Yazmazsam kendime kızarım.
Türk futbolunda çığır açan kaprissiz futbol adamı;
Sözde her şeyi bilen futbol adamlarına, futbolu yönetenlere ders verdi.
Şenol Güneş’tir o isim..
Nereden başlayayım.
Önce kocaman bir tebrik.
İlk maçta hak etmediği bir şekilde yarı finalde (T.K) sahasında mağlup olduğu Fenerbahçe’yi Kadıköy’de sahasına gömdü.
Ki,
O Güneş, 
2010- 2011 sezonu dahil 
96’da da aynı akıbeti yaşamış, 
Trabzonspor’un başında dönüm noktası olan müsabakaları Fenerbahçe’ye karşı kaybetmişti.
İntikamı çok ama çok acı oldu.

Başa dönelim,
2002 Dünya Kupasında Türk Milli Takımı onun sayesinde dünya üçüncülüğünü elde etti.
Şanssız Brezilya maçlarını geçebilseydik belki de Dünya Şampiyonu idi Milli Takım.
Şenol Güneş haksız bir şekilde 2006 Avrupa futbol şampiyonasına gidemediği için ya da bir başka deyişle sanki bütün kabahat onunmuş gibi kapı gösterildi.
Şimdi milli takımın ne hale getirildiğini de görüyoruz.
Şenol Güneş bu manada büyük haksızlık yaşamışken sözde her şeyi bilen Trabzonspor’un bugünkü yönetimi tarafından da göz ardı edilmiştir.
Acaba Hacıosmanoğlu düşünüyorum da Bursa maçını izlediyse eğer neler düşünmüştür neler!
TS Başkanı, hukuki bir boyut kazanmasın diye kötü bir cümle kullanmak istemiyorum ancak söylemeden geçemeyeceğim yönetim anlayışıyla Trabzonspor’un dibine dinamit koymuştur.
Ben dün yarı finalde Fenerbahçe karşısında aslanlar gibi mücadele ederek Galatasaray’a rakip olan Bursaspor’un teknik direktörü Şenol Güneş’i yürekten kutluyorum.
Ey Trabzonlular! Şimdi kaçan balığın ne kadar büyük olduğunu gördünüz mü?