Yalan mı bu ifadeler!

Yoksa öylesine suya yazılmış bir yazı mı?

Bir ürkekliğin düşler diyarı mı?

Tarifi yok.

*

Hiç mi tutar yanı olmaz bu gidişin, umarsızca mı dökülüyor dudaklardan sözcükler,

Bir beyaz bayrak mı sallanan gülüşe değin.

Bir el mi dokunan yüzdeki teri silmenin,

Sanmıyorum..

Daha çok açacak güneş var, biliyorsun.

*

Başlıyoruz öyleyse

Dilim dilim ve lokma lokma geçecek her bir zihinden paylaştıklarımız,

Ve buradan bakacak yine insanlığa; insanlığın kaybolmayan yüzü, sevinçler ve hüzünler.

*

Kim inkâr edebilir ki,

Özlemlerin dili yıllarca hiç değişmedi,

Bir damla gözyaşı, bir mendil ve geride hep yalnız kalanlar.

*

Dahası arkada yeşermiş solmayan koca hatıralar, hepimiz birer birer bir kenara koyduk yaşadıklarımızı.

Mutlu olmak istedik, mutlu olmayı bir hedef belirledik kendimize, içinden geçilmez acıları hatırlamayarak..

*

Bir taşa dokunurcasına buz kesen ellerimizi sıcak bir sırtın üzerinde görmek istedik hep,

Ve hayallerimiz hep diri kaldı yaşama sevincimize ortak..

*

Zaman geldi hiç bu kadar mutlu olduğunuzu anımsamadınız,

Bir gül bahçesi gibi kokular içerisinde gelen aşka bir el verdiniz sadece,

Yağmur ıslattığında gözyaşlarınızı zamana oldu isyanınız, vefasızlığa başkaldıran sözcüklerle eksiksiz başbaşa kaldınız.

*

Hiç bitmesin o zaman dostlukların sereserpe uzanan kokusu bedeninizi,

Gülümsemekle bir şey kaybetmeyeceğinizi ne olur unutmayın?

*

Bir kaldırım taşında oturup gelip geçenden öğrenmek hayatı,

Bir düşen yaprağın üzerinde gibi hissetmek hayatı,

Bir pınardan kana kana su içer gibi dost biriktirmekle yarıştır zamanı.

*

Zamanı gelip geçen boş şeylerle kaybetme varsa imkânı,

O kadar değerli ki, o kadar azımsanmayacak kadar güzel ki o saatlerin dakikaların her biri,

Geri gelmeyecek inanılmaz değil mi, bak mutlu etmedi sanki seni, o vefasızlığı.

*

İşte ötesi yok

Sevgiden yana bulacağın en değerli sözcük yine sevgidir.

Nazlı nazlı, el ele yürümek için tüm kem sözlere inat, tırmanıyorlar zirveye adım adım.

*

Güzel düşler kurmalısınız yarına değin

İhtiyacınız olanı bir tutam da olsa koparmak gerekmez mi?

Seni kim engelleyecek bu masum istekten,

Sazın teline değen mızrap gibi tamamlar bu masum sebepler..