Türkiye Barolar Birliği, darp ve işkenceye maruz kalan Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN İŞKENCE GÖREN AVUKAT İÇİN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA İKİNCİ DİLEKÇE

“CEZA DAVASI AÇILMALI”

 

Türkiye Barolar Birliği, darp ve işkenceye maruz kalan Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun, olaya ilişkin video görüntülerinin ortaya çıkması üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığı’na ikinci bir dilekçe sunarak işkence suçunu işleyenler ve diğer sorumlular hakkında ceza davası açılmasını talep etti. 

Türiye Barolar Birliği Başkanlığı, 19 Nisan 2019 tarihinde, baro başkanlıkları ile birlikte, Avukat Sürenoğlu’na işkence ve darp uygulayan ve olayı görmezden gelen polis memurları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

Bugün ortaya çıkan ve tutanakta yer alan iddiaların gerçek olmadığını gösteren  görüntüler üzerine, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu imzasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına ek bir dilekçe verildi.

Dilekçede şu ifadeler yer aldı:

“Görüntüler incelendiğinde, Av. Sertuğ Sürenoğlu’nun trafiği kesen polis memurlarına sadece “BİR DÜĞÜN İÇİN BU OLUR MU?” dediği duyulmaktadır.

Olaydan sonra tutulan tutanakta ifade edildiği gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın aracına taarruz söz konusu değildir. Yani söz konusu tutanakta; “Sayın Cumhurbaşkanı’na saldırıyordu, o sebeple müdahale ettik” anlamına gelen açıklamaların gerçekle ilgisi yoktur. Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanı’na Av. Sürenoğlu’nun sövdüğüne dair tutanakta yazılı olan iddialarda görüntülerle desteklenmemektedir.

En önemlisi Av. Sürenoğlu, “BİR DÜĞÜN İÇİN BU OLUR MU?” dedikten saniyeler sonra birden çok polis memuru tarafından tutulmuş ve götürülmüştür. Bu sırada tutanakta iddia edildiği gibi bir direniş göstermemiştir. Zaten kendisinden çok iri ve sayıca kalabalık olan polis memurlarına direnmesi fiziksel olarak mümkün değildir. Dolayısıyla tutanakta iddia edilen “direndiği için orantılı güç kullandık” ifadesinin gerçek olmadığı açıktır. Kaldı ki; Av. Sürenoğlu o sırada kısmi bir direnme göstermiş bile olsa, gözünün patlatılmasına, dudaklarının parçalanmasına, kafa travması geçirmesine neden olacak bir güç kullanımının orantılı olmadığı açıktır. En önemlisi bu seviyede bir fiziksel güç kullanımının saniyeler içerisinde sona eren “derdest etme” anında gerçekleşmediği ortadadır. Demek ki Av. Sertuğ Sürenoğlu, yetkili polis merkezi yerine Çırağan Sarayı içerisindeki odaya götürülüp, orada kendisine işkence edilmiştir.”

Dilekçede, CMK’nın 161/5’inci maddesi gereğince kolluk görevlileri hakkında soruşturmanın re’sen yapılması zorunluluğu bulunduğuna dikkat çekilerek, “Etkin soruşturmanın yapılması, tüm delillerin toplanması” talep edildi.

“Bu noktada delil toplanması için izin sürecinin tamamlanmasının beklenmesinin ilgililer için adli ve idari sorumluluk doğuracağı” hatırlatılan dilekçede, “Av. Sertuğ Sürenoğlu’na yönelik işkence ve diğer suçları işleyen sorumlular hakkında ağırlaştırıcı tüm sebeplerin de değerlendirilerek ceza davası açılmasını talep ederiz” denildi.

 

 

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

Gönderilmek üzere

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

MAĞDUR                : Av. Sertuğ Sürenoğlu

MÜŞTEKİ                : Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı ve Türkiye’deki tüm Baro               

                                      Başkanlıkları

ŞÜPHELİLER         : Kimlikleri Sayın Başsavcılığınızca tespit edilecek polis memurları

SUÇ                           : İşkence, tehdit, hürriyeti tahdit, resmî belgede sahtecilik, iftira

SUÇ TARİHİ           : 13.04.2019

DİLEKÇE KONUSU: 19.04.2019 tarihli, Sayın Başsavcılığınıza gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na elden sunulan suç duyurusu dilekçemize ek dilekçedir.

 

AÇIKLAMALAR:

 

  1. Av. Sertuğ Sürenoğlu, Çırağan Sarayı önünde bir grup polis memuru tarafından derdest edilmiş. Polis merkezine götürüleceği yerde sarayın içinde bir odaya zorla götürülerek iki saat süreyle işkence suçunu oluşturacak şekilde darp edilmiştir.

 

  1. Olayın akabinde; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla gönderilen 19.04.2019 tarihli dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz. (EK-1: 19.04.2019 tarihli dilekçemiz)

 

  1. İlişikte sosyal medyada bugün yayınlanmış olan görüntülerin kaydını bir flash bellek içeriğinde sunuyoruz. Bu görüntüler, yerli ve yabancı basında da an itibariyle yayınlanmış bulunmaktadır. Şu adresten de görüntülere ulaşılabilir:

 

  •  
  •  

 

 

  1. Görüntüler incelendiğinde, Av. Sertuğ Sürenoğlu’nun trafiği kesen polis memurlarına sadece “BİR DÜĞÜN İÇİN BU OLUR MU?” dediği duyulmaktadır.

