İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Gaziantep programı kapsamında; Gaziantep Ticaret Borsası ile Gaziantep Şoförler ve Otomobilciler Odası’nı ziyaret etti.
Gaziantep Şoförler ve Otomobilciler Oda Başkanı Ünal Akdoğan ile bir araya gelen Dervişoğlu, kente ilk kez gelmediğini ve burayla bir gönül bağı olduğunu ifade ederek, ‘’Özellikle esnafla ilgili teşkilatlara gittiğimde bu sıcaklığı hep hissediyorum. Dolayısıyla böyle durumlarda aslına bakarsan duygulanıyorum. Çünkü gönüllerde ve hafızalarda doğru iz bırakmış olmak şereflerin en büyüğü benim açımdan.’’ dedi.
‘’TÜRKİYE’DE SORUNLAR KONUŞULMUYOR.’’
Türkiye’de uzun bir zamandır sorunların konuşulmadığına dikkat çeken Dervişoğlu;
‘’Türkiye’de sorunlar konuşulmuyor. Konuşulup tartışılmadığı için de yapılması icap eden işler doğru bir şekilde gerçekleştirilemiyor. Kurulan hayaller, ulaşılmak istenen hedefler de tartışılmadığı için düşünceden eyleme dönüştürülmüyor. Onun için bir konuşan toplum olmak, fikir alışverişinde bulunmak, insanların birbirleriyle olan tartışmalarından ama medeni ölçüler içerisinde yaşanmış tartışmalarından doğru sonuçlar çıkarmak mecburiyetindeyiz.’’ ifadesini kullandı.
’HEPİMİZİN VAZGEÇEMEYECEĞİ BİR ŞEY VAR O DA TÜRK MİLLETİNE DUYDUĞUMUZ MENSUBİYET’’
Toplumdaki kutuplaşmanın altını çizen Dervişoğlu, ‘’Toplum her alanda kutuplaştı. Bu kutuplaşmayı ancak yöresel kültürümüzün üzerimize yüklediği sorumlulukla bertaraf edebiliriz. Gaziantep'in meselelere bakışı farklıdır, Kilis'in bakışı farklıdır; öğleden sonra gideceğimiz Kahramanmaraş'ın bakışı farklıdır. Ama hepimizin vazgeçemeyeceği bir şey var; o da Türk milletine duyduğumuz mensubiyet, bayrağımızın üzerimize yüklediği sorumluluk, şeref ve haysiyet, vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü. Bunlar geleceğimiz açısından tartışılmaması icat eden konular. Herkesin bu ülkede bu müşterek etrafında toplandığına inanıyorum.’’ şeklinde konuştu.
‘’MAKULÜ BULABİLMEK İÇİN MAKBUL BİR ÜSLUP KULLANACAĞIZ.’’
Türkiye’nin sorunlarının çözümsüz olmadığını ifade eden Dervişoğlu; İYİ Parti’nin nasıl bir muhalefet anlayışı içinde olduğunu şu sözlerle anlattı:
‘’Yaşadığımız bütün olumsuzlukları geride bırakmayı hamdolsun biliyoruz. Dolayısıyla bu toplumu kutuplaştırmak yerine kucaklaştırmak, kavga ettirmek yerine doğrularla buluşturmak için çaba sarf edeceğiz. Burada da her zaman olduğu gibi makulü bulabilmek için makbul bir üslup kullanacağız. Farkımızı fark ettireceğiz. İnşallah Anadolu'nun her yerine gidiyoruz. Bütün olumsuzluklarla mücadele ediyoruz. Siyasetçinin, ifade ettiniz sorunları seslendirmek gibi bir sorumluluğu vardır. Türkiye'nin neresinde hangi dert varsa arkasında durduğumuz mikrofondan o derdi konuşacağız, o derdin çözümlerini konuşacağız. Yapay gündemlerle asla meşgul olmayacağız. Düşmanca bir dil kullanıp, kuru bir muhalefette yapmayacağız. Hiçbir alanda bizi öyle görmeyeceksiniz. Dönemin şartlarına uymaktansa, büyüklerimizin yol göstericilikleriyle hareket etmeye de devam edeceğiz. İnşallah da başaracağız. Toplumun buna ihtiyacı var diye düşünüyorum. Ayrılıklar olabilir, farklılıklar olabilir, karşıtlıklar olabilir ama bu ülke hepimizin. Dediğim gibi kucaklaşarak ve anlaşarak çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Ama bu kucaklaşmamızı ve anlaşmamızı engellemek isteyen bir kesim de söz konusu olabilir. Onları görmeyeceğiz, birbirimizi devamlı göreceğiz. Bizi birbirimize dost kıldırmamak isteyenlerin kelamlarına itibar etmeyeceğiz.’’
