Yaşı yarım asra yaklaşanlar bilir,
Eskilere saygımız daha sonsuz
Onlar zaten duayendir.
*
Fakat biz şimdi işin biraz trajikomik tarafına bakacağız.
Türkiye 69 yıldır çok partili sistemle devam ediyor
Her ne kadar CB Hükümet Sistemi yürürlükte olsa da parlamenter sistemin varlığına daha bir inanıyoruz.
**
Siyasi tabirle mecliste sandalye sayısı çok olan ya tek başına iktidar olur ya da yanına bir başka partiyi, partileri ekleyerek iktidarı elde eder.
Onun öncesinde buralara gelmeden önce seçim atmosferi dediğimiz günlerin aralığında meydanlarda ise hep o güzel günler vadelidir.
*
Evet, Ülke uçuşa geçecektir..
İşçi, çiftçi, emekli, dul, yetim, refah payından hak ettiğini alacak,
Ülkenin üretimi artacak, ülkenin o gün ne sorunu varsa artık sona erdirileceği temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp sürekli seslendirilecektir.
İktidar olma hevesliği, ülkeyi yönetme aşkı vardır ya; sandık gününe kadar yapılan tüm konuşmalarda rakip partilerin ne programı, ne icraatları, ne de söylediklerinin hiçbir önemi yoktur.
Onlara göre en iyisi on da adeta bulunmaz Hint Kumaşı gibi durmaktadır.
Gerildikçe gerilen ülke sandık gününe kadar adeta kızgın demir gibidir.
Dokunanın eli dili acımaktadır.
*
İki aylık ya da bilemediniz bir aylık süreçte ‘dedi, yedi, gitti, attı, tuttu,’ polemiği arasında sandık kurulur.
Nihayet seçim günü gelmiş birinci parti kendisini belli etmiştir.
*
Canım cicim aylarından sonra sıra icraattadır.
Yönetimin başındaki isim, ona eşlik edecek icraatın başındakilerin hepsi söz verir.
Artık söz bitmiş, sıra verilen vaadlerin tutulmasına gelmiştir.
İşte tam burada aradan geçen onca zamanın ardından o iki üç aydır canhıraş mücadelenin esas perdesi açılır.
*
Kem kümle başlar her şey
Araya enkaz edebiyatı sıkıştırılır,
Geldikleri günden o güne kadar yapılanların dünya var olmadan önce yaşama geçirildiği gibi inanılmaz ütopikte olsa bir iddia ortaya konur.
Oysa ekonominin tıkırında olduğunu hep o söylemektedir.
*
Sıra milli duruşa hep birlikte mücadeleye gelir.
Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyince bu kez kayıkçı kavgası başlar
Güçlünün yanındaki diğer etmenlere göre icraat yapan tarafa asılsız iddialar sıralanmakta önünün kesildiği söylemleri çoğaltılmaktadır.
Derken saçma sapan sözcükler havada uçuşur
Ekonomi yanmaya başlar,
Ekonomi yanınca sözler tutulamayınca söylemler de sertleşir.
O anda hiçbir sözün de önemi yoktur
Kaçınılmaz son, vatandaşın yazgısı kendisini belli eder...
*
Sizler daha refah, daha huzurlu, daha mutlu günleri hayal ederken siyaset tarihimizin kaçınılmaz sözcüğü ufukta görünür.
Merak mı ediyorsunuz?
İğneden ipliğe kapınızı çalar…
Yüzde kibrit kutusu kadar!! aldığınız artışla geri ödeyeceğiniz kepçe arasında dünyalar kadar fark vardır.
Hala anlamadıysanız söyleyelim,
O ‘kaçınılmaz sözcüğün’!! adı
ZAM’dır.
Çay, şeker, içki, sigara, ÖTV, akaryakıt, doğalgaz, un, yağ, kâğıt.
Biz 69 yıldır hep aynı sözleri duyarız,
Bir gün düzelecek diye bekleriz,
Oysa o gerçek hiçbir zaman ortadan kaybolmaz.
*
Şimdi Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu yeni parti kuracak ya da CHP İYİ Parti alternatif olmak için bilemediniz bir yıl sonra yine aynı sözleri sıralayacak.
Farklı bir söylem mi duyacaksınız?
E, geldik diyeceğimizin sonuna
Temmuz enflasyon oranı düşük tutulmuş emekli, memur mağdur olmuş.
Geriye dönelim.
Sandığa adım atarken ilk başlangıcın vadelerini anımsayalım,
Ya işte böyle,
Genel olarak elim kırılsaydı da diyormusunuz?