Şov olmaz, naz olmaz, küs olmaz.
Baktık ki, bir Gümüşhaneli diğerini görmemek adına köşesine kıvrılırken öteki içeri giren bakana yakın olmaya çabalıyor.
Tam dört gün sürdü Feshane Tanıtım Günleri,
Kah Tv’den, kah dostlarımızdan dinledik.
Gümüşhane tanıtım gününde Ümraniye belediye başkanını da dinledik.
Sahneden sanatçısına el kol hareketi yapan sunucuyu da gördük.
Topladık, çıkarttık, çarptık, böldük..
Peki, biz dört gün boyunca biz ne yaptık?
Kimisi eline mikrofon almış öne koşuyor,
Kimi pestilin ucundan koparmaya çalışıyor.
Amir, memur takımının gözü hep üst tarafta,
Sanki Gümüşhaneyi değilde kendisini tanıtıyor.
Vatandaşa ise bi şey soran yok.
Stanttadaki kuşburnu ev yapımı,
Bayii diyor ki, ‘İstanbul’da tanıtım yok, bilinmiyor’
Gümüşhaneli bakanın peşinden koşacağına ekonomisti, amiri, yetkilisi, yetkisizi, bir şey olur mu bana derdinden bir an önce kurtularak bu konularla da ilgilenmeli.
Açılış töreninin siyasi şova dönüştürüldüğü savı da var,
Tabi Uğur Işılak’a ödenen okkalı ücretle, Gümüşhaneli sanatçıya verilen sadaka misali parada notlarımızın arasında.
Hadi bi şey daha diyeyim,
Stant açan ve yağmurun azizliğine uğrayan esnafın isyanı ise ayrıydı.
Tanıtım gününde siyaset yapmadan olur mu?
Gümüşhaneli bu!
Vur başına tokmağı al elinden ekmeği,
Bilindik simalar kürsüde,
En çok Ümraniye belediye başkanının konuşması dikkat çekti,
Seçim sonucuna göre Kültür Merkezi,
Eh, daha ne diyelim,
Gümüşhaneliler çılgınca alkışladı.
Bize yutkunmak düşer.
Ne gerek vardı.
Mikrofondan televizyona söylemeye..
Allah rızası için yapılacak,  bir ilim irfan insanı adına yapılacak eser siyasetin dolgu malzemesi nasıl yapılırdı.
Gümüşhaneli beğendi, alkışladı.
Milletin vekilleri, bakan sanki seçim propagandası yapar gibi konuştular.
Olmadı.
Madem öyleydi, CHP’liside MHP’liside hatta diğer siyasi parti temsilcileride konuşmalıydı.
Feshane de bir gerçek vardı ki  
O da Sungurlu farkıydı.
Gerçekten ağırbaşlılığı, sanki yeni siyasete girmişcesine duruşu, Feshane tanıtım günlerinin önüne geçti.
Ha hiç mi iyi bir şey yoktu,
Ceceli konseri muhteşemdi.
Doğrusu bas bas bağıran Işılak’ın ne dediğini bozuk ses düzeninden anlayamadık.