Dervişoğlu, görüşme sonrası basın mensuplarının Hasan Nasrallah öldürüldüğü iddiası üzerinden yaşanan son gelişmelere dair sorusuna ise şu yanıtı verdi:
‘’İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR”
‘’İsrail bölgemizde bir terör devletidir. Benim olaya bakışım budur. Sadece Lübnan'da yaptıkları değil; Gazze'de, Filistin'de yaptıkları da Türkiye'de gündem işgal ediyor. Dolayısıyla spekülatif haberlere bakarak kime nerede ne yaptılara dair bir şey söyleyebilmek benim açımdan mümkün değil. Bu konuda öncelikle resmî açıklamalara itibar edilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum. Ama sonuç ne olursa olsun İsrail'e bakış açım ve İsrail'in bu bölge coğrafyasında yaşattığı zulüm ve katliamlara karşı fikrimi değiştirmeyeceğim gerçeğidir. Asıl mesele bu. Dolayısıyla İsrail'in yaptığı her türlü katliamı, insanlık dışı uygulamaları hem şahsım hem partim adına ayrıca da bu memleketin, bu milletin bir ferdi olma kimliğiyle de telin ediyorum yani lanetliyorum.’’
‘’BAŞKASININ BİÇECEĞİ ROLLERE DEĞİL, MİLLÎ HEDEFLERİMİZE BAKACAĞIZ’’
‘’Bunlar (İsrail), yaşadığımız coğrafyada gözü olan ve kendilerinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, hayali hedefler peşinde koşan ama maalesef ve maatteessüf dünyanın bazı büyük devletleri tarafından desteklenen bir toplum. Dolayısıyla Türk milleti bunların dünden bugüne neler yaptığını gayet iyi bilir. Uzun vadeli hesaplar hesaplarımın da ne olacağını yine toptancı bir tarih şuuruyla ele almaya muaf olur. O sebeple hiç kimse endişe etmesin, bize dışarıdan bakıldığında nasıl görünüyoruz bilmiyorum ama biz bu coğrafyada bin yıldan fazladır yaşıyoruz. Dolayısıyla bu coğrafyada sadece bir cumhuriyet de kurmamışız, 2 büyük cihan imparatorluğu kurmuşuz ve bizi nasıl bir devlet, nasıl bir millet olarak başkasına sormalarını istemiyoruz. Biz ne büyük bir devlet ne büyük bir millet olduğumuzu gayet iyi biliyoruz. Dolayısıyla bize başkasının biçeceği rollere değil, millî hedeflerimize bakacağız. Önemli olan bu alanda içeride bir zafiyet varmış hissiyatı yaratmamak. Türk milletinin birliğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de bekasını savunmaktır aslolan. Biz o sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Ama sizler de itibar etmeyin doğru haberlere ulaşıncaya kadar da spekülatif iş ve işlemlerden azami ölçüde uzak duralım. Çünkü bu alanlar özellikle sosyal medya devreye girdikten sonra farklı amaçlarla da kullanılabiliyor. Dolayısıyla sağlam bilgiye, resmî bilgiye, doğru kaynaktan çıkan bilgiye itibar etmek lazım.’’