Bu haritaya çok iyi bakalım. Bu haritayı, bir fotoğraf makinesi gibi, hiç silinmemek üzere hafızamıza kaydedelim
Bu haritaya çok iyi bakalım. Bu haritayı, bir fotoğraf makinesi gibi, hiçsilinmemek üzere hafızamıza kaydedelim.Bu harita, Birinci Dünya Savaşında yenilen Osmanlı Devletinin, galip devletlertarafından nasıl paylaşılacağını gösteren “Sevr Antlaşması” haritasıdır.10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanan “Sevr Antlaşmasına” göre, Türkiyetoprakları; İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan arasında paylaşılıyordu.Ayrıca, Ermenilere ve Kürtlere de, Anadolu topraklarından pay verilmesi kabulediliyordu.Türk Halkına ise, haritada düz sarı renkle işaretlenmiş olan Ankara vecivarındaki topraklar bırakılıyordu.Padişah Vahdettin efendimizin İstanbul Hükümeti; “Şüray-ı Saltanat” isimliolağanüstü bir kurul toplayarak “ Sevr Antlaşması” adı verilen bu sözde barıştaslağını imzaladı ve Türkiye topraklarının haritada belirtildiği şekildepaylaşılmasını kabul etti.İşte, Atatürk ve arkadaşları buna isyan etti.Sevr Antlaşmasıyla Türk Milletine; ağır koşulların dayatıldığı, OsmanlıOrdusunun elindeki silahların alınıp dağıtıldığı, Yunanlıların İzmir’i işgal edip katliamlara başladığı, kadınlarımız ile kızlarımıza ahlaksızca tecavüz edildiği veişgal edilen topraklarımızda ezan seslerinin sustuğu bir dönemde:a. Atatürk ve arkadaşları Anadolu’ya geçerek; Mili Kuvvetler ( KuvayiMilliye) adı altında Türk Ordusu’nun çekirdeğini oluşturan milli direniş örgütünü kurdular.b. Türkiye’nin; Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgaledildiği Anadolu topraklarında Kurtuluş Savaşını başlattılar.c. Kahraman ve cefakâr Türk Halkıyla elbirliği ve gönül birliği yaptılar.Kanlarını dökerek ve şehitler vererek işgal kuvvetlerini yendiler.Böylece “Sevr Antantlaşmasını” yırtarak, tarihin çöp tenekesine attılar.Şimdi, aşağıdaki ikinci haritaya da çok iyi bakalım:Bu haritayı da, bir fotoğraf makinesi gibi, hiç silinmemek üzere hafızamızakaydedelim. Çünkü:a. Bu harita; Türk Halkının bağrından çıkan Türk Ordusunun, Atatürk veSilah Arkadaşlarının önderliğinde kurtardıkları Türkiye topraklarını vebugünkü Ortadoğu devletlerini göstermektedir.b. Bu harita; Kurtuluş savaşında kanlarını döken ve şehitler veren Türk Halkının kazandığı zaferin bedeli olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin pusunun “Lozan Antlaşmasıyla” tescil edildiği sınırlarıgöstermektedir.c. Bu harita; sadece işgal kuvvetlerine karşı verilen mücadeleyi değil, aynizamanda:1) İşgal kuvvetleriyle işbirliği yapan mütareke basınına,2) İşgalcililerle savaşan Kuvayi Milliye (Türk Ordusu) Birliklerialeyhine, ölüm fetvaları veren sözde hacı ve hoca takımına,3) Milli mücadelenin önderi Atatürk ve Arkadaşları hakkında idam kararları veren Padişaha rağmen, kazanılan ve işgalden kurtarılan topraklarda ezan seslerinin tekrar çınlamaya başladığı sınırlarıgöstermektedir.İşgalci devletler; Osmanlı’nın küllerinden yeniden doğan TürkiyeCumhuriyeti’ni hiçbir zaman içlerine sindiremediler. Atatürk ve Silah Arkadaşlarını asla affetmediler. Çünkü:a. Sayın Turgut Özakman’ın sözünü ettiği çılgın Türklerin, emperyalistsömürgeci işgal devletlerine karşı verdikleri zorlu mücadele vekazandıkları muhteşem zafer, işgal altındaki sömürgelere örnek oldu.b. Sömürülen uluslar kendi özgürlük mücadelelerini başlattılar. Böylece, Batı’nın emperyalist sömürgeci devletleri, zaman içinde sömürgelerinikaybettiler.İşgalcilerle işbirliği yapan hainler de, bir türlü yeni Türkiye Cumhuriyeti’nihazmedemediler. Çünkü:a. Dün İşgalci Batı tarafından beslenen Mütareke Basını hainlerinin torunları, bugün de ayni Batı tarafından beslenmekte ve o devletlerin çıkarlarına hizmet etmektedirler.b. Bu ülkenin ve milletin özgürlüğü, can ve mal güvenliği için kanlarınıdöken ve şehitler veren Türk Ordusu ve komutanları aleyhine, idam fetvaları veren din tüccarı sözde hacı ve hoca takımının torunları da:1) Bugün de, maddi ve siyasi çıkarları için din tüccarlığını sürdürmek istedikleri için, Atatürk ilkelerine dayalı Cumhuriyetin “laiklik” özelliği, din ticaretine engel olduğu için, yeni Türkiye Cumhuriyetini bir türlü kabullenemediler.Bir kısım etnik bölücü Kürtler ile Ermeniler de, Anadolu topraklarından payalamadıkları için;a. Sevr Antlaşmasını tarihin çöp tenekesine atan Lozan Antlaşmasını,b. Bu