Yazın yazı yazmak zordur.

Herkes bir şezlonga uzansın,

güneşin tadını çıkarsın.

Ama biçilecek çayır da onları bekliyor.

Veyahut bir sahil boyunca 

hiçbir şey düşünmeden dalıp dalıp uzaklara gitsinler

Ayşe, Fatma, Hayri, Mehmet.

ohoo! ne kolay tarla karınarak, ark açılacak

Ne bileyim

Bir çay ocağında eski günlerden söz edilsin Harşit ninni söylerken onlara

Ne ki daha kartol için hazırlıklar yapılacak, fasulye için belki de uzun zamandır beklenen su için yeni bir arayış başlayacak.

*

Onun içindir ki, yazın bizim oralarda çok tatil düşünülemez.

Oralarda yaz biçmek, kazmak, üretmek kışa hazırlık için amansız bir mücadele vermek demektir.

Herşeye rağmen hayatın mücadele olduğunu herkes bilir

Atasözünde saklı olduğu gibi

Yazın başı pişenin kışın aşı pişecek.

*

Bir de metropol var tabi

trafik, kalabalık, günlük mesai, koşuşturma

Sabahın köründe kalkma, akşamın karanlığında eve dönüş.

Bizim için geçerli bunlar

Sonra baş döndüren bir şekilde kış sonbahar ilkbahar derken –gerçi mevsimlerde değişti ya- yaz kapıya dayanır.

İşte bizim içinde yazı yazmak zorlaşır

Çünkü tatil modunuz depreşir

Eliniz kaleme gitmez

Sanki pili bitmiş lamba gibi sönersiniz.

*

Yine de okuyucuya karşı sorumluluğunuz var

Bekler!

Hakkıdır da.

Hele sürekli takipte ise

Acaba diye sayfalara ulaşmak ister.

*

Evet olup bitenleri zaten sizler biz gibi görüyorsunuz demekten başka bir şey gelmiyor elimizden

Bize düşen olup biteni bükmeden göstermek aktarmak anlatmak

Mutlu bir ülke olsun

İnsanımız olsun

Herkesin yüzün gülsün diyoruz

*

Yazın sıcakları, insanımızın birazcık can sıkkınlıkları

Ekleyebileceklerimiz

Şu tatil yaz hayırlısı ise bir bitsin

Yine görüşürüz inşallah

Birazcık müsaade..

Bodrum’dan sevgiler, saygılar..