Gazeteci Soner Yalçın Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde ısrarla Cemaat’in darbe yapacağını yazdı

Gazeteci Soner Yalçın Sözcü Gazetesi'ndeki köşesinde ısrarla Cemaat'in darbe yapacağını yazdı.
İşte yazdıkları tarih tarih:

 

1) Tarih: 2 Eylül 2014.
“Ön kabuller ile hareket edip hiç tartışmıyoruz…
Resepsiyonda Orgeneral Özel'e, “paralel yapı” iddiaları soruldu: “Türk Silahlı Kuvvetleri elinde bilgi ve belgeyle çalışır. Bunun dışında MİT ve emniyetten belge istedik ama bize şu ana kadar bilgi belge gelmiş değil” dedi.
Oysa…
Biliyorum ki…
Genelkurmay'a bizzat Cemaat soruşturmasını yürüten askeri savcılar tarafından listeler verildi. Keza:
– Cemaat liderinin bir dönem kullandığı İstanbul Altunizade'deki binanın 5. katında alternatif mezuniyet törenleri yaptığı ve Harp Okulu mezunu hangi müritlerin bu “Işık Orduları” törenine katıldığı belli değil mi?
– Cemaat liderinin “işte bizim Işık Ordularımızın komutanı” diye kime hitap ettiği belli değil mi?
– Pensilvanya'ya mezuniyet kılıcını götürüp hediye edenler belli değil mi?
– Evindeki kütüphanesinde Cemaat liderinin övgü dolu imzalı kitaplarını kutsal bir eser gibi saklayanlar belli değil mi?
– Kayseri Işık Evleri soruşturmasıyla ortaya çıkarılan askerlerin kimlerle bağlantılı oldukları belli değil mi?
Liste uzayıp gider… Emniyet'ten, MİT'ten bilgi gelmemiş. Kim kimi kandırıyor?
Erdoğan'ın emriyle devletin en küçük kurumundan bile Cemaatçiler tasfiye edilirken, TSK'da neden bir tek ihraç yok?
Aksine Genelkurmay, Ergenekon-Balyoz mağduru olup TSK'ya dönen subayları istifaya zorluyor. Yemezler…”

 

 

2) Tarih: 27 Mayıs 2015.
“Ne yazık ki…
Kamuoyu bugün de; TSK'daki Cemaat yapılanmasına ilgisiz…
Sahiden…Tehlikenin farkında değil misiniz?..
Cemaat'in Emniyet'ten ziyade TSK'da daha etkin olduğuna inanmak mı istemiyorsunuz?
CIA şefi Paul Henze, 12 Eylül askeri darbesi için ‘bizim oğlanlar yaptı' demişti.
ABD'nin/CIA'nın bugün Türkiye'deki ‘yeni oğlanları kim?'
Sorum, sanadır canım kardeşim; ‘cici demokrasicilik' oynayanlara değil!..”

 

 