 

  1. Olaydan sonra tutulan tutanakta ifade edildiği gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın aracına taarruz söz konusu değildir. Yani söz konusu tutanakta; “Sayın Cumhurbaşkanı’na saldırıyordu, o sebeple müdahale ettik” anlamına gelen açıklamaların gerçekle ilgisi yoktur. Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanı’na Av. Sürenoğlu’nun sövdüğüne dair tutanakta yazılı olan iddialarda görüntülerle desteklenmemektedir.

 

  1. En önemlisi Av. Sürenoğlu, “BİR DÜĞÜN İÇİN BU OLUR MU?” dedikten saniyeler sonra birden çok polis memuru tarafından tutulmuş ve götürülmüştür. Bu sırada tutanakta iddia edildiği gibi bir direniş göstermemiştir. Zaten kendisinden çok iri ve sayıca kalabalık olan polis memurlarına direnmesi fiziksel olarak mümkün değildir. Dolayısıyla tutanakta iddia edilen “direndiği için orantılı güç kullandık” ifadesinin gerçek olmadığı açıktır. Kaldı ki; Av. Sürenoğlu o sırada kısmi bir direnme göstermiş bile olsa, gözünün patlatılmasına, dudaklarının parçalanmasına, kafa travması geçirmesine neden olacak bir güç kullanımının orantılı olmadığı açıktır. En önemlisi bu seviyede bir fiziksel güç kullanımının saniyeler içerisinde sona eren “derdest etme” anında gerçekleşmediği ortadadır. Demek ki Av. Sertuğ Sürenoğlu, yetkili polis merkezi yerine Çırağan Sarayı içerisindeki odaya götürülüp, orada kendisine işkence edilmiştir.

 

  1. Bize şifahi yoldan ulaşan bilgiye göre; Sayın Başsavcılığınız, Av. Sertuğ Sürenoğlu’na karşı işkence suçunu işleyen kişilerle ilgili delil toplanması işlemlerini yürütmek için 4483 Sayılı Kanun’daki izin prosedürünün tamamlanmasının beklenildiği yönündedir. Umarız bu doğru değildir. Çünkü işkence suçu, takibi izne tabi olan bir suç değildir. Ayrıca, kolluk görevlilerinin tuttuğu tutanakta iddia edildiği gibi Av. Sürenoğlu, Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı sövme suçunu işlemişse (ki görüntüler bunun aksini ispatlamaktadır) kolluğun o andan sonraki görevi, önleyici kolluktan çıkıp adli kolluğa dönüşmektedir. Bu itibarla, CMK’nın 161/5’inci maddesi gereğince haklarında soruşturmanın re’sen yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Öte yandan 2559 Sayılı PVSK’nın ek 6’ıncı maddesi uyarınca, kolluğun takibi şikâyete ya da izne tabi de olsa delillerin kaybolmaması ve bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alması mecburidir. Adli kolluk görevi yapan polis memurları Cumhuriyet savcısının emrinde çalıştıklarına göre bu yükümlülüğün aynı zamanda muhatabı hiç kuşkusuz Cumhuriyet Başsavcılıklarıdır. Şu halde, başta tüm kamera kayıtları olmak üzere delillerin toplanması ve muhafaza altına alınması hususunda ihmal gösterilmesi adli ve idari sorumluluğu mucip olacaktır. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın etkili soruşturma yapmadığına ve delillerin toplanması için izin prosedürünün yerine getirilmesini beklediğine ilişkin bilgiye inanmak dahi istemiyoruz. Gereğinin yapılmasını 1136 Sayılı Kanun’un 76 ve 110. maddeleri gereği takip ediyoruz.

 

NETİCE VE TALEP:

Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerle:

  1. Etkin soruşturmanın yapılmasını, tüm delillerin toplanmasını,

 

  1. Bu noktada delil toplanması için izin sürecinin tamamlanmasının beklenmesinin ilgililer için adli ve idari sorumluluk doğuracağını,
  2. Bu dilekçemiz ekinde sunduğumuz görüntü kaydı dahil tüm kayıtların aynı zamanda Av. Sertuğ Sürenoğlu hakkında yürütülmekte olan ve adı geçenin CMK’ya aykırı bir şekilde özgürlüğünün tahdit edildiği soruşturma dosyasına da ithal edilmesini,
  3. Av. Sertuğ Sürenoğlu’na yönelik işkence ve diğer suçları işleyen sorumlular hakkında ağırlaştırıcı tüm sebeplerin de değerlendirilerek ceza davası açılmasını talep ederiz.

 

  •  

 

 

 

Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU

Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

 

 

EK-1: 19.04.2019 tarihli dilekçe fotokopisi.

EK-2: Bir adet flash bellek. (sosyal medyada, yerli ve yabancı yayın organlarında yer alan görüntülerin bulunduğu)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Advert