İLAÇLA ZAYIFLANIR MI?
“Tamamen bitkisel, mucize haplar, bir haftada beş kilo verdirir, egzersiz ve diyete gerek yok, istediğini ye ürünü iç zahmetsizce yağları yak” gibi mesajlar hep ticari reklamlardır.
Bir saadet zinciri gibi pazarlanan bu ürünler sizin için risk taşıyabilir. Ne yazık ki bu ürünlerin çoğu faydasız ya da zararlıdır.
NE YAPILMALI
İştahı azalttığı söylenen ilaçları kullanmak yerine; yavaş yemeli ve sindirim işlemini ağızda başlatmalısınız!
Metabolizmayı hızlandırdığı söylenen ilaçları kullanmak yerine; direnç çalışmaları yapınız, haftada 2-3 gün, 10-15 dakika süreyle, toplam 20-30 dakika yapacağınız direnç çalışmaları metabolizmayı hızlandırdığı söylenen ilaçlardan çok daha etkili olacaktır.
Direnç çalışmaları ile metabolizmanızı %14 hızlandırırsınız.
Yağları sindirilmeden bağırsaklardan attığı söylenen ilaçlar yerine;Her gün 10.000 adım atınız!
Günde 10.000 adım atın, ayda net 2 kilo yağlardan verin.Üstelik 9 yıl daha uzun yaşayın.
KANDIRAN DİYETLERDEN UZAK DURUN!
Kalori kısıtlaması yapılan diyetler.
Aç kalarak kilo verdirmeye çalışan diyetler.
Proteinden zengin, karbonhidrattan fakir diyetler.
Karbonhidrat ile proteini ayıran diyetler.
Kan grubu diyetleri.
Otlarla zayıflama diyetleri.
Su atıcı çaylar ya da bitkilerle yapılan diyetler.
Diğer ismini yazmaya gerek duymadığım diğer tüm şarlatan diyetler.
ÇOK POPÜLER OLAN BİR BESLENME MODELİNDE SUNULAN GÖRÜŞÜ İNCELEYELİM!
“Eti sınırsızca yiyebilirsiniz, günde 3 adet yumurta yiyebilirsiniz, ekmek, pilav, makarnayı hatta meyveyi yaşantınızdan tamamen çıkarın!”
SONUÇTA NE OLUR
Yüksek proteinlerle beslenme kemik erimesine neden olur. Çünkü aşırı protein, kemiklerden kalsiyumun çekilmesine sebebiyet verir. Yüksek proteinli diyetler, karaciğer ve böbrek gibi organların aşırı çalışmasına ve yorulmasına neden olur. Vücut enerji kaynağı olarak karbonhidratları bulamadığında, vücut proteinlerini (kasları) parçalar. Karbonhidrat almadığınızda B vitamini eksikliğinden dolayı bağışıklık sisteminiz çöker, bu sistem çökünce her türlü hastalığa karşı kapınızı ardına kadar açmış olursunuz.
BAŞKA BİR GÖRÜŞE BAKALIM!
“Ara öğünleri kesinlikle tüketmeyin!“
Gerekçesi; leptin hormonu yemek yedikten 4-5 saat sonra devreye giriyormuş. Vücut ara öğün ihtiyacını bu yağlardan sağlıyormuş. Leptin hormonunun salgılanmasına izin verirsek kilo verirmişiz.
SONUÇ
Ara öğün tüketilmediğinde metabolizma hızı yavaşlar. Algılama süreçleri uzar, konsantrasyon bozuklukları görülür, dikkat dağılır. Kan şekeri düşmesi stres hormonlarının artmasına neden olur. Bunlara cevaben aşırı insülin salgılanması olur, artan insülin iştahı açar. Ara öğünler tüketilmediğinde insülin direnci riski artar.
ÇÖZÜM
Leptin hormonu salgılamasını arttırmak için ara öğünleri yok etmek yerine, bir saatten fazla oturur vaziyette kalmamak yeterlidir. Otururken yapacağınız masa başı çalışmaları, bir saati aşmadan yapacağınız ofisinizdeki hafif yürüyüşler; leptin hormonunu tetikler. Geceleri 7,2 saat düzenli uyku, 6,3 saat uykudan daha fazla leptin hormonu salgılatır. Bu şekilde ara öğünü atladığınızda başınıza gelebilecek tüm olumsuzluklardan kendinizi korumuş olursunuz.
BİLİNÇSİZ EGZERSİZ KİLO VERDİRMEZ, ALDIRIR!
EGZERSİZDE SİZİ BEKLEYEN TEHLİKELER VE TATLI YALANLAR:
1-“Kilo verme programlarında egzersiz yaparsanız, egzersizi bıraktığınızda kaslar yağa dönüşür!”
Egzersizi bıraksanız da kasların hiçbir zaman yağa dönüşmeyeceği gerçeğini, adınız-soyadınız gibi unutmayın. Yaptırdığınız ölçümlerde; kilo kaybınız yağlardan ise ve giden yağların yerine gelmesi gereken kaslar artıyorsa doğru yoldasınız demektir.
2-“Egzersiz yapacak zaman ve derman bulamıyorum!”
