Bugün Dünya Basın Özgürlüğü Günü. Her güne münhasır verilen mesajlar olduğu gibi dünya basın özgürlüğü gününe özel mesajlar da havada uçuşuyor.
Basının kıymetli, var olması gerektiği ya da basın olmazsa bir toplumun haber alma hakkının olmayacağını basın olduğunda haber alma hakkına saygı duyulduğu ifade edilir ya da dillendirilir.
Oysa bugün 21. yüzyılın sonlarına doğru ilerlerken gerçekten dünya da ve ülkemizde basın özgürlüğü varmı? medya tarafsız mı? bir başka deyişle dördüncü kuvvet medya hak ettiği yerde mi?
Mesleğin Duayenleri diyor ki; hakkı ile yapılan basın mesleği kutsal bir yer teşkil eder. Özel bir yerde durur. Oysa bir yerler kurcalanmaya başlandığında, basının asli görevi yerine getirilmeye çalışıldıkça ve de gerçekler ortaya çıkarıldıkça kötü siz olur, hedef tahtasına oturtulursunuz Yazılmasın istenir, çizilmesin istenir. Gerçeklerin üzeri örtülsün diye beklenir.
Oysa demokrasilerde icranın başı hesap vermek zorundadır. Anayasanın amir hükümleri bunu gerektirir. Halka ait olanlar halka düzgün ve dürüst bir şekilde anlatılmalıdır. Hukuk bu noktada düzenleyici unsur ile gözetir aynı zaman da bir denetim görevi üstlenir.
İşte tam da bu nokta da basın asli görevi olan gerçekleri eğmeden, bükmeden ve tarafsız aynı zaman da objektif bir şekilde topluma haber verebilmek adına gerçeklerin üzerine gider tam anlamıyla aydınlatılması için mücadele verir. Hukuğa yardımcı olur.
Basın özgür bir şekilde sansüre uğramadan yazdığı sürece gerçekler ortaya çıkar ve denetim mekanizması bir çark misali kusursuz işler.
Dünya Özgü Basın Günü ve tüm günlerin sadece mesajlarda kalmaması dileğiyle
Gün kutlu olsun…

Advert