Gümüşhane deyince aklınıza gelen ilk isimler elbette pestil, köme ve kuşburnu’dur. Hele Kuşburnu ile anlatılacak o kadar çok şey vardır ki, belki çocuklarınıza masal niyetine de gelecekte söz edilecektir.
Nasıl gündemden çıkarıldığı, bugünkü değeriyle trilyonluk fabrikasının nasıl çürümeye terkedildiği, festivalinin adının değiştirildiği, şehrin resmi logosundan isminin silindiğini bile içiniz kan ağlaya ağlaya birbirinize fısıldayacaksınız.
Hal böyle iken ağzımızın tadı kuşburnu giderek yaşamın standartlarından da çıkıyor. Artık kuşburnu Gümüşhane’de tercih edilmiyor. Soruyoruz; yeterince tanıtımının yapılamadığından söz ediliyor. Bir bakıma belki de kuşburnu bu körolasıca kadir kıymeti başka yerlerde arayan huyumuzun kurbanı oluyor.
Demlikten bardaklara boşalan kuşburnu değil de çay ya da bir başka içecek organik değil, kimyevi madde. Şimdi çok çok değerli yetkililerimize soracak olursak ‘kuşburnu’! diye başladıkları anlatmaların sonu dahi gelmeyecek. 50 bin ceviz fidanı diktik hamlesi kuşburnu gerçeğini örtmeye yetiyorsa varsın olsun yine de güzeldir yaşamak diyelim biz buna…
Vitamin deposu çok çeşitli şekillerde mutfakları süsleyen kuşburnunun hazin sonunu anlatmaya çalışıyoruz, belli ki çayocağının buharında kaybolup gitmiş, bu bir zamanların anlı şanlı Allah vergisi meyvesi..
Kuşburnu öldü yaşasın demli çay..