Zafer ÇOBAN - Gündoğumu Gazetesi
O türkülere âşık, 40 yıllık sanat yaşamında türkülere olan sevdasını ‘’Biz ki türkü deryasında birer damlayız, bir oluruz çağlayan oluruz, akarız türkü oluruz.’ sözleriyle dile getiren Türk Halk Müziği’nin usta sesi Nurullah Akçayır. Gündoğumu Gazetesi’nin Pazar Söyleşilerine konuk oldu, sorularımıza samimi yanıtlar verdi.
Türkülere gönül, türkülere ses, türkülere ömür veren Nurullah Akçayır, 1963 yılında Erzurum’da doğdu. Çocuk yaşlarda sevdalandığı türküleri daha ilköğretim çağında eline aldığı bağlamayla perçinledi. Nurullah Akçayır, değişik musiki cemiyetlerinde kendisini geliştirdi ve virtüöz seviyesine ulaşarak müzik otoritelerinden tam not aldı. Belkıs Akkale, İzzet Altınmeşe, Burhan Çaçan gibi duayen sanatçıların sahne ve albüm çalışmalarında kendilerine eşlik etti.
Nurullah Akçayır, 1981 yılında TRT’nin açmış olduğu yetişmiş sanatçı sınavına girdi. Üstün başarıyla kazandığı bu sınavla, TRT’de bağlama sanatçısı oldu. Usta çalım tekniğini yüreğindeki duygularla harmanlayan Akçayır, genç yeteneklere de örnek ve idol oldu. 1991 yılında türkü formunda yaptığı türkülerinden birinin adını verdiği ‘’Yazın Yağar Kar Başıma’’ adlı albümü ile müzik piyasasında ‘’ben de varım’’! dedi. Daha sonra halk müziğinin otantik çizgisini koruyarak akustik sazlarla düzenlemelerini yaptığı Türkü Pınarı 1, İbrahim Erkal ile düet yaptığı ‘Hani Yaylam’’ türküsünü ve ‘’Türkü Pınarı 2’’ albümlerini türkü severlerle buluşturdu. Ankara Radyosuna tayin oldu. TRT televizyonlarında yayınlanan birçok programın sunuculuğunu ve müzik yönetmenliğini yaptı. “Dilde Telde Anadolu, Radyo Günleri Erzurum, Yaylaların Avazı ve Yâre Söyle “ bunlardan bazılarıdır…
Geleneksel türkülerinin yanında kendi bestelerini de yorumlayan Akçayır, bugüne dek Fransa, İsveç, İsviçre, Almanya, Hollanda, Belçika, Türkmenistan ve Rusya gibi bir çok ülkede de türkülerini ve bağlamasını sevenleriyle buluşturdu.
Yurt içinde ve yurt dışında birçok konserler verdi ve yüzlerce ödül aldı. Nurullah Akçayır evli ve üç çocuk babasıdır. “Yazın Yağar Kar Başıma, Bağışla, Türkü Pınarı 1, Türkü Pınarı 2, Yâre Söyle, Bir Şehir Var Yaylada ve Ahde Vefa” türkü sevdası taşıyanların büyük beğenisini kazandı. Bunun yanı sıra “Biter Bir Gün, Yazın Yağar Kar Başıma, Buz Tutmuş Gönül Dağını, Karlara Yazdım, Gurbet Neyleyim, Ben Beni, Yâre söyle, Sitemkâr Yârim, Düş de gör, Hasret Benim türküleriyle de ön plana çıktı.
Halk müziğinin ölümsüzleşmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması noktasında büyük bir gayret gösteren Nurullah Akçayır, usta sazı ve yorumuyla memleketini ve halk kültürünü temsil etmenin hak ve onurunu taşıdı.
