Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında şu ifadelere yer verdi:
Toplumların temel taşı aile, ailenin temel taşlarından biri ise kadınlarımızdır. Unutulmamalıdır ki; Her zaman varlıklarıyla hayatın her alanında fedakârlığı, üretkenliği ve duyarlılığı temsil eden kadınlarımız huzurlu, mutlu ve sağlıklı toplumların teminatıdır. Ayrıca kadınlarımız her daim zarafetleri, fedakârlıkları, nezaketleri ve letafetleriyle toplumumuzun denge unsuru olmuşlardır.
İstiklal mücadelemizde de çok önemli görevleri üstlenen kadınlarımız canları pahasına vatanı korkusuzca savunmuşlardır. En başta annelik gibi kutsal bir görevi yerine getiren kadınlarımıza daima saygı duymalıyız. Yüce dinimiz ve medeniyetimizde her zaman kadına özel bir önem vermiş ve kadınlarımızın hak ve hukuklarının çiğnenmemesi hususunun altını önemle çizmiştir. Peygamber Efendimiz bir hadsi-i şerifinde "Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı en iyi davrananınızdır." buyurmuştur.
Bu duygu ve düşüncelerle, hayatımıza emekleriyle ve değerleriyle anlam katan tüm Dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü tebrik ediyor, sağlık, huzur ve mutluluklar diliyorum.
PALANDÖKEN, “GELECEĞİ KADINLAR ŞEKİLLENDİRİYOR”
-“KADINLAR TOPLUMUM HER KADEMESİNDE DESTEKLENMELİ”
-“KADIN ESNAF SAYISI GEÇEN YIL 10 BİN ARTARAK 267 BİNE ÇIKTI”
“NÜFUSA ORANLA EN ÇOK KADIN ESNAF ÇANAKKALE’DE”
-“KADIN ESNAF EN ÇOK BAKKALLIĞI TERCİH EDİYOR”
ANKARA- Kadınların toplumun her alanında desteklenmesi gerektiğini belirten TESKGenel Başkanı Bendevi Palandöken 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Palandöken açıklamasında, “Kadınların ekonomiye katkısı her geçen artıyor. Nitekim kadın esnaf sayımız da 1 yılda 10 binin üzerinde arttı. Kadınların işgücüne katılımının ekonomik büyümeye katkısı çok büyük. Bu sebeple kadın esnafımız başta olmak üzere tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, çalışma hayatının her kademesinde var olmalarını ve büyük başarılara imza atmalarını diliyorum. Hayatımızın her alanında var olan en büyük destekçilerimizin değeri yalnızca bir gün değil her gün bilinmeli. Geleceğimizi, kendileri ve yetiştirdikleri çocukları ile birlikte kadınlar şekillendiriyor” dedi.
-“GELECEĞİN ŞEKİLLENMESİNDE EN BÜYÜK ROL KADINLARIN”
Kadınların iş hayatında ve aile hayatındaki varlıklarının önemine dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Kadınlar doğumdan ölüme kadar anne, abla, kardeş, teyze, hala, eş gibi birçok şekilde hayatımızın her alanında yanı başımızdalar. Bir kadın hem yetiştirir hem kendi yetişir. Onların yetiştirdiği nesiller geleceğin şekillenmesinde önemli rol oynar. Dolayısıyla kadınların toplumun her alanında var olması, desteklenmesi gerekir. Ekonomik anlamda iş gücüne katılımları, ticari hayatta var olmaları hem kendi ayakları üzerinde durmalarında hem ülkemizin kalkınmasında çok büyük etkendir.Bu sebeple kadın esnafımız başta olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, kadınların kendileri ve ülkemiz için imza attıkları başarıların devamını diliyorum” diye konuştu.
