6-9 Ekim 2016 tarihlerinde “Sendikacılıkta Gerçek Dost Asıl Adres” teması ile gerçekleştirilen Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare Toplantısı’nda alınan görüşler doğrultusunda hazırlanan sonuç bildirgesini kamuoyunun ve kamu çalışanlarının bilgilerine sunuyoruz.

1- Terör belasının ülkemizden sökülüp atılması, terör örgütlerinin lojistik ve insan kaynağı olan sınırlarımız dışındaki bölgelerin de bu unsurlardan temizlenmesi amacıyla başlatılan Fırat Kalkanı Harekâtını sonuna kadar destekliyoruz.  

Bu bağlamda kaynağı neresi olursa olsun birliğimize, dirliğimize, askerimize, polisimize ve sivil vatandaşlarımıza yönelik her türlü şiddet eylemini lanetliyor, sınırlarımız içinde ve dışında yürütülen operasyonlarda ve terör olaylarında hayatlarını kaybeden evlatlarımıza Allah’tan rahmet, şehit ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu olarak en son terörist de yok edilinceye kadar sürdürülecek uzun ve kararlı mücadele ile ülkemizin yeniden huzur ve güvenlik ortamına kavuşturulması noktasında gerçekleştirilecek her türlü operasyonda güvenlik güçlerimizin arkasında olduğumuzu ilan ediyoruz.   
 

 

2- Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu olarak hiçbir gücün milletin kararının üstünde olmadığını, seçimle gelen iktidarların yine seçimle gitmesinin demokrasi anlayışımızın temelini oluşturduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Bundan önce demokratik rejimimize yapılmak istenilen her müdahalede olduğu gibi nereden ve kimden gelirse gelsin, nereye ve kime karşı yapılırsa yapılsın demokrasi dışı her türlü girişimin sonuna kadar karşısında, Türk milletinin ve devletinin yanında yer almaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.  

 

3- Bu süreçte kurunun yanında yaşın da yanmaması için bütün soruşturmalar büyük bir titizlikle gerçekleştirilmelidir. Verilecek kararların toplum vicdanında sorgulanması, bir tek kamu görevlisinin bile haksızlığa uğraması, toplumun adalete güvenini olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bakımdan gerçek adalet, soruşturmayı gerçekleştiren mercilerin de gönül huzuru içinde, hiçbir baskıya maruz kalmadan karar verebilmeleri ile mümkün olacaktır. Dolayısıyla haklarında soruşturma açılan kamu görevlilerinin büyük bir hassasiyetle değerlendirilmesi ve en küçük bir mağduriyete dahi yer verilmemesi, bu süreçte devlet mekanizmasında ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi açsından olmazsa olmazdır. 
Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu, hiç kimsenin doğruları söyleme cesaretini kendisinde bulamadığı bu süreçte, suça bulaşmamış masum kamu görevlilerinin haklarının korunması adına her türlü girişimde bulunmayı, ilkeli sendikacılık anlayışının Türkiye Kamu-Sen’e yüklediği tarihi sorumluluğun bir gereği olarak görmektedir.

 

 

4-Kamu görevlilerinin atanmalarında, görevde yükselmelerinde, tayin ve terfilerinde tarafsızlık ve liyakat ilkelerinden vazgeçilmemesi; hak eden memurun hak ettiği göreve gelmesi; kamu kurum ve kuruluşlarında, çalışma barışının, birlik, dayanışma ve verimlilik artışının sağlanması için en temel gerekliliktir. Kamu görevlilerinin yandaş, yandaş olmayan, bizden, bizden olmayan gibi ifadelerle fişlenerek ayrıştırılmasının, kadrolaşmanın, adam kayırmanın, kıyımın, haksızlığın, hukuksuzluğun son bulmasının; kamuda bir takım siyasi çevrelere yakın olmanın, çalışanın eğitim düzeyi, performansı ve kişiliğinin önüne geçmesinin önlenmesinin; kamu kurum ve kuruluşlarının idarelerinin tarafsızlığının sağlanmasının; adil bir sınav ve atama sistemi ile çağdaş bir yönetim anlayışının oluşturulmasından geçtiği bilinmeli, özellikle yönetici atamalarında yazılı sınava dayalı adil, şeffaf ve tarafsız bir sistem oluşturulmalı, kamuya personel alımlarında mutlak surette yazılı sınava itibar edilmeli, sübjektif değerlendirmelere açık sözlü sınav uygulamasından mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte bir kez daha görülmüştür ki, toplumda adaleti sağlanmak ve toplumun tüm kesimlerine eşit yaklaşmak, bu ülkeyi idare edenlerin en temel yükümlülüğüdür. Ayrımcılığa yer vermeyen, liyakate dayalı, hakkaniyeti öncelik alan bir kamu düzeni sağlanması konusunda iktidarı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu, işi ehline vermenin; herhangi bir mensubiyet ya da siyasi yandaşlık yerine doğru eğitim almış, tecrübeli kimseleri tercih etmenin ve bunu sistematik bir hale getirerek, atama ve görevde yükselmeleri dışarıdan her türlü olumsuz müdahaleye kapatabilmenin iyi bir idareci olmanın baş şartı, gelecek güzel günlerin olmazsa olmazı olduğunu yetkililere bir kez daha hatırlatmaktadır.

