Malum nüfus 10 milyonu geçiyor.
Bir günde kaç kişinin bu devasa şehre girip çıktığı belli değil.
Avrupa’nın sayılı devletlerinden daha kalabalık,
İşte bu Türkiye’nin her şeyinin döndüğü şehre İstanbul’a üçüncü köprüyü de kondurduk.
Yapılan hizmet eyvallah hizmettir..
Ne ki hizmetin neler getirip götüreceği de tartışılmalıdır.
Köprü yapılmadan adının Yavuz Sultan Selim olması tartışıldı ilk önce,
İstanbul’un nefesi kuzey ormanlarından kaç kaç ağacın kesildiği de tartışılmadı mı?
Sırf yaptık, ettik, bak yetiştirdik diye kaç işçi gece gündüz çalıştırılmadı mı?
O tarafı ayrı muamma…
Birde işin şu kısmı var,
Kaç TL’den geçeceksin?
Kaç liraya ne taşıyacaksın?
Geçtiğin otomobil camına bu ay kaç TL pul yapıştırdın?
Aracının kaskosu, trafik sigortası,
Depona kaç TL’den doldurduğun benzinle o köprüden yararlanacaksın!
OGS, HGS ne kadar (geçiş sistemi) varsa o köprü için ne kadar ödeyeceksin?
Köprü İstanbul’un trafiğini ne kadar rahatlatacak!
Boğazın üstüne bu da olmazsa herhalde bi de KSS’ın adının verileceği dördüncüde yapılacaktır sanırım..
Neyse..
10 milyonluk şehir demişken
Kapanan iş yeri kapanan kapanana,
Hacizler, icraalar o biçim,
O, 3. Köprünün muhteşemliği altında gururla dolaşan insanımın kredi kartları şişmiş,
Vatandaş, banka kapılarında perişan.
Çarşı pazar, ateş pahası
Bakmayın siz TÜİK’in rakamlarına
Ortalık berbat,
Ekonomi arıza çakıyor.
Tabi gururlanmakta haklısınız!
Netice de yaptık üçüncü köprüyü,
Birer maaşı kaptı işçiler,
Gerisi hava cıva kardeşim
Kıskananlar çatlasın!!!
Benimkide söz mü?
Siz bi daha düşünün köprünün üçüncüsünü,
Hayırlı olsun.