-“KADIN ESNAF SAYISI 1 YILDA 10 BİN ARTARAK 267 BİN 183 OLDU”
Kadın esnaf sayısının 1 yılda yüzde 4 artarak 267 bin 183 olduğunu bildiren Palandöken, “Sanatta, politikada, sporda, edebiyatta, ekonomide toplumun her alanında kadın sayısının artması güçlü bir ülke demektir. Özellikle ekonomide TESK olarak kadınları her zaman destekliyoruz. Öyle ki kadın esnaf sayımız bu yıl şubat ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 10 bin 191 artarak 267 bin 183’e çıktı. Bu yüzde 3’lük artışla kadın esnafımızın tüm esnaflar içerisindeki oranı yüzde 15,78 oldu. TESK’in Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri alıp kendi işinin patronu olma yolunda ilk adımı atan bin 388 kişinin 704’ü kadın. Nüfusa oranla kadın esnafın en çok olduğu ilk 5 ilimiz ise sırasıyla yüzde 0,83 ile Çanakkale, yüzde 0,78 ile Muğla, yüzde 0,76 ile Uşak, yüzde 0,75 ile Burdur ve 0,72 ile Balıkesir. Bu sayıların daha fazla artması için konfederasyon olarak desteğimiz her zaman devam edecektir” diye söyledi.
Kadının İstihdamda Adı Yok,
Siyasette Yeri Yok,
Ekonomik Gücü Yok
1857 tarihinde tekstil fabrikasında sadece daha iyi koşullarda çalışmak isteyen kadın işçilerin başlattığı grev şüpheli bir yangınla son bulmuş, 129 kadın işçi yangında hayatını kaybetmiştir. “Eşit işe eşit ücret” ve daha iyi koşullarda çalışmak isteyen kadınların anısına 8 Mart tüm dünyada “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılmaktadır.
Aradan 161 yıl geçmesine rağmen, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’nun ortaya koyduğu veriler göstermiştir ki, hiç bir ülke cinsiyet eşitsizliğini giderememiştir. 144 ülkenin değerlendirildiği 2017 yılı raporunda Türkiye bir önceki yıla göre bir sıra daha gerileyerek maalesef 131’ıncı sırada yer almıştır.
Kadının istihdamda adı yok
Kadınlar iş yaşamında da eşit şekilde temsil edilememektedir. Kadın istihdam oranı erkeklerin istihdam oranının yarısından az durumdadır. İşgücü araştırması sonuçlarına göre; 2017 yılı Kasım döneminde, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı % 47.3 olup, bu oran erkeklerde % 65.8, kadınlarda ise %29.3’tür.
Avrupa Birliği üye ülkelerinin kadınların işgücüne katılma oranı incelendiğinde; 2016 yılında kadınların işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu ülke % 60.8 ile İsveç iken en düşük olduğu ülke % 44 ile Yunanistan oldu. Avrupa Birliği üye 28 ülkenin ortalama kadınların işgücüne katılma oranı ise % 52,6 oldu.
Şubat 2018’de açıklanan TÜİK verilerine göre 2017 yılı Kasım döneminde erkeklerde işgücüne katılma oranı %72.1 olurken, kadınlarda ise %33.8 olarak gerçekleşmiştir.
Eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı daha yüksek
Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %16.0, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı %28,2, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %32,3, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %42,6 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %73,2 oldu.
Kadının siyasette yeri yok
Kadınlar siyasi alanda da erkeklere göre daha az yer aldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili sayısı 75, oranı ise % 13,86. Türkiye’de 2018 yılında kabine 27 bakandan oluşurken, bunların sadece 2’si kadın. En son 2014 yılında yapılan yerel seçimlerinde kadın belediye başkanı oranı %2,9 oldu. 2014 yılı yerel seçimlerinde kadın muhtar oranı ise % 2 oldu.
Kadının ekonomik gücü yok
Türkiye’de 2016’da % 27 olan kadın istihdamı, % 29’a çıksa da kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor. Yüksekokul mezunu bir kadının yıllık kazancı, aynı eğitim seviyesinden bir erkeğin kazancından % 18,24 daha düşüktür.
