Önemli olan nedir?
Ne düşünülmektedir?
Kaybedilen nedir?
Ne istenmektedir?
Varılacak yol neresidir?
*
Nereden başlama gereği duyulmaktadır!
Meselenin özü saptanmış mıdır?
Gerçekte verilen mesaj samimimidir!
Tartışmalar isimler üzerinden neden süregelmektedir?
Tartışılan konu esasta neyi içermektedir?
*
Gerçekler göz önündeyken, bu denli güçsüzleşmek, sanki kendi içerisinde kavga varmış görüntüsü çizmek meselenin kıvranıldığını anlatmakta mıdır?
Açıklamalar, karşılıklı eleştiriler, imalı sözler, zaman zaman can sıkan polemikler;
Kaybeden kimdir?
Aslında yola neden çıkılmıştır?
Yola çıkılırken istenilen nedir?
Kaybedilenlerin farkındalığı niye görülmemektedir?
*
Yanlışa dur demek; yanlışta ısrar etmemek zor mudur?
Aylarca, günlerce, saatlerce, dakikalarca ifade edilen onca sözlerin varlığı, inanırlığı, istediklerinin tamamı bu kadar mıdır?
İnananların davayı sürdürme adına güzel bir geleceğe uyanmak için anlattığı ancak hayal kırıklığı yaşayanlara söylemediği bir şey var mıdır?
Unutulanların arkasında ne vardır?
Sahi ne anlatılmaktadır.
*
Anlatılırken aslında sözcüklerin arkası boş mudur?
Gelinen noktada toplayıp, çıkarıp, birbiri üzerine koyduğumuzda nalıncı keseri gibi kendimize yonttuğumuzu unuttuk.
İnanmak ve güvenmek sözcüğünü çoktan rafa kaldırmak neden idrak edilememektedir..
Yüzde Kırksekiz Cevap Bekliyor
YORUMLAR