Prof. Dr. Esen, önemli uyarılarda bulundu

Bazen aşırı terleme ve nefes darlığı ile kendisini gösteren kalp krizi bazen de hiçbir belirti vermiyor. Sessiz kalp hastalığı denilen bu sağlık sorunu ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ali Metin Esen, önemli uyarılarda bulundu.

Göğüs ağrısı, sol kolda, sol omuzda, sırtta ve göğüste hissedilen baskı ile içten yanma tarzındaki ağrılar, çarpıntı, ani başlayan nefes darlığı ve aşırı terleme… Tüm bu şikayetler, kalp krizinin en belirgin belirtileri arasında yer alıyor. Ancak bazı kişiler bu belirtiler olmaksızın da kalp krizi geçirebiliyor. Bu nedenle düzenli kalp kontrollerinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Ali Metin Esen, sessiz kalp hastalığı ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİNİ BİLMEYEN HASTALAR VAR

Yaşamın devamlılığında en önemli organlardan biri olan kalp, vücuda kan pompaladığı sürece hayat devam etmektedir. Ancak kalpte bazen sıkıntılar olabilir ve bunun sonucu vücutta bazı şikayetler meydana gelir. Göğüste, sol kolda ağrı ve baskı, çarpıntı en sık görülen şikayetlerken; bazen bunların hiçbiri olmaksızın yorgunluk, uykusuzluk gibi müphem belirtilerle de kalp krizi gelebilir. Sessiz kalp krizi olarak tanımlanan bu tabloda, en riskli grubu; diyabet, kronik böbrek hastaları, özellikle 70 yaş üstündekiler ve kadınlar oluşturur. Kronik iskemik kalp hastalığı olanlarda oluşabilen köprü damarlar sayesinde hasta kalp krizi geçirdiğini bilmeden, uzun yıllar hastalığının farkında olmadan yaşayabilir. Bu hastalarda kalp yeterince beslenemediği için sessiz iskemiler söz konusu olabilir. Bu grup hastalarda kalp yetersizliği, aritmi ve ani kalp ölümleri görülebilir.

ANİ KALP ÖLÜMÜ İKİ SAAT İÇİNDE GERÇEKLEŞİYOR
Ani kalp ölümü; iki saat içerisinde hastanın bilinen bir hastalığı olmaksızın yaşamını kaybetmesi olarak tanımlanır. Bunların önemli bir kısmında sessiz seyreden iskemik tablolar olduğu bilinir. Sessiz iskemi tablosuna bilinen riskli grupları dışında genç, diyabeti olmayan, erkek hastalarda da rastlanabilir.
Hastalığın ortaya çıkmasında tıkanan damarın büyüklüğü, beslediği miyokard alanı ve kalbin fonksiyonlarına etkisi gibi birçok değişik faktör önem taşır. Sessiz iskemiye neden olan tıkanmalar, damarların daha alt bölümlerinde ve ana damar yerine yan dalların ya da daha az önemli olan dalların tıkanması sonucunda çoğunlukla ortaya çıkar. Miyokardın o bölgesini kanlandıran başka küçük dalcıklar olduğundan ve ana dal da çalıştığı için hasta bunu hissetmeyebilir. Kalbin en önemli damarı LAD, bazı insanlarda doğuştan ikili olur. İkili LAD damarında, bir dal tıkandığında diğeri onun çalıştığı alanı beslediği için hasta bunu da hissetmeyebilir.

 

ANJİYO İLE KESİN TANI
Hiçbir belirti vermeksizin ortaya çıkan sessiz iskemi, çoğu zaman tesadüfen yakalanmaktadır. Check-up sırasında, ekokardiyografi veya elektrokardiyografide kalbin bir bölümünün daha yavaş çalıştığı, daha az kasıldığı görülür. Elektroda buna ilişkin değişiklikler saptanır. Nedene yönelik araştırma yapılırken hasta kalp krizi öyküsünden söz etmese de görüntüleme yöntemleri buna ilişkin bulgular ortaya çıkarabilir. Hastada belirti olmasa bile özellikle koroner arter hastalığı için risk faktörlerine sahip insanlarda ileri tetkiklere başvurulmalıdır. Efor, miyokard perfüzyon sintigrafisi, stres eko kardiyografi gibi testlerden biri yapılarak hastalığın tanısı konulur. Tanı sonrası kalpteki problemin ciddi, damardaki sorunun ise yaygın olduğu birtakım kriterlerle anlaşılırsa hastaya anjiyo önerilir.

 

kaynak. sözcü

Advert