SÖYLESEM TESİRİ YOK SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL

Yapımcı – Programcı Ali Yağız Baltacı, İdlib’den gelen beş şehit haberinin ardından çarpıcı bir yazıyı kaleme aldı.
Sosyal medya hesabı üzerinden okurlarına seslenen Baltacı beş şehit haberi sonrası, bazı sorular yöneltti, Türkiye’nin Suriye politikasına dönük bazı sorular yöneltti.
Ali Yağız Baltacı, yazısında dış politikada izlenen yanlış politikaya dikkat çekerek, ‘’İdlip kimin toprağı’ şeklinde seslendi.
İşte, Ali Yağız Baltacı’nın dikkat çeken o yazısı..

Son haftalarda Suriye’nin İdlip şehrinde ve çevresinde askerlerimizin şehit haberlerini alıyoruz.

Bugün de maalesef acı haberler aldık.

Öncelikle, şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet; milletimize baş sağlığı diliyorum.

Bazı gerçekleri ifade etmek zordur ama cesaret ve vicdan sahibi insanlar en zor koşullarda bile gerçekleri söylemekten çekinmezler.

İDLİP konusuyla ilgili de söylenmesi gereken gerçekler var.

“Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil” diyelim ve bu gerçekleri sıralayalım:

1-) Güney sınırlarımızda PKK terörüne karşı gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları Türkiye’nin ulusal bütünlüğü ve güvenlik kaygıları açısından gerekli olan operasyonlardı. Bu operasyonlarla PKK’nın Suriye kolu ile Türkiye arasında güvenli bir alan kuruldu.

2-) İDLİP ise Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren bir bölge değil. İDLİP’te PKK yok. 2011 yılından beri Suriye devletine karşı savaşan ve gerileye gerileye İDLİP şehrinin çevresine sıkışan İslamcı örgütler var. Bu örgütler de kısa zaman içinde yenilecek. Herhangi bir manevra alanları kalmadı. Türkiye’de siyasi iktidarın yardımlarını saymazsak yardım alabilecekleri bir yer de kalmadı.

HAL BÖYLEYKEN,

Mehmetçiğin İDLİP’te Suriye devletinin güvenlik güçlerine karşı kışkırtılması, sıcak çatışmaya sokulmaları; Türkiye’nin Suriye ve Rusya ile savaşma noktasına gelmesini nasıl izah edebiliriz?

Bu savaş kimin işine gelir?

Türkiye’nin burada nasıl bir kazancı var?

Siyasi ihtiras, inatlaşma uğruna; “tükürdüğümü yalamam” mantığıyla Devlet yönetilir mi?

İDLİP hangi ülkenin toprağı?

Türk askeri, İDLİP‘te hangi yetkiyle, kimi korumak için bulunuyor?

Esad devrilsin diye 2011 yılından beri Türkiye’nin hem siyasi hem sosyal hem de ekonomik açıdan ödediği bedeller yetmiyor mu da; şimdi de Suriye ile savaşın eşiğine geldik!

YANLIŞ. YANLIŞ. YANLIŞ.

Ve hala yanlışlar yapılmaya devam ediliyor.

2011’den beri komşu bir ülkenin içindeki savaşa açıktan müdahil olduk. Kardeş kanı, Müslüman kanı dökülmesine çanak tuttuk. Veballere ortak olduk.

YETMEDİ.

Hemen dibimizdeki terör faaliyetlerine, mezhepçiliğe, bölücülüğe, emperyalist müdahalelere açıktan destek verdik.

YETMEDİ.

Evleri, şehirleri yıkılmış milyonlar kapımıza dayandı. Onların evlerine yurtlarına sağ sağlim dönebilmeleri için Suriye ile diyalog kuracağımıza; doğru politikalar üreteceğimize;
Şimdi bu yanlışlar yüzünden bir milyon kişi daha sınıra dayandı.

BU DA YETMEDİ…

Bütün bunların üstüne şimdi de İdlip’te askerlerimiz şehit oluyor.

Türkiye’yi bu karanlık girdaplara sokmaya kimsenin hakkı yok.

Advert