GÜNDOĞUMU / GÜMÜŞHANE Futbol, görsel bir oyun. Önceden çamur olan sahalar yeşil çimene dönüşünce huyu da suyu da değişti futbolun. Ter, mücadele, emek, işin hakkı sayıldı. Elde edilen ulaşılan zirveye; rakip dahi saygı duyuyordu, biliyordu ki, hak ederek kazandı...
Derken yeşil çim icat oldu, mücadele bozuldu. Futbolun en büyük seyir zevki yüksek mücadele tahtını rantın arasına sıkıştırdı. Kim mücadeleyi canlı yayınlayacak, hangi menajer daha fazla kazanacak, hangi oyuncu daha fazla alacak? Bomba isim kime yazılacak? hep bardağın boş tarafına bakıldı oysa bu işin getirisi, götürüsü ne olacak? kimse tartışmadı bile..
Avrupa ülkelerinin belli başlı futbol kulüplerinin müzeleri yıllardır en üst düzeyde kupalarla dolup taşıyor. Ülke milli takımları en geç iki yıl içerisinde bir turnuva da yer alıyor en geç beş senede zirveye çıkıyor. Belki süreci çok abarttık yada eksik söyledik ama iş bizim spor kulüplerini analize geldi mi; çok da abartmadık sanırız.
Sonra bir parantez açtı Trabzonspor!
1970'li yıllardan itibaren Anadolu'ya İstanbul'dan şampiyonluklar gelen getiren Trabzonspor ifade edeceğimiz tabloya birer örnektir.
Ter, emek, toprak sahada bileği bükümeyen Trabzonsporun 36 yıldır şampiyonluk görememesi tesadüf müdür? yoksa altındaki yatan bir başka neden nedir?
Yanlış transfer politikası mı? ben bilirim, başka kimse bilmez anlayışı mı? siyaset mi? yoksa günümüz şartlarına ayak uydurulamayan tesisleşme, yönetim anlayışı mı, bir başka ifadeyle akılcı karar sorunu mu? hepsinden öte kendi değerlerini öteleyerek kurtulunamayan yabancı futbolcu teknik adam sevdası mı?
Trabzonspor'un son 36 senesi BESYO'da bize göre tez olarak okutulmalıdır. 36 yıllık başarısızlık ya da günübirlik başarılarla avunmak kulüp tarihiyle, adıyla özdeş midir, buna bakmak gerekir ve sonunda hepsini toparlayarak duracağı çizgiyi çizebilmektir...
Trabzonsporun İstanbul kadar olmasa da ciddi taraftarı ve de takipçisi var. Gerçek bu iken, Trabzonsporla muhatapların Trabzonsporun bugünkü haline dönük tespitleri ise saç baş yoldurmaktadır.
Adeta bir bakraç sağılmış süte tekme atmak alışkanlığı 36 senedir devam etmektedir. Diyeceğimiz o dur ki, Trabzonspor polemiklerden uzak, lobi ise lobi, maddi imkân ise maddi imkan, şehirle barışmaksa barışmak, herkesi dinlemekse dinlemek, mücadele ise mücadele etmesi gerekmektedir..
Günlük algı yada tartışma Trabzonspora bugünkü anlayışla hiç bir katkı sağlamamaktadır...
Yoksa, bugün yerel gazetelerin manşetlerini süsleyen Abdullah Avcı ile anlaşmak günü kurtarmaktan öte başka bir anlam taşımamaktadır..