Yola çıkarken bir torba azık, bir dilim dostluktu anlayacağınız hissettikleri.
Korku sadece konuşmak değildir, sadece konuşulanların oracıkta yığılıp kalmasıydı.
Gündüz ve gece kadar net iki kavram gibi yaşamın insanın yüzüne çarpan gerçekleri var.
Mücadele ediyorsunuzdur, Ne için diye sormazlar mesela..
Mücadele gücünüzün şiddetine bakarlar,
Gün gelir sen korkunç bir eylemle direnirsin tüm haksızlıklara olabildiğince..
*
Öyleyse neden varım ben, neden benim bugüne kadar çektiğim kürekler boşa gidiyor diye düşünebilir muhatap,
Çürük tahtaya basıp şiddetle aşağıya düşenlerin akıbetidir oysa yaşamın söyledikleri..
Haykırır!
Üzerimde dolanıyorsan da unuttuğun bir şey var; dümdüz ve eksiksiz olacaksın…
*
Yaşamla hayat arasında bir çizginin olduğuna inanılır
Ne bir eksik ne de bir fazla,
Gülümseyerek ilerlediğin bir dönemi ağlayarak geri dönebilirsin mesela.
Ayağına takılacak bir çakıl taşının canını nasıl yaktığını hesaplayamayabilirsen de..
*
Bazı insanlarda bunun içindir ki, işte önce ekmek der, hayatın ince çizgilerine takılmama adına.
Öyle ya; karnı doymadan nasıl duysun nasıl işitsin, nasıl söz dinlesin,
Koluna girmeyenlerin bir hayli fazla olduğunu senden benden hepimizden çok daha iyi biliyor.
*
Tok ila aç zaten kendisini belli ediyordur, belli olmayan ne kadar tok’un ne kadar aç’ın var olduğudur.
Bir de gözü aç olanlar var,
Onların sayısını gerçekten bilmesek te olur.
*
Bugün günlerden iyi konuşmak zamanıdır.
Özlemle sımsıkı birbirine sarılmak günü gelmiştir.
Hep gönlü, yüreği, karnı tok yüzlerdir onlar,
Direndiklerine hele bir bakınız…
Adam olmak adına yarışanlardır
Eğip bükülmeyenlerdir listenin başında.
*
Üzerinde sıkça durduğum ve tartışılmasında fayda gördüğüm bir sözcüğü yine tekrar etmek istiyorum,
Hepimiz haklıysak ve hepimizin kendine göre bir doğrusu varsa,
Yanlışı, nerede, nasıl ne şekilde ortaya çıkartacağız..
*
Mübarek ekmeğin gücünde bulacağız öpüp başımıza koyduğumuzda.
*
Bir dostumun sesini ilk kez bu kadar titreyerek dinledim
Üzüntüsü sadece bunca çırpınışa değin hala anlatamadıklarıydı
İnsanlığın giderek kaybolan vefa duygusunun yitip gitmesiydi.
Üzülme diyerek omzunu sıvazlamak isterdim ama söylenecek bir şey de kalmamıştı o an..
Hani nasıl söylenir kısaca, ‘Sözün bittiği yerdi’!
*
Toparlayayım öyleyse
Yıllarca biriktirdikleriniz
Üzerine titrediğiniz
Herkesten sakındığınız
Sarıp sarmaladığınız yakut misali gözünüz gibi baktığınız
Bugün tüm değerlerin yitip gitmesindendir korkumuz.





*
Ne demiştik başlarken,
‘Yola çıkarken bir torba azık, bir dilim dostluktu anlayacağınız hissettikleri.
Korku sadece konuşmak değildir, sadece konuşulanların oracıkta yığılıp kalmasıydı’.