Umarız Gümüşhane farkındadır.





*
Bizim 1954 Kelkit Belediyespor diye bir futbol kulübümüz var
Biliyorum biraz sıkıldınız, belki birşeylerin farklı olmasını, farklı birşeylerden söz edilmesini beklemek en doğal, olağan hakkınız.
Sık sık bu şehir için başka neler yapılabilir diye kafa yoruyorsunuz yada yoruyoruz.





*
Elbette bu toprağın insanı olarak sorumluluk bilinci içerisinde hareket ederek elimizden, dilimizden ne geliyorsa yapmaya gayret edeceğiz.
Neticede bu topraklar üzerinde yaşıyorsak bu kimliği taşıyorsak ne kadar görmemezlikten gelirsek gelelim içimiz bir şeyler doğru dürüst gitmeyince cız ediyor.





*
Sonunda hepimizin mutlu olacağı bir noktada buluşmak adına birşeyleri bulup ortaya çıkarabiliyorsan ne mutlu bize..
Böylesine bir girizgâhtan sonra konuyu 1954 Kelkit Belediyespora getirmek istiyorum..





*
Hepinizin bildiği gibi Gümüşhanespor son iki sezondur olağanüstü kötü günler yaşıyor..
An itibarıyla puan cetvelindeki yeri de hiç iyi değil..
Gümüşhanesporun küme düşmesi hepimizin içini acıtır, ben böyle bir şeye ihmal vermiyorum biliyorum ki ikinci yarıda çabuk toparlanacak olan Gümüşhanespor inşallah kötü günleri de geride bırakacaktır.
Gümüşhanespor’da hal böyle iken 1954 Kelkit Belediyespor’dan söz etmemek olmazdı.





*
Gerçekten bir ilçe ekibi olarak mücadele ettiği üçüncü lig de ikinci sezon da grubunda şuan zirvede.
Belki bu haftaı bay geçireceği için sırlama değişse de bizim için gerçek değişmeyecek.
Zira hiç olmayan imkanlarla zirvede olmak gerçekten gurur verici bir durum.





*
Ben bir Gümüşhaneli olarak gerçekten mutluluk ve onur duydum
Kelkit, Gümüşhane’nin en büyük ilçesi dolayısıyla bir futbol kulübünün ki, 1954’de başlayan mazisi var başarılı olması hepimizi gerçekten çok mutlu ediyor.





*
Sezon sonu ne olur serüven nerede biter bilemem ancak Ulaş Ulusan ve öğrencilerini tebrik ediyoruz, olağanüstü işler başarıyorlar.
Söz dönüp dolaşıp desteğe geliyor ama maalesef 1954 Kelkit Belediyespor’da edindiğimiz bilgilere göre bu konuda oldukça muzdarip.
Profesyonel kulüplerin yönetiminin profesyonel şekilde sürdürülebiliyor olması ve tabi ki ekonomik gücü başarının da anahtarı gibidir.
Mücadele, alınteri veya diğer etmenler tamam da ne ki hiç biri ekonomik boyut kadar etkin olamıyor..





*
Profesyonel oyuncu parası gecikti mi; sahada verimli olamıyor..
1954 Kelkit Belediyespor yöneticilerine de Allah kolaylık versin diyoruz
Gümüşhane’nin potansiyeli belli, olanaklar oldukça kısıtlı eh, iş dönüp dolaşıp dışarıdan gelecek kaynaklara bakıyor
Peki, Gümüşhane’miz ne yapıyor?
Takdiri sizlere bırakıyorum….





*
Baktığımızda,
Üçüncü ligin en az 2. Lig veya 1. Lig kadar zor bir platform olduğunu futbolu bilen analiz eden herkes tarafından dile getiriliyor
Yani üçüncü lig de ekilecek tohum belki de belki mübalaa olabilir diyeceksiniz ancak süper lige kadar yolu açabiliyor..





*
Örnek vermeye çalışsak zamanımız bu konuya yetmeyecektir..
1954 Kelkit Belediyespor’un sanırız işi bundan sonra daha zor
6 Ocakta 68 Aksaray ile karşı karşıya gelecek
Yani zirveyi bırakmaması adına bu müsabaka da önem arzediyor.
Üzülerek ifade edelim ki Gümüşhane olarak değerlerimize sahip çıkma konusunda yeteri özveriyi göstermiyoruz.





*
Gümüşhanespor, 1954 Kelkit Belediyespor, Şiran Akademi, Torul Gençlik hepsi bizim..
Bir anda elimizin avucumuzun içerisinden kayıp gitmesin, bakınız tekrar söylüyoruz Gümüşhane gibi bir Anadolu şehrinde bu tür organizasyonlar çok çok önemlidir.





*
Örneğin Gümüşhanesporun süper lig de mücadele verdiğini bir düşünelim,
Ülkenin en büyük medyası TRT Gümüşhane’yi gösterecek, Gümüşhaneden söz edecek..
Yani konuyu fazla dağıtmadan 1954 Kelkit Belediyespor daha üst liglerde olsa Gümüşhane’ye bakış açısı değişecek.
Gümüşhane’nin çehresi değişecek.





*






Yıllardır hep ver kardeş, yardım et ağabey, SMS kampanyası, haydi arkadaşlar parolasıyla hareket ettik
Eh, bu katar da ancak bu kadar yürüdü.
Hep söylüyorum bilinen şeyleri tekrar edip kafa yormak istemiyorsak köklü çözüm şart.





*
Onun içindir ki, 1954 Kelkit Belediyespor gibi bir değer de bu önemli mücadele de yalnız bırakılmasın.
Hani nasıl diyorlardı bir keresinde;





*
‘Sen de varmısın’?