GÜNDOĞUMU) Uzun bir süreden sonra 'Düş de Gör' adlı çalışmanızla geri döndünüz? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Yaklaşık on yıldır yeni bir albüm çalışması yapamamıştım. TRT Müzik’te hazırlayıp sunduğum 6 yıl süren TV programlarım ve Müzik Yönetmenliği çalışma yoğunluğumdan dolayı fırsat bulamadım. Yürekten Dile, sevenlerimin ısrarlı istekleri doğrultusunda bir buçuk yıl süren hummalı ve titiz bir çalışmanın sonucunda 15 Türkü’den oluşan Türkü severlerin beklediğine değecek bir çalışma oldu diyebilirim. Dört yeni eserimin de yer aldığı albümde Neşet Ertaş ustadan Âşık Veysel’e, Ali Ekber Çiçek’ten, Kerkük, Azerbaycan, Erzurum, Urfa’ya ve değerli ozanlarımızın bir birinden değerli ezgilere kadar albümde yer verildi. 25 Nisan’da Tüm dijital platformlarda yayında olacak. ‘YÜREKTEN DİLE’ Albümümün türkülerinden birisi olan ‘DÜŞ DE GÖR ‘Türkümü Klibiyle birlikte önceden 11 Nisan’da Resmi youtube Kanalımızda yayınladık. Sevenlerimden ricam kanalıma abone olsunlar yeni Albüm videolarımı buradan takip etsinler.’’
GÜNDOĞUMU) Sayın Akçayır, size göre Türküler garip mi kaldı?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Türkülerin garip kaldığını düşünmüyorum. Anadolu insanı severek Türkü dinliyor şöyle ki, her il de faaliyet gösteren birçok türkü evleri genciyle yaşlısıyla dolup taşıyordu bu durum halk müziği adına güzel bir gelişmeydi. Şu an maalesef pandemi sürecinde hepsine hasret kalındı… Tüm Müzisyen ve sanatçı dostlarımız çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz çünkü bizim işimiz insan odaklı konserlerimizi ve seyircimizi çok özledik.’’
GÜNDOĞUMU) Türk Halk Müziği denilince geniş bir kitleye hitap ettiğini görüyoruz ve arkasındaki güçlü isimleri de. Siz, THM'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Halk Müziği toplumumuzun yaşanmışlıkları, acıları, sevinçleri, kahramanlıkları, yüz yıllardır kuşaktan kuşağa söylene gelen Anadolu’muzun ezgileri, geleneksel anlamda halkın benliğinde yer etmiştir. Bizler bu önemli mirası koruyup sahip çıktıkça gelecekte de halk müziği var olacaktır. Ancak her şeyin umarsızca tüketildiği teknoloji çağında türkülerimizde aynı oranda zarar görüyor. Burada biz sanatçıların önemli bir misyonu üslenip Türkülerin deformasyonuna izin vermemeliyiz.’’
GÜNDOĞUMU) TRT'de devam eden programlarınız olacak mı?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’TRT Müzik’te programım devam edecekti ancak pandemiyle birlikte TRT Canlı müzik programlarına ara verdi. İnşallah en kısa zamanda hayat normalleşir bizlerde seyircimizle tekrar o güzel türkülerimizi buluşturma fırsatı buluruz diye umut ediyorum.’’
GÜNDOĞUMU) Gelecek kuşaklara özellikle Z kuşağına türküleri nasıl sevdireceğiz?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Açıkçası bu konu benimde kafamı kurcalıyor. Türkülerimizin ünison yapısını bozmadan alt yapıda dinamik bir soundla, düzenlemelerle pop ve batı müziği hayranı gençlerimize kazandırılabilir.’’
GÜNDOĞUMU) Sayın Akçayır, ‘’Yazın Yağar Kar Başıma’’ adlı türkü sizinle birlikte hit oldu, çok beğenildi. Söylemek istediğiniz bir şeyler olacak mı?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Yazın Yağar Kar Başıma’’ benim ilk Türkü formunda yaptığım beste çalışmamdı. 1990 yılında değerli ağabeyim usta kalem Osman Nebioğlu’nun nadide sözlerini bestelediğimde o dönem yaptığım albümde seslendirmiştim daha ilk günden çok sevilmişti. Daha sonra 2010’ da Yâre Söyle Albümümde tekrar düzenleyip seslendirdim ve Klibini çektim şimdilerde yüzlerce amatör ve profesyonel sanatçı tarafından seslendirildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk müziği bölümünde 1993’lü dönemde beste halk müziği tarzına örnek gösterildi.’’
