Meral Akşener “Teke Tek Özel”De Gündeme Işık Tutan Açıklamalar Yaptı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Haber Türk Kanalında yayınlanan “Teke Tek Özel” Programına konuk olarak Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı.  
Türkiye gündemine dair tüm merak edilenlerin konuşulduğu programda Akşener, İYİ Partinin nerede durduğunu ve ne önerilerde bulunduğunu tüm detaylarıyla anlattı. Akşener’in açıklamalarının satır başları şöyle: 

İSTANBUL’DA İSTANBULLU İÇİN BİR REFERANDUM YAPILMASI ŞART 
Kanal İstanbul Projesi tartışmaya açıldığı zaman Kalkınma Başkanlığımız bir çalışma yaptık. Biz prensip olarak AK Parti’nin getirdiği ister büyük, ister çılgın, ister başka manada bir projeye kategorik olarak karşı değiliz. Bunun çevre, stratejik, İstanbul, nüfus, deprem ve dış ilişkiler boyutu var. Bunlar bir kenara koyulup sadece bir yatırım olarak bakıldığı zaman, ekonomik olarak buna gerek var mı? Bu yatırımdan sonra Türkiye ne kazanacak? Böyle bir ekonomik talep Türkiye’de var mı? Bütün bunlar cevaplandırıldığı zaman böyle bir talep yok. 30 milyon metre kare toprak satılmış. Kim aldı, kimler aldı, o toprakların el değiştirmesine karşı neden önlem alınmadı? İnşallah bu çılgınlıktan vazgeçilir diye düşünüyorum.  Bütün uzmanlar da bu işin olmayacağına dair fikir beyan ediyorlar. Hiçkimse isminden başka nedir, ne kazanılacak, ne koyulacak hiçbir bilgiye sahip değil. 16 Nisan’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir sisteme geçtik. Şimdi her bir konunun tek kişinin iki dudağı arasına ve bilgisine bırakılmadığı, başka kimsenin itiraz edemediği bir hükmetme sistemiyle böyle bir yola çıkıldı. 
Madem ki, ille de yapacaksın hiçbir rantın oluşmasına fırsat vermeden bu Kanal İstanbul’u açacaklarsa, orası yeşil alan kalması kaydıyla, çevresindeki arazilerin satın alanlarında elinde kalması kaydıyla ben oy vereceğim. Buradan al buraya koy işinden bıktık. Vatandaşın cebinden çıkacak, birileri zengin olacak, Türkiye de meşgul edilecek. Son tahlilde İstanbul’da İstanbullu için bir referandum yapılması şarttır. Tamamen birilerinin cebine rant aktarıcı bu projelerden millet bıktı. 

ERDOĞAN ASGARİ ÜCRETLİYE YAPACAĞI O JESTİ YAPSIN 
Asgari ücretten kesinlikle vergi kesintisi yapılmamalıdır. Doğalgaza, elektriğe, ulaşıma zam var, eğitim giderleri arttı, yüzde 70-80 arası gıda maddesine zam var. Market ya da Pazardan 100 lira ile aldığınız ihtiyaçlarınız bugün 150-200’i buluyor. Biz 2650 lira ve vergi dışı olmasını istemiştik bari bunu gerçekleştirselerdi. Yazıktır bu asgari ücretle çalışanlara. Sayın Erdoğan jest yapacak ya o jesti istiyorum.  

