Siyaset kulislerinde son günlerin en çok tartışılan konusu Muharrem İnce'nin bir parti kurup kurmayacağı.

Konuya ilişkin en çok sorulan soru, İnce'nin kuracağı partinin büyük kitlelere hitap edip edemeyeceği.

*

Şahsi kanaatlerimi açıklamak istiyorum.

İlk olarak, bizim insanlarımızda şöyle bir yaklaşım var: siyasi partilerin varlığının yalnızca oy alma amaçlı olduğunu düşünülüyor. Oysa hayır, bir siyasi partiye sahip olmanın farklı getirileri ve avantajları vardır.

Muharrem İnce yıllardır CHP'de liderlik için mücadele ediyor. 6-7 senedir parti içinde aktif muhalefet yapıyor. Her ne kadar liderliği elde etmeyi başaramasa da; bu süreçte kendine ait kendine yakın bir ekip oluşturmayı başardı.

CHP'nin son kurultayından Kılıçdaroğlu çok kuvvetli çıktı ve parti içi muhalefeti (bir başka ifadeyle İnce'ye yakın herkesi tasfiye etmeyi başardı)

*

Muharrem İnce için CHP içinde kalıp muhalefetini sürdürmesi kısa ve orta vadede ne kadar sonuç verir bilinmez ama hem kendisi hem de ekibi için boşluk içinde kaldıkları bir dönem bu.

Dolayısıyla, Muharrem İnce'nin yeni bir parti kurması hem kendisini gündemde tutmasını sağlayacak, hem de sahipsiz kalan ekibine yeni bir yuva sunmuş olacak; hepsinden de önemlisi unutulma ve kenara köşeye atılma tehdidini bertaraf edecek.

Bu yüzden şu anda kamuoyu yoklaması yapıyor; "ne kuracağım ne de kurmayacağım" diyor. İstediği rüzgârı yakaladığı anda bu adımlarını daha net atacaktır.

*

İNCE YENİDEN AKTÖR OLABİLİR Mİ?

Şöyle bir senaryoda olabilir.

Eğer Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi ile ittifak yapıp Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterirse; CHP içinde oluşacak tepki, İnce'yi yeniden ön plana çıkartabilir.

Kendi başına 100 bin imza toplar ve aday olur; Abdullah Gül'e oy vermek istemeyen sosyal demokratlar ve ulusalcılar için de alternatif oluşturmuş olur.

Böyle bir senaryoda yeniden kendisini meydanlarda görebiliriz.

*

SON OLARAK:

Siyaset yapmayı düşünen herkes Muharrem İnce’nin durumundan ibret almalı.

Ne kadar başarılı bir seçim kampanyası yürütürseniz yürütün; size umut bağlayan kitleleri tek bir an bile yalnız bırakırsanız bütün artılarınız bir anda silinir, topladığınız sempati antipatiye dönüşür.

Muharrem İnce, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimi kampanyasını taraflı tarafsız herkesin takdir ettiği bir motivasyonla sürdürmüştü. Etrafında heyecanlı, iştahlı, kalabalık kitleler oluşturmayı başarmıştı.

*

Seçim gecesi yaptığı hatalar ise her şeyi berbat etmeye yetti.

Hâlbuki İnce’nin 24 Haziran gecesi yapması gereken tek şey gece boyunca sürekli kamuoyu önünde olup, süreci tam bir kararlılıkla yönettiğini seçmenlerine göstermekti.

Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart gecesi yaptığını yapmaktı.

*

Aradan 2 sene geçti; İnce bugün parti kuracak mı kurmayacak mı tartışmaları yapılıyor.

İnce’ye normalde oy verebilecek insanlar ise; 24 Haziran gecesi yaşadıklarını İnce’nin yüzüne vuruyor.

Tek bir hata bütün doğruları silip süpürür mü? Evet, süpürür. Siyaset böyle bir şey.

Advert