İşgücüne dahil olamama nedeni ev işleri
Kadınların işgücüne dahil olamama nedenlerine bakıldığında ev işleriyle meşguliyet % 39,5 istatistiklere yansımıştır. Sorumlulukların hane içinde erkek ile eşit şekilde paylaşılması gerekmektedir. Kadının çalışmasını engelleyen temel nedenlerin giderilmesi gerekmektedir.
Kadının işgücüne katılımı hem sosyal açıdan hem de kalkınma açısından önemlidir. Yapılan bazı araştırmalar kadının işgücüne katılımı ve ekonomik büyüme arasında doğru orantı olduğuna işaret etmektedir. Kadının işgücüne katılımının düşük olmasının ve kadınların daha düşük maaşlarla çalışıyor olmasının kişi başına geliri önemli ölçüde aşağı çektiği bilinmektedir. Kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek için uygulanabilir politikaların oluşturulması sadece kadının değil toplumun refahı için büyük önem arz etmektedir.
Sağlık ve sosyal hizmetlerde kadın çalışan olmak
Sağlık ve sosyal hizmetlerle ilgili kurum ve kuruluşlarda genel istatistiklerin tersine kadın çalışan sayısı daha fazladır. Emek yoğun olarak çalışılan sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışan kadınların, kendine özgü risk ve zorlukları vardır. Hizmetin 7/24 devamlılık gerektirdiği sağlık kuruluşlarında yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri ve nöbet uygulaması, aynı zamanda anne olan kadın sağlık çalışanını, yoğun stres ile karşı karşıya bırakmaktadır. Sağlık çalışanları “öğle tatili” veya “dinlenme molası” dahi kullanamamaktadırlar. Dinlenme hakkı Anayasal bir haktır ve bunun gereği düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.
İşte bu olumsuz çalışma koşulları, kadın sağlık çalışanının ruh ve beden sağlıklarını, sosyal ve aile yaşamlarını olumsuz etkilemektedir.
Kadına şiddet son bulmalı
Bugün örnek gösterilen batı ülkelerinden çok daha önce toplumda erkek ile eşit yer bulan Türk kadını, maalesef toplumda hak ettiği yere ulaşamamıştır. Atatürk 1923 yılında kadın konusundaki düşüncelerini “… Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur… Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurun sonucudur… Bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken öteki uzvu atalette olursa, o toplum felce uğramış demektir.” sözleriyle ifade etmiştir. Cumhuriyet devrimleri Türk kadınının çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağlamıştır. Ancak bugün siyasi iktidar, cumhuriyetin kadının hakları ve statüsü konusunda kazanımlarını silmek istemektedir. Bu zihniyetin iktidarında kadına şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri ciddi oranda artış göstermiştir. Geçtiğimiz ocak ayında 28 kadın cinayeti işlenirken bu rakam şubat ayında 47’ye ulaşmıştır. Kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek kadına tacizi, tecavüzü, şiddeti önleyebilmenin önemli adımlarından biri olacaktır.
Eşit hak ve özgürlüklere sahip çıkmanın yolu laik Cumhuriyete sahip çıkmaktan geçtiği inancı ile başta Sendikamız Genel Sağlık-İş ve Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalarımızın üyesi emekçi kadınlar olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Zekiye Bacaksız
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
DSP Lideri Aksakal, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı Yayınladı.
DSP Genel Başkanı Sayın Önder AKSAKAL Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bir mesaj yayınladı. AKSAKAL’ın mesajı şöyle:
“Üretken doğa’nın en kutsal varlıklarının başında gelen kadınlar, dünya var olduğundan bu yana aile kavramının temel taşı olmuşlardır.
Çağdaş medeniyetlerdeki konumları itibariyle her alanda eşit, her konuda özgür ve her konumda sorumluluk üstlenebiliyor olsalar da ekonomik ve sosyal anlamda geri bıraktırılmış ülkelerde maalesef farklı bir yaşama mahkum edilmişlerdir.
