar.

Doğru şeytan diyor ki, çık yollarına,

Oysa diyor ki,

Hep öğrendiklerimiz,

Sen ol,

Sade ol,
Temiz ol, Dürüst ol!

Bazen Gümüşhane bu ağırlığı taşıyamıyor.

Çok iyi olmak yaramıyor.

Çatırdıyor değerler.

Hani söylüyoruz da ne oluyor sanki,

Dyogenes misali gündüzün ortasında elimde fener insan arıyorum,

Ne yazık ki o fenerin bile ışığı sönüyor.