3) Tarih: 3 Haziran 2015.
“Cemaat'in şimdiki hedefi; Erdoğan'a siyaset sahnesini terk ettirmek!..
Bunun yolu, salt sandıktan mı geçiyor?..
7 Haziran'da AKP yine tek başına iktidar olacak mı?
AKP tek başına iktidar olursa, Cemaat ne yapacak? Oturup sonunu mu bekleyecek?
Erdoğan'ı iktidardan indirmenin tek yolu sandık mı?
İsteriz ki, iktidarlar seçimle gelip, seçimle gitsin. Ama…
Günümüz Türkiye'sinde iktidar olmak çok şey anlamına geliyor; bu nedenle iktidardan düşmek, salt iktidardan düşmek olarak değerlendirilmiyor, yaşamın sonu görülüyor!
İşte bu sebeple; bizim gibi ülkelerin iktidar mücadelelerinde vahşi yöntemler kullanılıyor.
Diyorum ki: Erdoğan'ı sandıkta indiremeyen Cemaat; -tıpkı Mısır'da olduğu gibi- dışarıda Batı, içeride liberal destekli askeri darbe yapar mı?
Soru soruyu doğuruyor: Cemaat, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde darbe yapabilecek kadar güçlü konumda mı?
Cevapları zor. Ama biliriz ki… Soru, aslında yanıttır…
Devam edelim…
Cemaat'in darbe ihtimalini ciddiye almamalı mıyız?..
Bakınız: Geçen hafta askeri liselerdeki Atatürkçü öğrencilerin Cemaat tarafından nasıl tasfiye edildiğini yazdım.
Çok mail aldım… İçlerinde sadece atılan öğrenciler yok; öğretmen subaylar, kıtada görev yapan her rütbeden asker var. (Bu mektupların bir bölümünü ileri de yayınlayacağım.) ‘Cemaat'in TSK içindeki gücünü tasavvur edemezsiniz' diyorlar.
Peki soruyu tekrarlayayım:
Ordu içindeki Cemaatçiler, -tıpkı Mısır'daki gibi- ABD ve AB tarafından desteklenen bir askeri darbe gerçekleştirebilirler mi? (Darbenin yapılış “şeklini” bilmem ama yapılış gerekçesinin, kamuoyu desteği için “Atatürkçülük” olacağı kesin!)
‘Artık 21. yüzyıldayız, darbeler dönemi geçti' gibi sözlere kanan çocuk olmayınız. Tarihimizde ‘zor kullanım' hep olmuştur/olacaktır. Biliniz ki… Batı, iktisadi-siyasi çıkarını tehlikede görürse, Cemaatçi “yeni oğlanlarına” darbe yaptırmaktan kaçınmaz.
Ben diyorum ki: Türkiye siyasal rejimi, 7 Haziran seçimlerinden sonra zor günlere yelken açacaktır.”

 

 

4) Tarih: 24 Mart 2016.
“Türkiye'de kaosun/karmaşanın/düzensizliğin sürmesini ülke içindeki iki grup çok istiyor.
Biri, PKK… Diğeri, Cemaat…
İlginçtir, ikisi de arkasında istediği halk desteğini bir türlü bulamıyor.
Geçen yıl Nevruz mitinginde Diyarbakır'a bir milyonu aşan insan toplayanlar, bu yıl 100 bin kişiyi bulamadı. Keza…
Aynı gün… Video kaydında Fettullah Gülen, Cemaat'e yönelik operasyonlara sessiz kalanlara beddua etti: “Bu yapılanlar karşısında dilsiz şeytan gibi susan ne kadar insan varsa, evlerine ateşler sal, yerin dibine batır, en yakın zamanda kahr u perişan eyle…”
Halk desteği bulamayan PKK ve Cemaat işbirliği ediyor. Biliyorlar ki, müttefik olmadan iktidarı alamayacaklar. Bunun öncelikli yolu, psikolojik savaşı kazanmaktan geçiyor.
Son günlerde hedeflerinde TSK var… ABD'nin desteğini alarak orduyu darbeye kışkırtmak için neler neler yapıyorlar. Bir örnekle yazımı noktalayayım:
PKK'ya yapılan ‘şehir savaşlarında' TSK'nın değil, hükümetin emrindeki polis ve jandarmanın görev yaptığını; artan şiddet olayları nedeniyle TSK'nın bahar ayında darbe yapacağını fısıldayarak psikolojik savaş yürütüyorlar.
İşte bu nedenle kimi medyada; Kürtler de, Cemaat de ‘devlet terörünün' hedefinde gösteriliyor.
Bunun adı, psikolojik savaştır.”
Sözcü yazarı Soner Yalçın hep uyardı.
Maalesef AKP ve Genelkurmay hep uyudu ve Türkiye böylesine bir darbe girişimine sahne oldu

 

 

SÖZCÜ

Advert