Erkek egemen toplumların karakteristik özelliği olan bu durum ülkemizde de en belirgin şekilde göze çarpmaktadır.
Kadına yönelik şiddetin, tacizin ve cinayetlerin en üst seviyede yaşandığı bir Türkiye manzarasını, mevcut siyasi iktidar yapısının toplumsal yaşam kriterlerinin dışında değerlendirmek, sorunun can alıcı özelliğinigörmezden gelmek demektir.
Oysa Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet rejiminin en önemli özelliği kadına verdiği önemin ağırlığıyla özdeştir.
Demokratik Sol’un iktidarı yakındır.
Her gün “din kisvesi” altında sözde din adamlarınca öne sürülen görüşlerin hiçbir inanç değerleriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Çünkü dini inançların hiç birisi kadını ikincil olarak tanımlamamıştır.
Emeğin ve fedakarlığın simgesi olmuş kadınlarımız DSP iktidarında gerçek anlamda özgürlüğün ve eşitliğin sahibi olarak toplumsal yaşamdaki varlıklarını sürdüreceklerdir.
Bizim anlayışımızda; üreten, yetiren, yaşamı çeviren kadınlarımız, varlıklarıyla dayanağımız, yürekleriyle sığınağımızdır.
Dünya emekçi kadınlar günü, öncelikle Türk milleti’nin fertleri kendi kadınlarımız olmak üzere tüm dünya emekçi kadınlarına kutlu olsun.”
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
8 Mart 1857 yılında New York’ta tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın düşük ücretlerine, uzun çalışma saatlerine ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Greve müdahale edilmesi sonucu 129 kadın işçi yanarak öldü. 1910 yılında 2. Enternasyonal Kadın Konferansı’nda, 17 Mart 1970 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edilmiştir.
Ancak aradan geçen 161 yıla rağmen Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir kez daha ayrımcılık ve şiddete karşı eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının gölgesinde kalmaktadır.
Ülkemizde, kadına yönelik şiddet, kadın emeği sömürüsü, kadın bedeni sömürüsü, kadın yoksulluğu, kadın işsizliği, çocuk gelinler ve okula gönderilmeyen kız çocukları, tacizciyi, tecavüzcüyü, saldırganı koruyup kollayan hukuk sistemi, genel anlamda da AKP iktidarının kadını yok sayan gerici politikaları kadının özgürleşmesi önünde en büyük engeller olarak durmaktadır. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her geçen gün artarak yükselmektedir.
Bugün kız çocukları 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte örgün eğitim dışına itilmiş ve çocuk gelin, çocuk işçi sayısında artış yaşanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 16-17 yaş gurubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı yüzde 4.6’dır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise 2010-2015 yılları arasında 16-17 yaşlarında evlendirilen çocuk gelin sayısının 232 bin 313 olduğunu açıklamıştır. Ancak bu rakamlar buz dağının görünen kısmıdır.
Erkek egemen toplumun kadınlara yönelik fiziki ve psikolojik şiddeti; işyerlerinde, evlerde, sokaklarda, yaşamın her alanında, artarak devam etmektedir.
Kadın cinayetleri katliam boyutuna ulaşmışken, devlet çıkardığı onca yasaya rağmen kadınların can güvenliğini sağlamada yetersiz kalmaktadır. Basında yer alan haberlere göre Türkiye’de 2017 yılında en az 290 kadın öldürüldü; 101 kadına tecavüz edildi; 417 kadın ise yaralandı.
Tablo bu kadar ağırken erkek katiller ve tecavüzcülerin kravat taktıkları için “iyi hal indirimleri” aldıklarına, “tahrik indirimi”nden yararlanarak cezasız kaldıklarına, tecavüz davalarında ise kadınların “rıza”larının arandığına tanık olmaktayız.