Antlaşmayla kurulan Türkiye Cumhuriyetini hiçbir zaman içlerinesindiremediler.Netice olarak; Menfaatleri zedelenen sömürgeci ve işgalci Batı Devletleri, işbirlikçi Mütareke Basını, çıkarcı din tüccarları ve etnik bölücüler, Osmanlının Küllerinden yeniden doğan Türkiye Cumhuriyeti ile Atatürk ve Silah Arkadaşlarını asla affetmediler.Söz konusu hainlerin kalıntıları, dün olduğu gibi bugün de, TürkiyeCumhuriyeti’nin “Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü” ellerine geçen her fırsatta parçalamaya çalışıyorlar. Bu Cumhuriyete ve Cumhuriyeti kuran Atatürk’e karşı, içlerinde besledikleri kin ve nefret hiçbir zaman sönmedi vesönmeyecek. Bu nedenle; a. Türkiye Cumhuriyeti’nin çimentosunu ve kuruluş temellerini oluşturan “Kemalizmi” düşman belliyorlar ve öncelikle yok etmeye çalışıyorlar.b. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş belgesi ve tapusu olan “Lozan Antlaşması’ndan” nefret ediyorlar ve “Sevr’e” dönüş hayalleriyaşıyorlar.c. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve yılmaz savunucusu “Türk Ordusunu” kendileri için en büyük engel görüyorlar ve ortadan kaldırılması veya yıpratılması gereken hedef olarak benimsiyorlar.d. Cumhuriyet sevdalısı “Kemalist aydınları ve medyayı” susturmayaçalışıyorlar.Lütfen dikkat edelim; herhangi bir yabancı, herhangi bir siyasi ve herhangi birmedya mensubu, yukarıda sayılan hedeflerden herhangi birisine saldırmayabaşladığı veya yıpratmaya çalıştığı zaman, şüpheyle bakmamız ve niyetinisorgulamamız gerektiğini unutmayalım.Şimdi, aşağıdaki üçüncü haritaya da çok iyi bakalım Bu haritayı da, bir fotoğraf makinesi gibi, hiç silinmemek üzere hafızamızakaydedelim.Önce, Amerika Birleşik Devletleri Eski Dışişleri Bakanı Condalisa Ricegörevdeyken; “Ortadoğu’da sınırların değişeceğini” açıkça ilan etti.Hemen arkasından, Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetler Dergisinin (ARMED FORCES JOURNAL) Haziran 2006 tarihli sayısından alınan yukarıdaki harita yayınlandı.Amerikan Dışişleri Bakanı tarafından ilan edilen ve Silahlı KuvvetlerDergisinde haritası yayınlanan bu projenin adı “Büyük Ortadoğu Projesidir.”Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da; “Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanı” olduğunu, resmen, alenen ve gururla açıkladı.Şimdi, lütfen bu haritaya dikkatle bakın:a. Bu harita; Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgesinin koparılarak,bağımsız bir Kürt Devleti kurulacağını göstermektedir.b. Ayni şekilde, Bu harita; Ortadoğu’da mevcut devletlerin de, etnik vedini mezhepler temelinde parçalanarak; Batı’nın himayesine muhtaç, Batıya sadık ve Batının menfaatlerinin bekçiliğini yapacak yeni devletçiklerin kurulacağını,2) Böylece, Condalisa Rice’nin dediği gibi; Ortadoğu’da sınırlarındeğişeceğini belgelemektedir.Kuzey Afrika’dan başlayıp tüm Arap Yarımadasına yayılan “ yönetimlere karşıisyanlar” :a. Amerika’nın “Büyük Ortadoğu Projesine” uygun olarak, Ortadoğu’damevcut devletlerin, etnik ve dini mezhepler temelinde parçalanmasınıamaçlayan operasyonların başladığını gösteriyor.b. Söz konusu isyanları, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği gibiBatılı güçler destekliyorlar.c. Bu destek; İsyancılara para, gıda, ilaç ve silah yardımının daha dailerisine geçiyor ve Batılı güçlerin silahlı kuvvetleri bizzat isyancılarsafında çarpışmalara katılıyorlar.d. Ülkelerde; “Dış destekli birer iç savaş” sürdürüyorlar.Türkiye’ye gelince; Ortadoğu’dakine benzer “İsyan ve iç savaş senaryoları” yıllar önce tezgâhlandı ve uygulamaya sokuldu.Bu senaryoyu biz uydurmadık, yazanların bizzat kendileri resmen ve alenen açıkladı. Ayrıca, Cumhuriyet sevdalısı Atatürkçü aydın ve bilim insanları da, tezgâhlanan bu senaryoya defalarca dikkat çekti. Ama biz, oynanan bu tehlikeli oyunu hala anlamadık ve anlamamakta direniyoruz. Örneğin:a. Zamanın, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condalisa Ricegörevdeyken; “Ortadoğu’da sınırların değişeceğini” resmen, alenen veaçıkça ilan etti. Gözlerimizin içine sokarcasına, haritayı da yayınladılar.Buna rağmen bizler, Türkiye’nin de sınırlarını değiştireceklerini ve bizibölüp parçalayacaklarını anlamadık.b. Amerikan RAND düşünce kuruluşunun daimi politik danışmanı, ABDMerkezi Haber alma Teşkilatı'nın (CIA) eski yöneticisi, ABD DışişleriBakanlığı görevlisi Graham FULLER;
Advert