Beynimizdeki bütün devreleri amaçlarımıza ulaşmak için nasıl harekete geçirebiliriz?

Mihaly Csikszentmihalyi, yirmi yılı aşkın bir süredir, insanların yoğunlaştıkları ve yaptıkları işten derin bir zevk aldıklarını bildirdikleri zamanları araştırmaktadır.
     

 

Bu araştırmalar, yaşantıyı gerçek anlamda doyurucu yapan şeyin, akış adı verilen bir zihin durumu olduğunu ortaya koymuştur.
     

 

Akış yaşantısı, gerek takım olarak gerek  bireysel olarak potansiyelimizin en üst noktasına çıkabilmemiz için  en iyi yoldur.   Bu sebeple özellikle iş hayatında akış yaşantısını  kolaylaştıracak ortamlar hazırlanmalıdır. Ancak bugünkü eğitim sistemi bu akış tecrübesinin önünü açamıyor.
 Akış halinde, beyindeki bütün devreler, amaçlara uğraşmak için harekete geçer. Bu durumda insan potansiyelinin en üst noktasına ulaşabilir.
 

 

Akış halinde beynin her iki yarım küresinin eşit düzeyde faaliyete geçer.
 Akış için yüksek motivasyon ve dikkat gerekiyor. Ayrıca akış durumuna geçebilmek için iyi bir ustalık ve tecrübe de gerekiyor. İşin acemisi akış yaşantısını gerçekleştiremez.
   

 

Akış yaşantısına geçebilmemiz için değişik seviyelerde tehdit ve riskleri de göze almamız lazım.
   

 

Akış, insanın dikkatini odakladığı bir faaliyette kendini kaybetmesine neden olan bir yoğunlaşmadır. Herkes zaman zaman akış yaşar ve akışın özelliklerini bilir. Akış durumunda insanlar güçlü ve dikkatlidirler. Yeteneklerinin doruğunda olduklarını hissederler. Zaman duygusu da, duygusal sorunları da ortadan kaldırır. 
   

 

Bu durumda, endorfin, serotonin, dopamin salgısı artar.  Bilindiği gibi, endorfin, ağrı kesicidir. Mutluluk durumunda beynimizden bolca salgılanır.
Serotonin, beynimizin iyi hissetme hormonudur. Ruh durumumuzun olumlu olması için gereklidir.
   

 

Dopamin, dikkatin yoğunlaşmasını, araştırıcı davranışların ödüllendirilmesini, zevk veren deneyimlerin tekrarlanması için gerekli devrelerin oluşturulmasını sağlar.
       

 

Yapılan iş  o kadar heyecan verici olmalıdır ki dopamin etkisiyle bütün bilinç devreleri  o işe odaklansın. Bu süreçte çevresel dikkat dağıtıcılar  kapansın. Gerçekten akış yaşantısınıdaki kişiye  soru sorsanız cevap alamazsınız.
 

 

Beyin bütün devrelerini harekete geçirebilmesi için bir sebebi olmalıdır. Beyin geneksiz yere enerji harcamaz. Onun için hayatımızın anlamını keşfetmeli ve onu bir amaca  yoğunlaştırmalıyız.
 

 

Sonuç olarak, beynimizin tam kapasite ile çalışabilmesi için zihnimizi ve davranışlarımızı kökten etkileyen faaliyetlere ihtiyacımız vardır.
 

 

Topyekün olarak kalkınmamız ve mutlu bir hayat sürebilmemiz için ülkemizin her alanında akış yaşantısını gerçekleştirebilen insanlara ihtiyaç vardır. Bu da ancak şekilcilikten ve ezberden uzak, öze nüfus edebilen bir eğitim sistemiyle gerçekleşebilir.

 

Şimdiye kadan insanlarımıza  bol unvan ve makam verebildik, ama akış yaşantısı doğrultusunda ciddi bir çabamız olmadı.
 

Kayank: Sinan Canan,Değişen Be(y)nim, Tuti Kitap,İstanbul, 2015, s. 293. 
               Zülfikar Özkan, Zihinsel Terai, hayat Yayınalrı, İstanbul, 2015.

 

Advert