Erkek şiddetinin giderek artmasında, siyasi iktidarın din ve ahlak adına sıkça kullandığı cinsiyetçi, sözde muhafazakâr söylemlerle kadını değersizleştirmesi, namus ve ahlak anlayışını salt kadına indirgemesi önemli etken olmuştur.
Kadınların fıtrat gereği erkeklerle eşit olamayacağı, börek yapamayan kadının ailesinin dağılmaya mahkum olacağı, kadının evinin süsü olduğu, kadınlar için tek kariyerin annelik olduğu, kadının itaatinin ibadet olduğu yönündeki söylemler kadını yok sayan zihniyetin dışa vurumudur.
Anayasa’nın 10. maddesi “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” demektedir. Siyasi iktidarın görevi şiddet dilini ve öç almayı yaygınlaştırmak değil, toplumdaki bireylerin eşit ve özgür olarak hayatlarını korumaktır.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre Türkiye, siyasal katılım, ekonomik eşitlik, eğitim ve sağlık hakkı gibi farklı alanlarda kadın erkek eşitliğinde 144 ülke arasında 131. sırada yer almaktadır. Yani ülkemiz, kadın erkek eşitliğinin kesinlikle olmadığı ülkeler arasında yer almaktadır. Rapora göre, Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı yüzde 36 iken üst düzey yöneticilerin yüzde 18’i kadın.
Kadınların siyasetteki yeri de istenilen düzeyde değildir. Atatürk’ün 83 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşturduğu kadınlar, TBMM’de yüzde 14 oranında temsil edilebiliyor. Yerel yönetimlerdeki temsil oranı ise yok denecek kadar az. 2014 yılı yerel seçim sonuçlarına göre 1396 Belediye Başkanının yalnızca 40’ı kadın.
Biz inanıyoruz ki gerçek bir demokrasi, kadın erkek eşitliği sağlanmadan gerçekleşemez. Kadınların hayatın her alanında ve erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, her türlü şiddetin ortadan kalktığı, kadın cinayetlerinin son bulduğu, çocuk yaşta evliliklerin ve çocuk istismarının olmadığı bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğiz!
Üyelerinin yüzde 57’sini kadınların oluşturduğu Eğitim-İş olarak, yeryüzüne barışı, çağdaşlığı, inceliği ve sayısız güzelliği kadınların getireceğine inanarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU
Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü olması dolayısıyla Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek bir kutlama mesajı yayınladı.
Rektörümüz mesajında şunlara değindi “Onlardan olduğumuz ve yaşamımızın doğumdan ölüme her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakâr kadınlarımız hayatın her anında var olmuştur. Hayatımızın her aşamasında yanımızda olup bizlere güç veren,aile ve toplumun temelini oluşturan, yüreklerindeki sevgiyi ve şefkati karşılık beklemeden bizlere yaşatantüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Bu vesileyle başta şehitlerimizin ve gazilerimizin anneleri ve eşleri olmak üzere kadınlarımıza; ülkemize, insanlığa verdikleri katkılardan dolayı en kalbi duygularımla selamlıyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.”
