Anımsayınız!
2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi partinin grup başkanvekili olan Muharrem İnce, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok yadırganan ‘gel bakalım Muharrem’! sözüyle Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmişti.

*
İyi bir rüzgâr yakalayan İnce az da olsa bir umut estirmiş belki yani olur mu? olur! derseniz gibi bir havayı yakalamayı başarmıştı.
Muharrem İnce tabanı heyecanlandıracak, partinin Kemalist çizgisinden uzaklaştığı o dönemde yeniden o çizgiye partiyi getirecek isim olarak sahaya çıkması denizin üzerindeki aysbergmiydi? yoksa kurgulanan yeni siyaset argümanlarının işareti miydi daha sonra anlaşılacaktı

*…
Sonra Muharrem İnce ilginçtir ve hiç gereği yokken siyasette küslük olmaz! diyerek o moralle rakibi Erdoğan’ın ayağına gidecek kravatsız şekilde tokalaşacaktı hem de Erdoğan’ın oturduğu koltuktan daha düşük seviyedeki koltuğa oturtularak…

*
Yine sonra ne oldu nasıl oldu pek aydınlatılamadı ama Muharrem İnce meydanlarda iken kendisine yakın isimler birer birer milletvekili listelerinden tasviye edildi.
Tuzağa düşürülen İnce olup biteni geç anlasa da ok yaydan fırlamış kaderine razı bir şekilde yoluna devam etmek zorunda kalmıştı.

*
Bu tablo  en büyük parti içi muhalifi İnce’yi saf dışı bırakıp 2023’e göz kırpıyor olarak nitelendirilse de Kılıçdaroğlu’nun komple bir ulusalcı kanat temizliği yaptığı belliydi.

*
Gündoğumu Gazetesi o dönemin en keskin ulusalcı milletvekillerinden bir isme bu gerçeği doğrulatmıştı. Aslında o dönem aday olacak olan Kemal Kılıçdaroğlu Kemalist milletvekilleri tarafından veto yiyince bu yolla bir taşla iki kuş vurmuş oldu.

*
Nitekim 2018 seçimleri Ekmeleddin İhsanoğlu faciasından sonra yine hüsranla sonuçlanmış, CHP başta olmak üzere siyasette kartlar yenden karılmaya başlanılmıştı.

*
Burada müsaadenizle küçük bir hatırlatama da bulunalım..
2018’de kazanamayacağı bilinen Kemal beyin  beş yıl sonra yüzde yirmi beşlik tavan kırılmamasına rağmen Altılı Masaya dayatması veyahut uzlaşı ile CB’na adaylığı heveslenmesi ne kadar doğru bir tercihti, orası tartışılır? tüm sağ partilere karşı kendisini kabul etirmek Türk siyaset doğasına aykırı değilmiydi?

Gerçekten geçen beş senede Kemal beyin adalet yürüyüşü, SADAT, Merkez Bankası gibi kuruluşların kapısına yönelmesi ne kadar etkidir bilinmez ama hiçbir işe yaramadığı da kanıtlanmış oldu.
(Buradan etnisite ve kimlik siyaseti üzerinden bir yorum yapmayacağımıza da vurgulayarak)

*
Toparlayacak olursak…
2018’de daha güçlü olan Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayın İnce’nin istediği uzlaşı siyasetinde ilk adımı atamaz mıydı bu birinci soru.
İki, muhalefeti yandaş basınla yanına yaklaştırmayan Erdoğan’la 2023 veyahut gelecek Türkiye’si için uzlaşılabileceğine Sayın İnce inanmış mıydı?
Oysa işler Erdoğan açısından 2023’e göre muhalefete şirin görünmek zorunda da değildi.

Sözün kısası o tablodan Erdoğan çok daha fazla güçlenerek çıktı.

*
Gelelim
Özgür Özel’in günlerdir yapması beklenen Erdoğan’a ziyaret ve öncesi meclisteki bu tartışılan tabloya.

*
Evet, 2022’te 3. kez CB seçilen Erdoğan’ın bu kez eli zayıftır.
Evet, Erdoğan uzlaşı arayacaktır
Ne ki bu uzlaşı (ki olursa ayağına çağırarak değil görüşmenin Saray’da yapılması da doğru değildir) bu noktada ne kadar sağlıklı olacak çokça sıkça tartışılacaktır.

*
Cumhurbaşkanı ve AKP genel Başkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak uzlaşı tarafı ağır basan görüntü sergilemesi vizyoner taktik gibi görünse de siyasi kimliği ile daha öncede ifade ettiğimiz gibi en zayıf halkasında ana muhalefete ve muhalefete en sert yorumları getirmekten çekinmeyecektir.

*
FİNAL
2018’de güçlü olan Erdoğan ihtiyacı olmadığı halde ayağına giden Muharrem İnce ile muktedir siyaset ve siyasetçi anlayışını perçinlemişti...
CHP Lideri Özgür Özel ne kadar uzlaşı sergilerse sergilesin siyasette yeteri lider tecrübesine sahip değildir. Bu ayrıntıyı dahi süzememesi not edilmelidir. Yaralı bir aslanın yanına yaklaşmaktansa uyuşturucu ile uyutulmuş aslanın yanına yaklaşmak daha tedbirli bir hamle değilmidir?

*

31 Mart seçimlerinde balyoz yiyen Cumhur ittifakının bu hali ortadan iken  Özel’in (orada olursa) Saray görüşmesinden avantajlı çıkacağını söylemek güçtür.

*
Erdoğan Çankaya’da görüşmeyi elbette istemeyecektir.
Görüşme en kabul edilir bir şekilde Saray’da değil Çankaya değilse bile mecliste olması CHP adına olumlu görünecektir.

*

2018’de güçlü Erdoğan muhalefeti dağıtırken 2023’teki Erdoğan’ın yara almış haliyle muhalefeti sanki ‘gel burada uzlaşalım’ hamlesi ne olursa olsun güçlü siyaset stratejisi olarak kayıtlara geçmiştir.