MEHMETÇİĞİN BİR İÇ SAVAŞIN TARAFI OLMASI DOĞRU DEĞİL 
Mutabakat Mavi Vatan diye Meclis’e geldi biz ona evet dedik ve geçti, sorunumuz yok. Yıllarca çeşitli uzman kişilerin önerdiği bir konu olduğu için mutabakat metnine evet dedik. Sayın Erdoğan’ın asker gönderme konusunda biz İYİ Parti olarak kurmaylarımızla biraraya geliriz, alınan görüşleri milletvekili arkadaşlarımızla paylaşırız ve orada nasıl bir oy verelim diye oylarız. Kişisel fikrim Mehmetçiğin bir iç savaşın tarafı olmasını doğru bulmuyorum. Dış politikada Sayın Erdoğan’ın aşk nefret ilişkisi üzerinden yürüyen bir sistem bizim dış politikamız bipolar bir ilişki biçiminde. Tezkereye nasıl bir tavır alacağımızı partimizle görüşürüz. Tezkere gelmeden önce meclis gruplarına gelip bilgi vermelerinde büyük fayda var, bunlar yapılmıyor. 

HANGİ İŞE ÇOMAK SOKTUM BİLMİYORUM 
Yeni kurulmuş bir parti hakkında konuşmam doğru değil. Ben her iki Gelecek Partisine de başarılar diliyorum. Prensip olarak biz İYİ Parti’yi kurarken çok zorluk çektik. Yaşadıklarımızdan iki Türk filmi çıkardı. Sonuçta bir organizasyon ortaya koyduk, seçime gittik, 5 milyon oy aldık ve Meclis’te temsil ediliyoruz. İYİ Parti’nin kuruluşuyla birlikte bir başarı öyküsü oluştu şimdi biliyor ki insanlar oy kullanırsak bazı şeyleri değiştirebiliriz, demokrasi işleyebilir. Sayın Babacanın da Sayın Davutoğlu’nun da kurdukları partilerin siyasi rekabete olumlu katkılar yapacağına inanıyorum. Başarılar dilerim. 
Bizim seçime giremeyeceğimiz iddia edildiği için biz mecbur kaldık Kılıçdaroğlu’ndan milletvekili istemeye. Biz onu yaşamış bir siyasi yapı olarak Haziran’da bir seçim yapılması düşünülüyorsa kongrelerini yapıp bu süreci yetiştiremeyebilirler o zaman bu arkadaşlara destek oluruz. AK Parti bunu çok çirkin bir dille eleştirdi “kiralık milletvekili” dedi. Bu kadar büyüterek cevap vermelerini anlamadım, hangi işe çomak soktum bilmiyorum. 

BU SİSTEMİ NE SAYIN ERDOĞAN TAŞIYABİLİR NE DE BU SİSTEM ERDOĞAN’I TAŞIR  
Yeni kurulan partilerin ittifakları konusunda şu anda ne olacağını bilemiyorum, doğmamış çocuğa don biçilmez. İttifaklar açısından bakıldığında eğer iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçilmeden cumhurbaşkanlığına gidilecekse hangi ittifakla olursa olsun bizim şartımız 6 ayda parlamenter sisteme dönülmesi şeklindedir. Sultancıl Rejimler diye bir kavram tartışılıyor, dünyada benzer bir yönetim anlayışı var. 2023 veya daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, Erdoğan kaybetti diyelim bu sistem içinde Sayın Erdoğan yaşamak isteyecek mi?  Ak Partililer hala burada yaşamak isteyecek mi? Biz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönme mutabakatı yapamazsak bu sistemi ne Sayın Erdoğan taşıyabilir ne de bu sistem Erdoğan’ı taşır.  

ERKEN SEÇİM SÖYLENTİLERİ 
Ben seçim olacak diye bir yorumda bulunamıyorum çünkü onu göremiyorum. Partimiz kurulurken erken seçim gerekçelerim vardı çok hızlı kurulduk. Şu anda onu göremiyorum. Saray işinden sonra Sayın Erdoğan’ın seçmenle ilişkisi koptu, etrafında sayılabilir siyasetçi kalmadı. Profesyonellerin verdiği akıl-fikir-çıktı bir süre sonra çalıştıklarının duymak istediklerine göre şekillenir. Sayın Erdoğan’ın etrafında kendisiyle rahat konuşabilecek herhangi bir siyasetçi kalmadı. Ak Parti ile Sayın Erdoğan’ın da ilişkisi kopuk. Buradan Sayın Erdoğan’ın atabileceği adımları öngöremiyorum. Sayın Erdoğan 2023’ü zorlar, taşır belki ama ekonomi taşımaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’de olmadı, uymadı. Sayın Erdoğan bu gücü çok istedi bırakmamaya gayret edecektir. O gücü bırakmayacaktır, sonuna kadar direnecektir.   