KARANLIK BEYİNLERİN KADIN SÖYLEMLERİYLE GELECEĞİMİZ KARANLIKTIR
CHP Trabzon İl Kadın Kolları Başkanı Hava Olcayto, “Her gün televizyonlarda bir takım ‘Hoca’ kılıklı soytarılar kadınları hedef almaktadır. Bir türlü belden yukarı çıkamayan bu hoca kılıklı soytarılar, ‘6 yaşında çocukla evlenilebilir. Kadını dövün rahatlayın’ diyebiliyor. Hatta bir tarikat lideri meczup cahiliye döneminde kız çocuklarının diri diri gömülmesini savunabilecek kadar ahlaksız bir noktaya geldiler” derken kadınlara seslendi. Olcayto, “Bu soysuz hocalar bunları konuşurken iktidar sahiplerinden ses çıkmaması düşündürücüdür. Çocuklara tecavüz edilirken, ‘Bir kereden bir şey çıkmaz’ diyen bakanları olduğu sürece kadınlarımız, çocuklarımız tehlikededir. Çekin elinizi bedenimizden. Çekin elinizi çocuklarımızın üzerinden. Bütün kadınlara buradan sesleniyorum. Haklarınıza sahip çıkın, cumhuriyetimize sahip çıkın. Yoksa kadınların geleceği bu karanlık beyinlerin belirlediği politikalarla şekillenecek” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon İl Kadın Kolları Başkanı Hava Olcayto, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla tüm kadınların gününü kutladı. Ülkemizde AKP döneminde kadın cinayetleri, cinsel istismar ve çocuğa yönelik cinsel istismarlarının arttığını belirtti.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kadın haklarının kazanılmasında nerelerden başlatıldığını ve bu günlere nasıl gelindiğini hatırlanması için özel bir gündür diyen Hava Olcayto, “Tarihçesi hepimizce malum olan bu önemli gün bir güne sığdırılmayacak kadar içi dolu sorunlarla gündeme gelmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere sunduğu hakların ışığında, bugün geldiği nokta çok daha gerici çok daha kısıtlayıcı bir hal almıştır. Yaşamın her noktasında kadın olmak çok zordur.”
KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE CİNSEL
SALDIRI KORKUNÇ BOYUTTA
Kadına yönelik şiddetin kat kat arttığını belirten Hava Olcayto, “Yapılan istatistiklere göre 2013’te 237, 2014’de 294, 2015’te 303, 2016’da 328 kadın cinayeti işlendi. 2017 yılında 409 kadın öldürülürken, 387 çocuk cinsel istismara uğradı, 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Cinayetlerin koca, erkek arkadaş ya da eski koca ya da eski erkek arkadaş tarafından işlendi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Şubat 2018 Veri Raporu’nda Şubat ayında 47 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü belirtildi. Yine aynı raporda 2018 şubat ayında 31 kadına cinsel şiddet uygulandığı ortaya koyuldu. Hatta TBMM’de görevli memur 52 yaşındaki F.K, stajyer lise öğrencisi genç bir kadını taciz ederken başka bir çalışan tarafından görüldü. AKP döneminde kadın cinayetleri, kadına yönelik cinsel istismar, çocuk istismar oranlarında korkunç artışlar oldu. Her gün birden fazla kadın öldürülürken, kadınların cansız bedenleri kamuya açık alanlarda bulundu. Bu durum şiddette vahşet boyutunun da arttığını gösteriyor” diye konuştu.
HOCA KILIKLI SOYTARILAR
2019 seçim secim sürecinde kadına siyasette var olma sesini duyurmuş kendi yaşam alanının gereği kanunları çıkarma ve uygulatma şansı yine CHP’den gelmektedir diyen Hava Olcayto, “Her gün televizyonlarda bir takım ‘Hoca’ kılıklı soytarılar kadınları hedef almaktadır. Bir türlü belden yukarı çıkamayan bu hoca kılıklı soytarılar, ‘6 yaşında çocukla evlenilebilir. Kadını dövün rahatlayın, baharat, ketçap, kahve, çay ve etin şehvet uyandırır, Yatak, yorgan, battaniye şehvet uyandırır, ve asansörde kadın erkek bir dakikadan fazla kalırsa halvet ortamı oluşur’ gibi bir çok gerici söylemleri duymaktayız. Hatta bir tarikat lideri meczup cahiliye döneminde kız çocuklarının diri diri gömülmesini savunabilecek kadar ahlaksız bir noktaya geldiler. Bu türlü sapıkça açıklamalara ise Diyanet’ten tek bir açıklama çıkmazken verdiği fetvalar ise infial yaratmakta.
