Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK / Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
Bir yılan çiftçinin evinin çevresine dadanmış. Çiftçinin ürünlerine zarar veriyor. Çiftçi yılanı kovalıyor. Yılan bir gün çiftçinin çocuğunu ısırıp zehirliyor. Çiftçi de baltayı kaptığı gibi yılana savuruyor ve balta yılanın kuyruğunu koparıyor. Gel zaman git zaman yılan tekrar ortaya çıkıyor ve çiftçiye gel dost olalım diyor. Çiftçi yılana; sende bu kuyruk acısı, bende de bu evlat acısı oldukça dost olmamız mümkün değildir cevabını veriyor.
ÇOK ÖZEL STRATEJİK ORTAĞIMIZIN KUYRUK ACISI
Biz şimdi gerçek olayımıza dönelim (Osmanlı arşivlerinde anlaşma metninin tamamı mevcuttur. Amerakada bazı üniversiteler bunu eğitim konusu yapmış ve birçok dergide yayınlanmıştır):
1700-1800 yıllarında Osmanlı donanması dünyanın en güçlü donanması idi. Akdeniz ülkeleri arasında ticaret yapan İngiltere ve Fransa devletleri, ticari filolarının Akdenizde rahatça dolaşabilmeleri için Osmanlı devletine vergi ödüyordu. Çünkü Fatih Sultan Mehmet’ten itibaren Akdeniz, Osmanlı gölü haline gelmişti. Hele Kanuni devrinde Barbaros Hayrettin’in Preveze deniz zaferinden (27-28 Eylül 1538) sonra hiçbir ülke donanmasının Akdeniz’de izinsiz dolaşması mümkün değildi. 1588 yılında İspanyol saldırıları altında çaresiz kalan İngiltere, Kraliçe I. Elizabetin mektubu ile Osmanlı İmparatoru III. Murattan resmen yardım istiyordu. Bunun üzerine Osmanlı donanması İspanyolların Akdeniz’deki donanmasını parçalamış, İngiltere açıklarında dahi İspanyol donanmasına aman vermeyerek, İngilizleri mutlak bir yenilgiden ve İspanyol hakimiyetinden kurtarmıştı.
Fransa, Akdeniz'deki ticaret gemilerinin güvenliğini sağlamak için Osmanlı'ya yıllık 200000 İspanyol doları vergi ödemekteydi. Bu miktar İngiltere için de yıllık 280000 İspanyol doları olarak belirlenmişti Ancak o yıllarda Amerika'nın Osmanlı Devleti ile imzaladığı bir dostluk anlaşması yoktu. Bu yüzden Akdenize giren Amerikan gemileri Osmanlı denizcileri tarafından saldırıya uğruyor, gemileri ve mürettebatı esir alınıyor veya gemileri yakılıyordu. Amerika buna karşı donanma da gönderse Osmanlı donanması karşısında tutunamıyordu. Bunun üzerine Amerika Birleşik Devletleri Osmanlı İmparatorluğu ile anlaşma yapmak zorunda kaldı.1795 yılında yapılan anlaşmaya göre Amerika, Cezayir’de esir tutulan askerleri için 642500 dolar Haraç, her yıl da 216000 dolar vergi vermeyi kabul ediyordu.
Dili Türkçe olan Dostluk ve Barış Anlaşması'na göre Amerika Birleşik Devletleri tarihinde ilk kez bir devlet tarafından haraca ve vergiye bağlanmış oldu. Amerikan başkanı George Washington'un imzaladığı anlaşma için Sultan III. Selim G. Washington’u muhatap kabul etmemiş, bu anlaşma Türkçe hazırlanacak ve anlaşmayı benim adıma Cezayirli Dayı Hasan Paşa imzalayacak emrini vermişti. Bu anlaşma Amerika tarihinde yabancı dilde hazırlanmış ilk anlaşmadır. Anlaşma 7 Mart 1796'da Amerikan Kongresi'nce de onaylandı.
Bir yıl sonra Amerika önceki haraç miktarına ek olarak, Cezayirli Hasan Paşaya 36 toplu Crescent firkateyni “hediye” etti. Çünkü Amerika, Türk donanmasından Amerika sahillerini bile koruyamıyordu. Bunun için ödediği rakamlar 2 000 000 dolara kadar çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri Osmanlı'nın "Garp Ocakları"na Akdenizde'ki faaliyetleri için ödediği yıllık vergiyi 1824 yılına kadar ödemeye devam etti.
Saygıdeğer arkadaşlarım, Bu büyük Türk donanmasına ne oldu, Balkan savaşları günlerinde Haliçte yatan Türk donanması savaşa katılma emri aldı, fakat kazanları Üsküdar açıklarında patladı ve Balkan savaşları için yardıma gidemedi. Çanakkale savaşında bile elimizde yabancılardan aldığımız birkaç savaş gemimiz vardı. Şimdi lütfen araştıralım. Bu muhteşem donanmaya ne oldu?
Bu kuyruk acısı, daha büyük acılara dönüşmeden devletimiz, bu tür sözde çok özel stratejik ortaklarımıza karşı en gerçek önlemlerini ve çok yönlü, manevra kabiliyeti yüksek plan ve projelerini geliştirmek zorundadır.
Selam ve sevgilerle.