EKONOMİ DÜZENEĞİ İNŞAAT ÜZERİNDEN YÜRÜDÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yönetiminin ekonomide bir tercihte bulundu. Bütün ekonomi düzeneği inşaat üzerinden yürüdü. Hatalı özelleştirmeler yapıldı. Özelleştirme yaparsınız üstüne işletilmesini, istihdamı şart koşarsınız ve o yatırım ülkenizde kalır. Şehir hastaneleri, köprüler yapıldı ama Sayın Erdoğan’ın deyimiyle hasta garantili, geçiş garantili olması üzerine paralı bir sistem. Türkiye’nin sanayileşmekte olan bir ülke ama bu artık durdu ve sürekli borçlanma üzerinden bir büyüme kazanıldı. Tarımı endüstri ve üretimin içerisine katmazsanız istihdam yaratamazsınız. 
Eğitim ve ekonomi birbirini besleyen iki iş, Türkiye’deki eğitim sistemi kötü bir durumda. Doğu Anadolu’da bir ilimize gittim. Harika bir üniversite binası yapılmış. Yanımda elektrik mühendisi olmuş bir öğrencim vardı. Mühendislik bölümünde kaç hoca var öğren dedim. 1 asistan hoca varmış. Yani mühendis mezun oluyor, ara eleman olarak çalışmak istemiyor ama mühendislik bilgisi de yok. Eğitimdeki bu durum ekonomiyi de doğrudan etkiliyor ve kalifiye insan gücünün azalıyor. Üniversite açarak genç işsizliğini 4 yıl ertelediler.  

MANSUR YAVAŞ’A DESTEĞİMİZ TAMDIR

Mansur Bey Millet İttifakının adayıydı. Bizi de ilgilendiren bir konu. Sayın Yavaş’ın seçim beyannamesinde ‘Hiçbir rantı birilerinin cebine koymayacağım’ beyanı var. Ben kendisi ile konuşmadım, arkadaşlarımdan aldığım bilgi esasında MHP’li arkadaşlar getirmiş TOGO kulelerine ilişkin durumu. 25 milyon rüşvet istendi dendi. Sayın Aygün, ‘Ben böyle bir şey demedim’ dedi. Sonuç itibari ile eski usul artık geçerli değil Ankara’da. Mansur Bey sözünün arkasında duracağını gösteriyor. Sayın Yavaş’ın bu konuda haklı olduğu ortaya çıktı. Bizim desteğimiz tamdır. 

TANK PALET MİLLETİN PARASIYLA KURULDU 
İhalenin eşit şartlarda yapılması, hak yenmemesi, fırsat eşitliğinin sağlanması tam da demokrasinin kuralları, bunlar devletin düzenleyici rolü. Tank Palet de dahil olmak üzere hiçbir özelleştirmede bunlara uyulmadı.  Tank Palet’in bir özelliği de milletin parasıyla kurulmuş olması ve stratejik bir alan. 1,5 milyar TL’ye arsa alıyorsunuz, Millet itiraz etmese 500 milyon dolar bir Simit Saray’ına para ödeyebiliyorsunuz, 20 milyon dolar Kanal İstanbul’a para buluyorsunuz da buraya mı bulamıyorsunuz. Bunların hiçbir açıklaması yok. Burada koyulan gerekçelere kargalar güler. Ben Tank Palet ile ilgili olarak AK Parti’nin yöneticilerinin de şiddetli bir savunmasını bugüne kadar görmedim.