 

 

5- Kamu görevlilerinin iş güvencelerinin yok edilmesine ve kamu istihdamını özel kesim istihdamına yaklaştırmaya yönelik girişimlerden bir tanesi de performans sistemidir.  Yöneticilerin objektif kurallara göre atanmadığı, liyakat sisteminin esas alınmadığı, kamu görevlilerinin görev tanımlarının dahi olmadığı, bir memurun üzerinde birden çok yetki ve sorumluluğun bulunduğu, az sayıda çalışanla çok işin yapılmaya çalışıldığı bir yapıda performans sisteminin kamu görevlileri üzerindeki baskıyı artırıcı, iş güvencesini yıpratıcı bir etki yaratacağı açıktır.    
Kamu görevlilerimiz kamu personel rejiminde değişiklik çalışmalarını birikmiş sorunlarının çözülmesi için bir fırsat olarak görmektedir. Ek ödeme, ek gösterge, özel hizmet tazminatı, emekli maaşları, sosyal yardımlar gibi ödeme kalemleri ile harcırahlar, atamalar, sicil ve disiplin hükümleri, yer değiştirme, görevde yükselme, hizmet içi eğitim gibi birçok konuda 1965 yılında kabul edilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, günümüz ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Bu bakımdan Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu olarak sorunların çözülmesi için yapılacak her türlü çalışmayı destekleyeceğimizi, iş güvencesinin kaldırılmasına ya da zayıflatılmasına yönelik herhangi bir girişime ise en şiddetli tepkiyi vereceğimizi ilan ediyoruz.

 

 

6- Bilindiği gibi toplu sözleşme hükümleri, uygulanması idarece zorunlu olan metinlerdir. Buna karşın imzalanan toplu sözleşme hükümleri tam olarak uygulanmamakta, kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini koruyup ilerletme misyonu ile kurulduğunu iddia eden yetkili sendika ve konfederasyon ise kendi attığı imzaya dahi sahip çıkabilme basiretini gösterememekte, kamu görevlilerinin mağduriyet yaşamasına göz yummaktadır. Konfederasyonumuz, toplu sözleşme hükümlerinin bir an önce uygulanması amacıyla yargıya başvurmuş bulunmaktadır. Bu kapsamda mahkeme sonucu beklenmeksizin başta 4/C’li geçici personel ile üniversite mezunu işçilerin kadroya geçirilmesi, KİT’lerde ücret gruplarının 5 ‘ten 3’e düşürülmesi, KİT’lerde II Sayılı sözleşmeli personelin yıllık izinlerinin bir sonraki yıla devredilmesi olmak üzere, uygulanmayan bütün toplu sözleşme hükümleri bir an önce hayata geçirilmelidir.

 

 

 

7- Kamuda istihdam sisteminde ana eksen, aile bütünlüğünün korunması yolunda belirlenmeli ve üniversiteler dâhil olmak üzere kamuda her statüde istihdam edilen personelin herhangi bir şart aranmaksızın eş durumu, sağlık ve öğrenim özründen dolayı tayin talepleri dikkate alınmalı, atama ve yer değiştirmelere ilişkin çerçeve yönetmelikte uygun düzenlemeler yapılarak atama ve yer değiştirmelerde aile bütünlüğünün korunması sağlanmalıdır.
Yer değiştirmelerde öncelik karşılıklı ve gönüllü yer değiştirme taleplerine verilmelidir. Eleman temininde güçlük çekilen il ve ilçelerde 5 yıldan uzun süredir görev yapmış olan memurların istekleri halinde başka yerlere atanmaları sağlanmalıdır. Bu il ve ilçelerde görev yapacak personele her yıl belirlenen kadro ihtiyacı kadar lojman, kreş ve servis imkânı sağlanmalıdır. 

 

 

 

8- Yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız olduğu ve güçler ayrılığı ilkesinin Anayasal güvence altında alındığı unutulmadan, yargı kararlarına ve hukukun üstünlüğü ilkesine saygı gösterilmesi, Konfederasyonumuz Başkanlar Kurulunca, Devletimizin varlığı ve bekası için vazgeçilmez bir unsur olarak görülmektedir. Bu konuda iktidarı kamu görevlileri hakkında alınmış olan yargı kararlarına uymaya çağırıyoruz. Türkiye Kamu-Sen’in, başta Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımızda memurlar lehine alınmış yargı kararlarının uygulanmaması halinde her türlü eylemi gerçekleştirecek güce, iradeye ve kararlılığa sahip olduğunun bilinmesini istiyoruz.   

 

 

 

9- Gerek toplu sözleşme dönemlerinde kamu görevlilerinin kazanılmış haklarının geriletilmesine göz yuman sözde sendikaların varlığı, gerek 15 Temmuz alçak darbe girişimi ve sonrasında gelişen süreçte birçok masum kamu görevlisinin yaşadığı mağduriyetler gerekse yetkililerin memurların haklarının budanması, güvencelerinin yok edilmesi konusundaki ısrarlı tutumları, memurlarımızı gerçek anlamda savunan sendikaları bir adım öne çıkarmaktadır.
 

 

10 - Türkiye Kamu-Sen, kuruluşunda ortaya koyduğu ilkeler doğrultusunda her şart altında doğruları söyleyen, hakkı yücelten ve haksızlığa karşı duran tavrıyla kamu görevlilerinin sığınacakları en güvenli liman, güvenecekleri GERÇEK DOST; olaylara karşı ürettiği milli politika ve çözümlerle, ortaya koyduğu mücadele ve temsil ettiği değerlerle tamamen milli olan ve Türk memurunun her şart altında başvurabileceği ASIL ADRES’idir.

Advert