Prof. Dr. Mustafa E. Erkal yazdı
Genel Seçimler yaklaştıkça sokaklar hareketlendi. İktidar partisi olmadık iddialara dayalı broşürler yayınlar hale geldi. Trabzon’da Sayın Başbakan’ın futbolculuğu ve attığı goller gündeme oturdu. Türk’ü içlerine sindiremeyenler seçim döneminde Albayrak, Türkiyem ve Türk’ten bahseder oldular. “Biz hepimiz birlikte Türkiye’yiz diyerek bize her şey söyleyin ama Türk demeyin; ırkçılık olur!” yanlışlarını yapanlar Türk Milletinin herhalde unutkanlığına güvendiler. İstanbul 2. Bölgede üst sıralardaki bir hanım adayın “Anayasa’dan Türk kimliği çıkmadıkça Türkiye demokratikleşemez” sözleri unutulmadı. İl başkanının iktidar sayesinde Türk olmadığımızı öğrendik sözleri de…
İstikrar kelimesi o kadar istismar ediliyor ki, hedef alınan büyüme hızına ulaşamama, gelir dağılımının daha da bozulması, dar ve sabit gelirlilerin içine düştüğü perişan durum, tarım dışına çıkmış 2 milyon çiftçi, köylerin ve bazı şehirlerin boşalması artan cari açık, dış borç ve fiilen %18,4 olan işsizlik, istikrar diye yutturuluyor. Aslında bunların da ötesinde bir ülkede milli kimlik tartışmaya açılmışsa, etnik çağrışım yaptığı iddia ediliyorsa; o ülkede istikrardan hiç bahsedemezsiniz. Fethin -Fetihin değil- 562. Yıldönümünde kutlama düzenlemek güzel… Ama unutmayalım ki, son yıllarda Edirnekapı Surlarındaki törenler bile dışarıya hoş görünmek uğruna kuşa çevrilmişti. Yeni Türkiye bunu gerektiriyordu.



