Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu son açıklanan 2016 3’üncü çeyrek ekonomik büyüme rakamları ve Ekim ayı cari açık sonuçları çerçevesinde vatandaşın ve girişimcilerin durumunu gözler önüne serdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu son açıklanan 2016 3’üncü çeyrek ekonomik büyüme rakamları ve Ekim ayı cari açık sonuçları çerçevesinde vatandaşın ve girişimcilerin durumunu gözler önüne serdi.

Tanrıkulu; “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplama yöntemini değiştirerek açıkladığı millî gelir rakamları, geçmiş dönem rakamlarını şişirse de vatandaşımızın cüzdanı giderek erimektedir. TÜİK daha önce iki kez millî gelir hesabında geniş çaplı revizyona gitmiş; 1997’de millî gelirde % 35, 2008’de ise % 38’lik sanal bir artış meydana gelmiştir.’ dedi.

MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun konuya ilişkin açıklamaları şöyle:

Yöntem değişiklikleri büyümeye doping yapmak isteyenler, daralmaya engel olamamış 

Bu kapsamda yeni hesaplama yöntemiyle açıklanan 2016 3’üncü çeyrek verisine bakıldığında ‘27 çeyrektir büyüyoruz’ serüveninin sonuna geldiği görülmektedir. Türkiye; 2016 3’üncü çeyrekte büyümemiş, %-1,8 daralmıştır. Dokuz aylık ortalama ise %2,4 olarak gerçekleşmiştir.

2016 yılının 3’üncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, sanayinin toplam katma değeri %1,4, hizmet sektörünün %8,4 azalmıştır. İnşaat sektörünün toplam katma değeri ise %1,4 artabilmiştir. Yürütülen beton ekonomisi de duvara toslamak üzeredir. Bu dönemde imalat sanayi %-3,2, tarım ise %-7,7 küçülmüştür.
Devletin harcama musluğu sonuna kadar açılsa da, küçülme kaçınılmaz olmuş

2016 yılı 3’üncü çeyrekte hanehalkı tüketim harcamaları %3,2 azalmıştır. Hanehalkında güvenin zayıfladığı bir döneme girilmiş vaziyetteyiz. Devletin nihai tüketim harcamaları %23,8 artsa da millî gelirde küçülme kaçınılmaz olmuştur.

Ekonominin her alanındaki durgunluk önümüzdeki dönem işsizliğin daha da artmasına neden olacaktır. Cebindeki parası mum gibi eriyen vatandaşımıza, yatırımları bıçak gibi kesilmiş, borçları dağ gibi artmış girişimcilerimize ‘gereken tedbirleri alıyoruz’ açıklaması yetersizdir. Artık polyanacılık bir kenara bırakılmalı ve ağızlardan düşmeyen yapısal reformlar hayata geçirilmelidir. Ekonomideki bu ateş üflenerek değil, gerekli adımlarla sönebilecektir.

 

Uçak Burnunu kaldıramıyor
İhracat düşmüş, turizm gelirleri azalmış, sıcak paranın tedirgin olduğu ekonomimiz; adeta pistte burnunu kaldırabilmek için turlar atmakta ancak bu gücü sağlayacak desteği bulamamaktadır.

Gelinen noktada Ekim ayı cari açık rakamı 1,6 milyar dolar olurken, 12 aylık cari açığımız 33,7 milyar dolara çıkmıştır. Halen Orta Vadeli Program (2017-2019) hedefinin (31,3 milyar dolar) üzerindeyiz. Daha yeni revizyon yapılan OVP’de brent tipi petrolün varili 46,3 dolar tahmin edilmişken gelinen noktada brent tipi petrolün varili 57 doları aşmıştır. Sıcak paraya ihtiyacı olan ülkemizin enerji giderleri tekrar artışa geçecektir.

 

Ülkeyi İkiz Açık Bekliyor
Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin cari açık ve bütçe açığından meydana gelen bir “ikiz açık” riski ile karşı karşıya kalacağı iyice belirginleşmektedir.

57’nci Hükûmet döneminde gerek bankacılık alanında, gerekse malî disiplinin sağlanması adına gerçekleştirilen yapısal reformlar sayesinde 2007 yılına kadar ekonomi oldukça sorunsuz yoluna devam etmiştir. 

Gelinen noktada Türkiye; millî gelirin %5’i kadar bir cari açık, %8 düzeyinde katılaşan enflasyon, %11’i aşan yüksek işsizlik, yaklaşık %2,5’luk (9 aylık gerçekleşen ortalama %2,4) düşük banttaki büyüme oranı, gerileyen ihracat ve artan borçluluk ile 2017’ye makro dengeleri bozuk bir şekilde girmektedir. 

 

Milliyetçi Hareket Partisi Geciken Yapısal Reformların Biran Önce Hayata Geçmesini İstiyor

Milliyetçi Hareket Partisi olarak; Türkiye’de iç ve dış politikada tansiyonun düşürülmesine, ekonomiye güvenin geliştirilmesine, ekonomik hedeflerin gözden geçirilerek yeni bir planlamayla ekonominin yeniden rayına oturtulmasına ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. 

 

Türkiye henüz kriz noktasında olmasa da, bu ihtimal giderek artmaktadır. Yol henüz dönülebilecek noktadayken, gecikmiş olan yapısal reformlar siyasî kaygı duyulmadan artık hayata geçirilmelidir. İktidarın bu yönde atacağı adımlara ekonomimizin istikrarı için katkı sunmaya hazırız. Yeter ki, yol yakınken dönebilme ferasetini ve cesaretini iktidar gösterebilsin.  

Advert