GÜNDOĞUMU) Deneyimli bir sanatçı ve önemli bir isim olarak müzik, sanat, sanatçı kavramının size göre bugün içi boşaltıldı mı? Zira bir sanatçı yetişmesi için pek çok evrenin kat edilmesi gerektiğini biliyoruz. Görüşleriniz nelerdir?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Çok doğru bir tespit ben kırk yıllık sanat yaşantımda bu işin çok çilesini ve bedelini ödediğime inanıyorum. Bu işe başlayanlar hemen olduklarını zannediyorlar. Usta çırak ilişkisi ustaya saygıyla başlar sonra doğru kaynaktan beslenmek ve doğru icra Türküleri doğru algılama adına TRT sanatçıları abi ve ablalarından çalışsınlar çünkü piyasa müziğinde inanılmaz deformasyon var…’’
GÜNDOĞUMU) Mesleğinizi icra ederken dünden bugüne örnek aldığınız en önemli isimleri söyler misiniz?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Eski ustaların hemen hemen hepsinden beslendim. Hacı Taşan, Bayram Aracı, Neşet Ertaş, Nida Tüfekçi, Arif Sağ gibi. Ayrıca dünya müziğini inceledim ülkelerin folk müziklerini de yakından inceledim.’’
GÜNDOĞUMU) Türküler arasında da size göre rekabet var mıdır?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Türküler arasında rekabet olmaz her biri ayrı bir duygunun ayrı bir hikâyenin üründür. Kimi hüzünlendirir, kimi düşündürür kiminde eğleniriz Türküler bir yaylanın çiçekleri gibidir. Her birinin kokusu, rengi kendine özgü güzelliktedir.’’
GÜNDOĞUMU) Düş de Gör gerek görsel gerekse mekân açısından ses getirecek bir çalışma olarak görünüyor. Gümüşhane'de de bir klip çekimi düşünür müsünüz? (Örneğin şehrin büyük önem verdiği Süleymaniye Bölgesi gibi)
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Tabi ki neden olmasın? Gümüşhane’de değerli dostlarım var Gümüşhane’yi severim, Gümüşhane’de beni seviyor. Konserlerimde yaşanan yoğun sevgi ve izdiham beni çok duygulandırmıştır. Yeni Albümde Türkülerimin birinin sözleri yine Osman Nebioğlu’na ait. Kısmet olsa bu türkümüzü Gümüşhane’de çekmek isterim…’’
GÜNDOĞUMU) Erzurum ve Gümüşhane birbirine yakın iki önemli şehir. Benzer kültür yolculuğunda birbirlerine bize göre eşlik ediyor: Bu bağın kuvvetlenmesi için neler yapılabilinir?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Bu noktada ortak Kültürel etkinlikler düzenlenebilir. Ben de seve seve yer almak isterim..’’
GÜNDOĞUMU) Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Karac oğlan, elbette Âşık Veysel. Size neyi hatırlatıyor?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Anadolu’muzun Ozan geleneğinin mihenk taşları olmuş ustalar hepsini saygı rahmet ve şükranla yâd ediyorum…’’
GÜNDOĞUMU) Sayın Nurullah Akçayır, dinleyenlerine, türkü severlere, hemşerilerine ve Gündoğumu okurlarına neler söylemek ister?
NURULLAH AKÇAYIR: ‘’Biliyorsunuz artık rafta albüm kalmadı. Dijitalleşen dünyada bizlerin büyük emeklerle ürettiğimiz çalışmalarımız sizlerin desteklerini bekliyor bu nedenle Albüm ve kliplerimi lütfen Türkü dostlarım Resmi youtube Kanalıma abone olarak beğeni paylaşımlarla destek vererek takip etmelerini rica ediyorum. Ayrıca diğer sosyal medya hesaplarım instagram ve facebook hesaplarımdan da takipte kalınız. 25 Nisan’da tüm dijital platformlarda yer alacak olan 15 Türkü’nün bulunduğu yeni çalışmam ‘YÜREKTEN DİLE’’ sizlerle buluşmak için gün sayıyor; ben de bu buluşmada en az sizler kadar heyecan duyuyorum. Gündoğumu çalışanlarına çok teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum. Tüm sevenlerime selam ve muhabbetlerimle…’’
-izinsiz kullanılamaz- tüm görsel ve haklar Gündoğumu Gazetesine aittir.