İnsanoğlu yıllardır kendi kendine hep aynı soruları sorar,

İyiyi, güzeli ve ortadan kaldırmak istediği sorunları çözmek ister.

Bazen yalnız başına, bazen omuz omuza.

*

Bu terazi hiç şaşmazdı,

Kefesinin bir gözünde siz, diğerinde o.

Bu dostluğun yanlışa doğru bir ağırlığı olabilir mi?

Yoksa nasıl dursun vicdan çekülü bir ince çizgiye değin.

*

Kâh bir albüm, kâh bir kenarı yırtık fotoğraf ve bir adım ötesi zamanın puslu anıları.

Hatırladınız değil mi?

Birlikte düştüğünüz çamurlu yolların sizi nerede buluşturduğunu..?

*

O dikiş atılan yer acımadı da, yıllar sonra gösterdiği vefasızlık yıktı ummadıklarınızı..





Birlikte tırmandığınız kiraz ağacının kırılacağını bildiğiniz halde inadına en lezzetine ulaşmak için elini uzattığınız dalı..

Hala dokundukça acıyor değil mi size gelen sözleri..

*

Ne oldum deme, ne olacağım de.

Çok basit bir tartıdır bu hayatın içinden.

Lütfen itiraz etmeden bir kez olsun dinle

Şöyle başla örneğin yeniden yazmaya

‘Nereden başlamalı’

*

O eski bir dost olduğunu çoktan hatırlattı

Ne zaman başı darda olduğunda koştu hiç tereddüt etmeden,

Nasıl söylenir, ‘Söz de değil, özde yaptı herşeyi’!

*

Bugüne kadar verdiğin bütün mücadeleleri biriktir,

Elbette gün gelir meyvelerini toplarsın.

*

Sahi, dişini sıkıp veryansın ettiklerin yok mu? Bir nokta koy ucuna acı çektiklerinin..

*

Yüreklerde iz bırakan başkalarıdır

Zira bırakıp gidenin arkasından ağlanmaz!

Acının bir adresi var mı diye sakın sorma.

Dümdüz gör bazen arkandan hançer sallayan zihinlerin küçüklüğünü.

*

Üstü çizilecek

Kalın harflerle yazacaksın alınterini

Bir gün keser dönecek sap dönecektir, hesaplar ve kitapların başına yeniden oturulacaktır.

Söz bittiğinde.

*

Güneşin bağrında alın terini sildiğini gibi

Hayatında dost bildiklerinin çiziklerini de sileceksin

Sadece cemiyetten değil

Yüreğinde de bitireceksin.