"Üç Aylar" diye bilinen Receb, Şaban, Ramazan ayları başladı. Receb ayının ilk Cuma akşamı Regâib gecesidir.
*Şüphesiz ki en mübarek ay Ramazan ayıdır. Çünkü Kuran-ı Kerim bu ayda, Kadir gecesinde indirildi. (1)
Önemli ve faziletli bir ibadet olan oruç da (farz olarak) bu ayda tutulur. İşte onun için adeta böyle önemli bir ayı karşılamak üzere iki tane ay gönderilmiş. Receb ve Şaban ayları. Sevgili Peygamberimiz bu aylar girdiğinde şöyle dua ederdi:
"Allah'ım, Receb ve Şaban aylarını hakkımızda hayırlı ve mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına da kavuştur. " (2)
Biz de bu güzel duayı tekrar ediyor ve gönülden âmin diyoruz.
Bir kere ayların sayısı on ikidir. Bunu Yüce Allah (cc) şöyle bildiriyor:
"Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın kitabına (yazısına, kesin hükmüne) göre, Allah katında ayların sayısı on iki olup bunlardan dördü haram (muhterem) aylardır." (3)
Bu dört aydan biri Receb ayıdır. Zira Peygamberimiz: "Bu dört ayın birbirini takip eden Zilka'de, Zilhicce, Muharrem ayı ile Recep ayı olduğunu" haber veriyor. (4)
Öyle ki, bu aylar girdiğinde savaşlar durdurulurdu. Nitekim Kur'an-ı Kerimde buna da işaret vardır. (5)
İki mübarek gece bu ayda:
Demek ki "Üç Aylar"in birincisi olan Receb ayı, aynı zamanda "eşhüri hurum" denilen 4 haram aydan biridir. Bu bakımdan faziletli ve hürmet edilmesi gereken bir aydır. Nitekim beş kandil gecesinden iki tanesi bu aydadır ve iki mübarek geceyi içerisinde bulunduran tek aydır.
Receb ayının ilk Cuma gecesi Regâib Gecesi, son haftası ki, 27. gecesi (26'yi 27'ye bağlayan gece) de Miraç Gecesi'dir.
Regâib, "Rağibe"nin çoğuludur. Rağibe: "değerli, kıymetli, rağbet edilen" demektir. Ki, Peygamberimizin bu gece hususi tecellilere mazhar (pek çok rûhânî ahvâl ve ikrâma kavuşmuş) olduğu ve şükür maksadıyla on iki rek'at namaz kıldığı ifade edilmektedir. (6)
Bu gecenin faziletli olmasının asıl sebebi budur. Peygamberimizin, bu gecede vâlideleri Hz. Âmine Hatun'un rahmine intikal ettiği iddiası doğru değildir. Belki O'na hamile olduğunu anladığı gece olabilir. (7)
Bazı mekânlar ve bazı vakitler, diğerlerine göre daha kıymetli, daha faziletli, daha çok ihtiram ve saygıya layıktır. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa gibi. Bazı mübarek gün ve geceler de böyledir. Kandil kelimesi sonradan olsa da, mübarek gün ve geceler her zaman vardır.
İsmail Hakkı Bursevî (ks), Rûhul-beyân tefsirinde şöyle diyor:
"İlim ehli, Ramazan ayının en faziletli ay olduğunda ittifak etmişlerdir. Çünkü Kur'an-ı Kerim bu ayda indirildi. Sonra Rebîul-Evvel ayı. Çünkü bu ayda Rahman'ın Habibi-sevgili Peygamberimiz doğdu. Sonra Receb ayı. Çünkü bu ay, 4 Haram Ay'dan biridir. Sonra Şaban ayı. Çünkü o, Rahman'ın Habibinin ayıdır; o ayda ameller ve eceller (her şey) taksim edilir ve iki büyük ayın arsasındadır. Sonra Zilhicce, hac ayı ve ilk on günü. Sonra Muharrem ayı ki Peygamberler ayı ve Haram ayların birincisidir..." (8)
Yine aynı tefsirde beyan edildiğine göre: "Hz. Allah (cc), bir kulunu sevdiği zaman, böyle kıymetli zamanlarda o kuluna salih ameller-ibadetler yapmayı nasip eder; sevmediği kimseye de kötü ameller nasip eder (kul ister, O yaratır) ve o kişi böyle güzel zamanların bereketinden mahrum kalır. Onun için mübarek zamanlarda gaflet göstermemek lazım." (9)
Şüphesiz O’nun sevmesi, bizim sevgimize bağlıdır...
Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha da kıymetli oluyor. Allah Teâlâ, bu gecede müminlere, ragibetler (in'am ve ikramlar) ihsan eder; bu geceye hürmet edip ihya edenleri (kul hakkı hariç) affeder, yapılan duaları kabul eder; namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, bol sevap verir. Regâib gecesini ibadetle geçirmeli. Kazası olan, kaza namazı kılar, olmayan da nafile namaz kılar, Kur'an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe-istiğfar eder. Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ayında oruç tutmak da çok faziletlidir.
Mübarek geceleri ihya etmek için her türlü ibadet ve hayır yapılabilir. Ama daha çok bu gecelerde namaz kılınır ve nasıl namaz kılalım diye sorulur.
Gerçi bazılarına göre, mübarek gecelerde namaz yokmuş, yok bid'atmış; hatta bazılarına göre Kandil gecesi de yokmuş. Bunlar doğru değil. Mübarek gün ve geceler vardır ve bu geceler ibadetlerle ihya edilir.
Peygamberimiz kıldığına göre, biz de arzu edenler için tavsiye edelim. İsteyen kılar, isteyen kılmaz. Zaten bir zorunluluk yok.
Ama yapanlar-değerlendirenler çok sevap kazanır. Hem mahşerde ameller tartılırken bu nafile (fazladan kılınan) namazlar, çok işe yarayacak, hatta gerekirse kaza namazı yerine sayılacak.
Bu mübarek gecede 12 rek’at namaz tavsiye edilmiştir. (10)
2 rek’atte bir selam verilir. Her rek’atte 1 Fâtihâ, 3 Kadir süresi ve 12 İhlâs süresi okunur. (Bilenler okur, bilmeyenler bildiği süreyi okur.) Son selamdan sonra 70 defa:
"ALLAHUMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİNİN-NEBİYYİL-ÜMMİYYİ VE ALÂ ÂLİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM" ; sonra secdeye gidilir ve 70 defa:
"SUBBÛHUN KUDDÛSUN RABBUNA VE RABBÜL-MELÂİKETİ VERRÛH" ; sonra iki secde arasında 70 defa:
"RABBİĞFİR VERHAM VE TECÂVEZ AMMA TA'LEM İNNETE ENTEL-EAZZUL-EKREM" duası okunur. Tekrar ikinci secdeye gidilir ve birinci secdede okunan SUBBÛHUN KUDDÛSUN duası 70 defa okunur. Bu Salât ve selam ile duaları bilenler okur, bilmeyenler de namazdan sonra içinden geldiği gibi Rabbine yalvarır, dua eder.
Receb ayımız ve Regâib kandilimiz mübarek olsun, dualarımız makbul olsun. Yüce Rabbimiz, bizleri her türlü kötülük ve kazalardan-âfetlerden korusun inşaallah.
kaynaklar
1- Bakara süresi /2, âyet: 185; Kadir süresi /97, âyet: 1.
2- Câmius-sağîr, c: 2, s: 106; Râmûz, s: 289; Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 259; Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat, IV, 189, hadis no: 3939. Beyhakî, Şuabu'l-Îmân, V, 348, hadis no: 3534. Ebu Nuaym, Hilyetu'l-Evliyâ, c: 6, s: 269; Bezzâr, Müsned, 1/285، 402.
3- Tevbe süresi /9, âyet: 36.
4- Hak Dini Kur'an Dili, c:4, s: 2525; Buhârî, Hac, 132; Müslim, Kasâme, 29.
5- Tevbe süresi /9, âyet: 5.
6- 7- Büyük İslâm İlmihali, s: 205; Nimeti İslâm, s: 327/4.
8- Rûhul-beyân tefsiri, c: 3, s: 423.
9- Rûhul-beyân tefsiri, c: 3, s: 423.
10- İhyâ T, c: 1, s: 554-555; Tefcîrüt-Tesnîm fi kalbin selîm, s: 195; Nimeti İslâm, s:
327; Yalnız bu namazın cemaatle kılınması mekruhtur, tek tek kılınması gerekir. Bkz. İbni
Âbidin, Reddü'l-muhtar ale'd-dürri'l-muhtar, c: 1, s: 461.