HAKLARINIZA SAHİP ÇIKIN YOKSA
KADINLARIN GELECEĞİ KARANLIK
Bu soysuz hocalar bunları konuşurken iktidar sahiplerinden ses çıkmaması düşündürücüdür. Çocuklara tecavüz edilirken, ‘Bir kereden bir şey çıkmaz’ diyen bakanları olduğu sürece kadınlarımız, çocuklarımız tehlikededir. Çekin elinizi bedenimizden. Çekin elinizi çocuklarımızın üzerinden. Bütün kadınlara buradan sesleniyorum. Haklarınıza sahip çıkın, cumhuriyetimize sahip çıkın. Yoksa kadınların geleceği bu karanlık beyinlerin belirlediği politikalarla şekillenecek” ifadelerini kullandı.
Bugün Türkiye’de kadınlar, şiddetin her türlüsüne, tacize, tecavüze, çocuk yaşta evliliğe maruz kalıyorlar. Çalışma, eğitim, sağlık, barınma, siyasette, yönetimde var olma ve Cumhuriyetle birlikte elde ettikleri medeni kanun ve laiklikle güvence altına alınan diğer haklarından her geçen gün mahrum bırakılıyorlar.
Ama tüm bunlardan daha önemlisi ülkemizde kadının yaşama hakkı tehdit altında.
Çünkü 2017 yılında Türkiye'nin 62 ilinde kadına yönelik 472 saldırı gerçekleşti ve 387 kadın silahlarla katledildi.
Sadece geçtiğimiz ay öldürülen kadın sayısı 47…
Cinayetler her geçen gün artıyor.
Kadını koruyamıyoruz.
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü işte bu acı tabloyla karşılıyoruz.
Bu tablonun değişmesi için özellikle kadına bakış açısı kötü olan, kadına kötülükler yaşatan siyasal politikalar uygulayan ve bunları topluma özümseten, özendiren bu iktidarın değişmesi gerekiyor.
Bunun için 2019 yılı kadınların bu gidişe dur diyecekleri, cumhuriyet ve demokrasiyi koruyarak hayatlarına sahip çıktıkları bir milat olacaktır.
Hayatın anlamı, kutsal varlığımız kadınların mutlu olduğu, gelecekten kaygı duyulmayan bir Türkiye’de yaşamak dileğiyle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.
Bülent Yener Bektaşoğlu
CHP Giresun Milletvekili
Değerli Kelkitliler, Saygıdeğer Hanımefendiler;
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Türk aile yapısında ve hayatımızın her alanında yüzyıllardır süregelen bir değerle sonsuz sevgisi, özverisi ve fedakârlığı ile en kıymetli yerde tuttuğumuz kadınlarımızın günüdür.
Kadınlarımız, gerek yetiştirdikleri nesillerle, gerekse hayatın her alanında gösterdikleri başarı ile ülkemizin geleceğine büyük katkılar sunmuşlardır. Bunu da kimi zaman devletin kuruluşunda, kimi zaman da vatanın kurtuluşunda görev üstlenen kahraman kadınlarımız, geride asla unutulmayacak izler bırakmakla beraber günümüz kadınlarına da rehber olacak bir miras bıraktılar.
Son yıllarda devletimizin gerçekleştirdiği reformlarla, kadınlarımızın çalışma hayatı, eğitim, ekonomi, siyaset ve sosyal alanlardaki konumu daha da güçlenmiştir. Kadınlarımızın bu hak mücadelesinde devletimizin de bütün kurumlarıyla yanlarında olduğunu ifade etmek isterim.
Bu duygu ve düşüncelerle; “Cennet annelerin ayağı altındadır” Hadisi Şerifine istinaden kadınlarımıza hak ettiği değerin her alanda verilmesini diliyor, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
“KADINLAR, BAŞIMIZIN TACIDIR.”
Belediye Başkanımız Prof. Dr. Reşat Kasap, sadece bir gün değil her gün kadınlarımızın kıymetinin bilinmesine vurgu yaparak bir kutlama mesajı yayımladı ve şunları dile getirdi:
“Ülkemizin, toplumumuzun kalkınması için bugüne kadar en büyük desteği ve önemi çocuklarımıza, gençlerimize ve özellikle de kadınlarımıza verdik.
