DEĞERLİ DOSTLARIM,
YAŞANAN ONCA FELAKETE TEK SEBEP:
“DİN CEKETİ GİYDİRİLMİŞ İHANET, BUNA ALET EDİLMİŞ BİR SİYASET VE İSTİSMARA KANMIŞ BİR MİLLETTİR..”
1980 askeri darbesiyle birlikte ete kemiğe bürünen ve 2002 sonrası önemli bir mesafe olan bu faaliyet; Kurtuluş Savaşı’nın kuyruk acısını hazmedemeyen emperyalizmin cephe savaşıyla işgal edemeyeceğini anladığı Türk Vatanı’nı 1923’ten itibaren, inananların kulağına hoş gelecek şekilde ‘SİYASAL İSLAM’ adı altında telafuz etmeye başladığı bir ihanet ve ülkeyi kendi insan gücüyle ele geçirme projesidir..
Ezeli kin ve intikam duygusu içinde faaliyete sokulan bu projenin varlığını 1923-2000 yılları arasında ısrarla telaffuz edilmiş olan aşağıdaki sözlerden de anlamak mümkündür..
"Türklerin din adamlarını ele geçirip, kullanabilirsek, onlara kendi devletlerini yıktırabiliriz.." (Winston Churchill)
"Türkler bir devlet kurdu. Bir asker yeniden Türkleri diriltti. Ancak kutsal amacımızdan vazgeçmeyeceğiz. Türkleri İslamla yıkacağız. İngiliz istihbaratının birinci görevi budur.." (Lloyd George)
"Türklerin yolları İslam ile kesilebilir. Bu milleti ne kadar karanlığa itersek, bölgedeki çıkarlarımıza o kadar hizmet etmiş oluruz.." (Joseph Grew)
"Yapılması gereken Atatürk ün hem din, hem de kürt düşmanı olduğu fikrinin yayılmasıdır.." (Kurt Ziemke)
"Türkiye Atatürk ün mirasını reddetmelidir.." (Samuel Huntington)
"AtaTürkçülük öldü, nurcular ileri.." (Paul Henze)
"Kemalizme son verin. Osmanlı ile övünün.." (Graham Fuller)
“Atatürk yüzünden, planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık.." (David Rockefeller)
"Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır.." (Guy Rothschild)
"ABD kontrolunda bir halife ile İslam dünyasını yönetmek, bizim için en masrafsız yoldur." (Bill Clinton)
Din silahını kullanarak siyasete hakim olan ve bu şekilde amacını 100 yıl sonra büyük oranda gerçekleştirmeyi başararak ülkemizi içeriden dönüştürüp kontrol altına alan, dışarıdan ise kuşatıp abluka altında tutan emperyalizmin nihai hedefi ulus devlet anlayışını ve T.C. yönetimini tamamıyla sonlandırmak ve kendi kontrolünde federal yapıya dönüşecek yeni bir devlet kurmaktır..
Bunun yolu ise topluma demokratikleşme gerekçesiyle kabul ettirilecek ve arkasına parlemento desteğini alarak çıkarılacak ucu açık yeni bir anayasadır..
Detayları sessizce ve özenle hazırlanmış olan bu anayasa önümüzdeki günlerde güçlü bir algı yönetimiyle ülke gündemine getirilecek ve bir oldu bittiyle onaylanması halinde ise yıllardır altyapısını inşa ettikleri düzen meşruiyet kazanmış olacaktır..
Maalesef ki ana muhalefet görevini yürütmekte olan CHP yönetimi, vakıf olduğu bu konuda tek bir söz etmediği gibi izlemiş olduğu normalleşme politikalarıyla da oynanan oyunun bir parçası olduğu hissiyatını vermektedir..!
Umarım yanılıyorumdur; bunu önümüzdeki günler gösterecektir..
Ülkesini, milletini seven hiçbir vatan evladı bu oyuna izin vermemelidir..
Buna itiraz etmenin demokratik yolu ise ancak topyekün güçlü bir siyasi muhalefetle mümkündür.!
Gün; biran evvel siyasi ideolojik ayrımcılığı terk etme, milli bir siyasi ittifak çatısı altında toplanma ve ülkenin geleceğine sahip çıkma günüdür.!
Adalet Partisi olarak milli hassasiyete sahip partilerle birlikte böyle bir çalışmayı başlatılmış bulunuyoruz ve buradan aynı hassasiyet içinde olan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, toplum kanaat önderlerine ve vatandaşlarımıza çağrı yapıyoruz..
Köprüden önce son çıkış olan bu ulvi faaliyette bizleri yalnız bırakmayınız ki kaderimiz Yugoslavya olmasın.!
Yoksa hepimize geçmiş olsun..
Dr. Vecdet Öz