Bilemiyoruz farkında mısınız?
Kelkit Ticaret Odası’nın başarılı genç bir başkanı var.
Kendisiyle İlk kez İzmit’te Gümüşhaneliler Günü münasebetiyle düzenlenen program da tanıştık.
Hoş beşten sonra oda faaliyetlerini paylaşması durumunda kendileri ile sıcak temas kurabileceğimizi böylelikle Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde olup biteni de öğrenmiş olacağız dedik.
Memnuniyetle karşıladı..
‘Tamam’! diyerek onayladı..
Gel zaman, git zaman Kelkit ilçesinde kendisini izlemeye başladığımız süreç içerisinde kendi imkânları çerçevesinde bir şeyler yapmaya çalıştığını gözlemlemeye başladık..
Muhakkak ki bizlerinde göremediği türlü çalışmalara imza atıyordur Sayın Mustafa Servet Daltaban ki Kelkit gibi imkânların belli olduğu bir ilçe de bu tür organizasyonların çalışmaların görülmemesi göz ardı edilmemesi de mümkün değildir.
Keza biz İstanbul’dan kilometrelerce uzaklıktan biliyorsak umarız Gümüşhane geneli de her anlamda görüyordur ya da farkındalık oluşturuyordur.
Uzatmadan;
Son Kelkit Kültür ve Sanat Satış Etkinliğini kendileri ile konuşurken söz Karabuğday un undan açıldı.
Sayın Daltaban söylemesi kolay ancak hakikatle üzerinde durulduğunda ilçe ekonomisine ciddi katkıda bulunabilecek önemli bir projenin varlığından söz etti..
Karabuğday unu sözcüğü anlattıklarına göre aslında üzerinde durulması gereken önemli bir projeydi.
Eczacı kökenli Sayın Daltaban’ın tarım ilçesi Kelkit’te böylesine bir projeyi yaşama geçirip neden yeterince hepimizin konuşmadığını ayrıca sorgulamak gerekir.
Neyse biz esas konuya gelelim….
Kelkit ilçesi Öbektaş beldesinde temeli atılan tesisin zaman olarak uzasa da Ağustos ayında hizmete girmesi öngörülüyor.
Karabuğday unu ne işe yarayacak derseniz ‘glutensiz’ özelliği ile özellikle çölyak hastalarının aradığı ilaç pozisyonunda olacak…
Bu proje yeterince desteklenirse üretim artarsa belki Kelkit ilçesinde bir başka istihdam kapısı da aralanmış gözükecek.
Yani işveren, üretici ne derseniz deyiniz kazanırsa elbette çalıştırdığı kişilerde kazanacak, eve ekmek götürecek.
Bu konuya ilişkin olarak Tam Tarım ortaklarından Sayın Tayyar Gürsoy beye de kulak verelim..
Karabuğday unu önemli.
Üretici Gürsoy 2. Dünya Savaşında Rusların bu ekmekten yediğini ifade ediyor.
Aklımıza Sözcü Gazetesi Yazarı Sayın Soner Yalçın’ın ‘Saklı Seçilmişler’ adlı kitabı geliyor.
Bugün tarım, gıda üzerine uygulanan adeta yaşamımıza zarar verecek tüm uygulamalara karşıt tüketicileri uyaran bu kitabın anlattıklarına göre ve bir karşılaştırma yapılacak olursa Karabuğday unu tüketmenin ne derece önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Bir defa geleceğimiz, çocuklarımızın bugünkü gelişimlerine dikkatlice bakıldığında çabuk hastalanan, yeterince beslenemeyen, vücuduna giren bütün yedikleri ve içtiklerinin kendilerine ne kadar zarar verdiğini bu üretim ve vahşi para kazanma hırsının eklentisiyle irdelemek gerekliliğini ayrıca belirtmek istedim.
Tayyar Gürsoy devam ediyor…
‘Karabuğdayın 2017 yılında Ukrayna’dan getirdiğimiz tohumunun ekimini yaptıktan sonra 2018 yılında karabuğday ürününün bölgemiz iklimine uyum sağladığı gözlemledik ve Gümüşhane Valiliği İl Özel İdare Kanalıyla Tarım İl Müdürlüğüne getirttiğimiz bu karabuğdayı 120 dönüm alanda denedik’
İlk hasat çok ümit vermiş olmasa da vazgeçmeyen üreticilerden Tayyar Gürsoy bu sezonki ekimden oldukça ümitli olduğunu ifade ediyor
2019 yılında 700 dönümlük alanda ekim yaptırmışlar..
Metrekarede 18 ila 22 kilogram arasında alınacak karabuğday hasadı kendileri açısından başarı olarak kabul görüyor
Şu glutensiz sözcüğüne kafamızı takıyoruz..
Bizim anladığımız ‘gluten’ meğer o gluten değilmiş.
Tayyar Gürsoy gluteni, ekmeğin özü hamuru olarak nitelendirdi.
Birazcık daha araştırma yaptık ‘gluteni’ arama motoruna sorduk bakınız karşımıza ne çıktı:
Gluten, son günlerde bazı hastalık grupları için özel hassasiyet gerektirmesi nedeniyle merak edilmeye başlanmıştır. İhtiva ettiği proteinler nedeniyle alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilen Gluten, ekmek dışında bazı ürünlerin içerisinde de kullanılmaktadır.
Karabuğday unu glutensiz yani katkısız yani günümüzün önemli hastalığı çölyak adına aranılan ilaç.
Böyle de bir özelliği var
Az önce ifade ettiğimiz gıda terörü noktasında artık dünya bile hatta başta Avrupa olmak üzere bu ürünün kullanılması için adeta seferberlik ilan etmiş..
Tabi biz Türkler her şeyi sonradan anladığımız gibi Allah vergisi verimli topraklarımızda neden bu iş için daha öncede bir eylemde bulunmadık diye de düşünebilirsiniz..
Karabuğday unu projesini başta Kelkit Ticaret ve Sanayi Odasının hamlesinin üreticilerini -işin ticari boyutu bizi ilgilendirmez- girişimcilerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Kelkit bu topraklarda aslında bir hazine taşıyor.
Ulusal ve Avrupa gündeminde bir glutensiz karabuğday ürünleri mutlaka tüketilmesi noktasına teşvik görürken bizlerin bugün bile hala ne yiyip ne içtiğimizi sorgulayamamız gerçekten kaygı vericidir.
Böylesine önemli bir hazinenin farkındalığı tabi işin içerisinde olanlar tarafından daha iyi idrak edilmekle birlikte benim dinlediklerime göre henüz kavranılmamış..
Örneğin başta yerel basınımızın bu konuyu daha fazla yazması daha fazla üzerinde durmasıyla başlayabiliriz mesela.
Üniversiteden katkı daha fazla neden olmasın..
Pestili kömeyi açık oturumlarla konuşan üniversite karabuğdayı da gündemine alabilir..
Geleceğimiz için çocuklarımız için sağlıklı bir yaşam için glutensiz karabuğday unu büyük önem taşıyor
Kurulacak tesisten, akla getiren uygulamaya koyan kim varsa hakikaten tebrik etmek gerekir..
Sayın Mustafa Servet Daltaban ve Tayyar Gürsoy Bey bu tebriği hak eden ilk isimler olmalılar.