Egzersiz yapacak zaman bulamıyorum düşüncesi, zamanınızı iyi planlayamamanızdan kaynaklanmaktadır. Egzersiz ile strese karşı koyar, zihinsel performans ve iş veriminiz artar, kilo sorununuz kalmaz, hastalıklara karşı bağışıklık sisteminiz güçlenir. “Egzersiz yapmaya zaman ve derman bulamıyorum!” cümlesini inşallah bir daha hiç kullanmazsınız.
3-“Egzersizi ömür boyu sevemedim, o da beni sevmedi!”
Egzersizi sevmeyip, ondan uzak durduğunuz sürece; ömür boyu kazanıp biriktirdiğiniz tüm paraları, sonrasında doktorlara, hastanelere ve ilaçlara harcayacaksınız. Hayat bir bisiklete binmek gibidir, pedalı çevirdiğiniz (egzersiz yaptığınız) sürece düşmezsiniz!
4-“Egzersiz yaparsam kaslarım çirkin görünmez mi?”
Direnç çalışması yapılmadan, kas kaybı önlenmeden verilen kilolar fazlasıyla yağ olarak geri dönmeye mahkumdur. Doğru uygulandığı zaman kas çalışmaları; sağlık, güzellik ve zindelik gelişimi için de oldukça etkilidir.
5-“Egzersiz yaptığımda uykum kaçıyor!”
Egzersizi saat 21:00’den sonra yaparsanız uykunuz kaçar. Kaliteli uykuyu arzuluyorsanız; egzersizleri 16:00-18:00 saatleri arası uygulamaya çalışın. Bu saatlerde yapılan egzersiz, uyku kaçması yerine daha kaliteli uyku yollarını size açar.
6- “Egzersiz yaparsam iştahım açılıyor!”
Yüksek tempoda yapılan egzersizler (koşma); kan şekerini düşürecek, şeker düşünce de glukagon hormonu artacaktır. Artan glukagon da insülini ve beraberinde iştahı arttırarak sizi mutfaktaki buzdolabına yönlendirecektir. Koşma yerine yapılan tempolu yürüyüşler; iştahınızı açmayacak, aksine iştahınızı kapatacak sistemin çalışmasına katkı sağlayacaktır. Serin suda yüzmek iştahı bastıran bazı hormonların salgılanmamasına neden olur. Havuzda serin suda yüzdükten sonra, 10-15 dakika da hızlı tempoda yürürseniz iştahınız kapanır.
7-“Sabah aç karnına yapılan egzersizler ile daha hızlı yağ yakılabilir mi?”
Sabah vücudunuz yürüme dahil hiçbir aşırı fiziksel aktiviteye hazır değildir. Her an kalp krizi geçirebilirsiniz. Aç karnına yapılan egzersizler kasların yakılmasına neden olur. Daha hızlı yağ yakımı yerine, daha sağlıklı yağ yakımı tercihiniz olsun. Soğuk ortamda egzersiz yaparsanız sıcak ortamda yapılan egzersizlerden %44 daha fazla kalori yakarsınız.
8- “Yürüme yerine koşarsam daha hızlı kilo veririm!”
Koşarsanız metabolizma kas proteinlerini parçalamaya başlar, kas kitlesindeki kayıplar metabolizmanızın da yavaşlamasına neden olur. Koşma yerine tempolu yürüyün, toplamda daha az kalori yakın ama yaktığınız kalorinin %80’i yağ olsun.
9-“Egzersiz ne kadar uzun sürerse o kadar yağ yakarım!”
Egzersiz süresini arttırarak kalori harcamanızı arttırdığınızda, sağlığınızı da kaybedebilirsiniz. Yürüme süresini arttırma yerine direnç çalışmasını ilave ederseniz daha fazla kalori yakarsınız.
10-“Yürüme bandında kesinlikle yürümeyin!”
Siz siz olun iyi bir yürüme bandına (tartan zemini olan) sahip olun ve ona çok iyi bakın, hatta arabanızdan daha fazla önem verin. Ondan yararlanabilmek için üzerine korkmadan çıkın ve iyi bir yürüyüş ayakkabısı giyerek yürüyün ama kesinlikle koşmayın.
DUYGUSAL AÇLIK YAŞAMAK
Duygusal Açlık = Ağız Açlığı; dipsiz kuyu gibidir, tonlarca yeseniz bile onu doyuramazsınız.
ÇÖZÜM
Korkmayın gerçek açlığınızı bilinçli olarak doyurduğunuz sürece, duygusal açlık sizi rahatsız etmez.
KALİTELİ UYKU SORUNU
Kaliteli uyumadığınız sürece bazı hormonlar aleyhinize çalışır; kilo vermeniz zorlaştığı gibi uzun da yaşayamazsınız.
Gece lambasının ışığı yanarken uyursanız kilo alırsınız.
Yapay ışık vücudunuzun iç saatini bozmasın diye karanlıkta uyuyun.
Doğru zamanda yatıp doğru zamanda kalkarsanız ve doğru sürelerde uyursanız metabolizmanız her zamankinden daha iyi çalışacaktır.