Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, IKYB''nde alevlenen referandum tartışmasına değindi. Prof. Dr. Öztek, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar'a da çağrıda bulundu.
Bugün Sayın Genelkurmay Başkanımızdan bir ricamız var; lütfen Irak’a en yakın yer olan Çukurca’ya gidiniz ve oradan yüksek sesle haykırınız. “Ey Barzani! 30 yıldır bizi aldatıyorsun. ABD ile el ele PKK’yı destekliyorsun. Kerkük, Tuzhurmatı, Telafer gibi Türk yurtlarını Türk’lerin elinden alıyor, Kürtlere veriyorsun. Suriye’nin kuzeyinde boy gösteriyorsun. Şimdi de referandum diyerek Türkiye’nin yarısına sahip çıkmaya kalkıyorsun. Yeter artık, şimdi gerçekten sabrımızı tüketiyorsun. Şana üç gün müsade, ya aklını başına toplar kendine çeki düzen verirsin, ya da hak ettiğin dersi alırsın”.
Bundan yaklaşık 20 yıl önce Fırat’ın, Asi’nin sularını bulandıran, Süleyman Şah Türbesinin Türklüğüne karşı çıkan, Hatay ilimizi kendi sınırları içinde gösteren, son olarak da Apo denilen haini barındıran Hafız Esad’a zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Atille Ateş Suriye’ye en yakın yer olan Hatay’ın Reyhanlı’sından haykırmadı mı? Atilla Paşa şöyle diyordu: “Ey Esad! Bizim iyi niyetimizi yanlış anlıyorsun. Bütün Dünya bilsin ki Türk milleti sabrının sonuna gelmiştir. Sabrımızı taşırma”. Bundan 15 gün sonra 1 ekim 1998 günü Cumhurbaşkanı Rahmetli Demirel de sabrın sonuna gelindiğini dünyaya ilen ediyordu.
Bu inandırıcı yüksek devlet iradesi ile 19-20 ekim 1998 günü Suriye, bütün aleyhimize hareketleri sona erdiren bir anlaşma imzaladı.
Barzani’yi yıllarca şımarttık. Başımıza çıkarttık. Şimdi başımıza bela oldu. Uyanalım artık. Barzani referandum filan yapmıyor. Adam Türkiye’nin yarıya yakınını istiyor. Hayal ediyor ki gerçekleştirebilsin. Bizim hayalimiz yok ki engelleyelim. Yıllardır Amerika’nın İsrail’in, Rusya’nın hatta Türkiye’nin desteği ile hayalini kurduğu büyük Kürdistanı gerçekleştirmeye çalışıyor. Biz hiç Irak’taki Türk yurtları için hayal kurduk mu? Onları kaderlerrine terk ettik.
Lütfen şu haritalara bakın, yıllardır Kürdistan hava raporu verilen haritanın çoğu Türkiye sınırları içinde. Bu harita yıllardır neden savaş nedeni sayılmıyor? Bir zamanlar Esad’ın haritalarındaki Hatay, bizim için savaş nedeni değilmiydi? Şimdi ülkenin yarıya yakını Kürdistan diye gösteriliyor, kılımızı kıpırdatmıyoruz. Ya referanduma evet haritaları? Sanki Kürdistan referandumu Türkiyede yapılıyor.
Biz ne diyoruz? “Bu referandum gayri resmidir. Yok hükmündedir. Askeri siyasi ve ekonomik tedbirleri değerlendireceğiz. Bütün adımları atıyoruz. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Çok büyük hassasiyet gösteriyoruz. Tehdit olursa karşılığını veririz”.
Bundan daha büyük tehdit olur mu? Türkiye’nin büyük bir kısmını yutan Kürdistan’ın, Suriye referandumu da Irak referandumu da tamamlandı. Büyük devletler karşıyız ama bildiğinizi okuyun diyor. Merak etmeyin sonuna kadar arkanızdayız desteğini de sürekli veriyor.
İran ve Irak merkezi hükümeti bir takım yaptırımlar uyguladı. Biz bir yaptırımda bulunduk mu? Ülkemizdeki bazı Parti liderleri, milletvekilleri ile tarikat liderleri de Barzani’ye desteklediklerini belirtmelerine karşın, kimsenin aldırış ettiği yok. İran ve Irak genelkurmay başkanları ile devlet yöneticileri Türkiye’ye ne için geldiler, biz ne için gittik? Ordumuzu sınır boylarında ne için yığdık? Sorular her geçen gün artıyor ve büyüyor. Büyük devletin her zaman hazır bir planı vardır. Biz hala düşünüyoruz. Fakat her zaman dediğim gibi stratejik ortaklarımız bizi sürekli aldatıyor. Biz iç siyasetle vakit geçirirken NATO bizi terk ederek, PKK, PYD, YPG gibi örgütleri kendisine müttefik etti. Hep küçümsedik ve taviz verdik. Önemi yok rahat uyuyabiliriz dedik, fakat sonunda uyuya kaldık. Gelecek bizim için daha da zor olacaktır.