EYT’LİLERİ ONLAR ÇÖZEMEZSE BİZ ÇÖZECEĞİZ
EYT’liler ile ilgili büyük paralar söyleniyor öyle bir durum yok. Emekli olmuşlar maaş alamıyorlar, işe giremiyorlar, perişan bir durum var. Saray mutfağına itibar adına harcıyorsunuz, iş bulsalar anlayacağız, iş yok güç yok bu insanlar açlığa mahkum edilmiş durumda. MHP’nin seçim beyannamesinde EYT’liler vardı sonra biz aldık savunuyoruz.  Onlar çözemezse biz çözeceğiz. Vatandaşın fakirliğinin önüne geçmek lazım, açlığının önüne geçmek lazım. 

SURİYELİLER MESELESİ SAYIN ERDOĞAN’A BAŞKANLIK SEÇİMİNİ KAYBETTİRİR 
110 bin sığınmacıya vatandaşlık vermişler. Sayın Erdoğan’ın derin bir plan ve programla işe baktığını düşünmüyorum. Sayın Erdoğan bu ülkenin babası sanıyor kendisini bizlerde onun evlatlarıyız çok duygusal davranıyor. Duygunun işe karıştığı yerde gerçeklik uçar gider. 4 milyon Suriyeli sığınmacı diye kabul edilen insanlar var. Biz bir çalıştay yaptık ve sonuç bildirgesini de bizzat ben okudum, bu konuyla ilgili hangi adımların atılması gerektiğini kamuoyuyla paylaştık. Bu insanların memleketlerine dönmeleri gerekiyor. Ekonomisi bu kadar kötü bir ülkede 40 milyar dolar harcamışsınız, onlar mutsuz, biz mutsuz. Sonuçta Türkiye’den çırak çıkmış bir Suriye var. Bu Suriyeli kişilerin Esat ile görüşülüp Suriye’ye geldikleri yere gitmesi gerekiyor. Türkiye bir göç hendeği oldu. Sayın Erdoğan Suriyelileri kapıları açtı başına kaldı. Ben olsam Esat’a kendim giderim. Suriyeliler meselesini Türkiye taşıyamaz bu olay bomerang gibi Sayın Erdoğan’ın şahsını vurur. Bu işin sahibi Sayın Erdoğan olarak görünüyor. Tarihe not düşeyim; Sayın Erdoğan’a o çok istediği Başkanlık seçimini birebir kaybettirecek bir parametredir. 

İDLİB’DEN GELEN GÖÇ DALGASI 
Geleneksel dış politikayı bıraktık, Kahire öğretisiyle hareket ediyoruz. 100-150 bin civarında genel adı İŞİT’ten oluşmuş olan insanlardan olan bu göç dalgasına kesinlikle kapılarımızı açmamamız gerekiyor. Bu İŞİT’in içinde militan var bütün bunları kapınızdan içeri alamazsınız. Orada yardım edilebilir. 

BENİ İFADEYE ÇAĞIRSINLAR DİYE HER HAFTA DİLEKÇE VERİYORUM
Selahattin Demirtaş hapiste cumhurbaşkanlığı seçimine katılacağı zaman ben “ya seçimlere sokmayacaksınız ya da bizimle aynı şartlarda seçime girmesini sağlayacaksınız” dedim. Ben o kadar kötü oldum ki, beni PKK’lı yaptılar. 4 yıl önce hakkımda tek kişilik bir FETÖ soruşturması yaptılar. Soruşturmam var beni ifadeye çağırmadılar, her hafta dilekçe veriyorum. Yargı reformu yapıldı içinde iddianameler de olmalıydı. Ben yargılanıyorum iddianame yok. Meclis’te FETÖ komisyonu kuruldu beni tanık olarak çağırmaya kalkışmışlar bir milletvekili sakın onu çağırmayın diyor ve ben çağrılmıyorum.   

Advert