Hayatımızın her alanını güzelleştiren, dünyamızı daha yaşanacak yer haline getiren tüm kadınlarımız bizim için değerlidir. Kadın anadır, bacıdır, baş tacıdır, eli öpülesidir. Doğumdan ölüme kadar hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, bizi biz yapan değerli kadınlarımızın bu özel gününü yürekten kutluyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının artması açısından büyük önem taşımaktadır.
İslam dini kadınlara büyük bir önem vermektedir. Hayatın her alanında kadınlar başımızın tacıdır. Onlar hem toplumun hem ailenin temelidir. Modern, güçlü, çağdaş ve Yeni Türkiye'nin simgesi ve Cumhuriyetin en büyük teminatıdır. Güçlü kadın; güçlü evlat, güçlü Türkiye demektir.
Sadece bir gün değil, her gün kadınlarımızın kıymetini bilmeliyiz. Hakları ödenemeyecek kadınlarımıza sevgimiz, saygımız sonsuzdur. Bu vesileyle tüm dünya kadınlarının bu anlamlı gününü kutluyor, sevginin, şefkatin, özverinin simgesi olan kadınlarımıza başarı, mutluluk ve sağlık diliyorum.”
AK PARTİ GÜMÜŞHANE İL KADIN KOLLARI BAŞKANI MÜNİRE ŞEYHOĞLU`NUN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI
Gerek İslamiyet’in kabulünden önce Orta Asya’da kurulmuş Türk devletlerinde, gerekse İslam’ın kabulünden sonra Anadolu’da kurulmuş Türk devletlerinde kadın, devletin başı olabilecek mevkilerde bulunmuş, önemli roller üstlenmiştir. Bağımsızlık Mücadelesi’nde yeri geldiğinde cepheye koşmuş, yara sarmış, mermi taşımış hatta bizzat savaşmış; kalem olmuş yazmış, anne olmuş Mehmetçikler doğurmuş, öğretmen olup vatan evlatları yetiştirmiştir.
Son yıllarda artan kadına yönelik şiddetin son haddi olan kadın cinayetleriyle ilgili olarak Devletimizin bir dizi tedbir almıştır. Ancak alınan bütün tedbirlere rağmen bu cinayetlerin devam ettiğini millet olarak görmekteyiz. Aslında bu millet kadının değerini bilir. Türk milletinin köklerinde, Orta Asya’da kadına hürmet var, buna İslam’ın inceliği eklenmiş ve müthiş bir medeniyet kurulmuş, yüzyıllarca büyük bir coğrafyada hüküm sürmüştür. Bu medeniyetin izlerini sürmeli, üzerindeki tozu silkmeli, kendimize dönmeliyiz. Geleceğimizin aktörleri çocuklarımızı, bu ruhla yetiştirmeli, onları bu kötü senaryonun tekrarına mahkûm etmemeliyiz.
Biz kadınlar yalnızca bugünün sahte saygısını değil, kadınların hakkı olan gerçek saygıyı, yine hak ettikleri şekilde ve sürekli olarak istiyoruz. Çünkü haber bültenlerinde neredeyse her gün bir yenisini duyduğumuz, rutinleşen bir haber haline gelen kadına yönelik şiddetin bitmesini diliyoruz. Bu durum öyle vahim bir hal aldı ki “kadınlar gününde kadına şiddet” başlıklı haberlere bile şaşırmaz olduk. Dilerim bu akşamki haber bültenlerinde böyle bir haber olmasın, dünyada zaten çok fazla acı var. Bu acıların büyük bir kısmını da zaten kadınlar çekiyor.’
Kadının sadece acıyı, hüznü, kederi paylaşırken eş ve eşit olmadığı; sevginin, sevincin ve özellikle saygının da eşit ortağı olduğu bir dünyayı görmek umuduyla tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum....