İşte David Rockefeller’in söyledikleri

Mehmet Salih Sümbül

03-02-2020 00:00


ABD’li Yahudi bankacı iş adamı David Rockefeller den...

son yüzyılın en büyük itirafları.....

Türkiye üzerinde oynanan oyunlar.....

yazı biraz uzun ama ...

okumanızı tavsiye ediyorum.......



İşte David Rockefeller’in söyledikleri:



TÜRKİYE'YE ADNAN MENDERES ZAMANINDA "MARSHALL YARDIMI" İLE EL ATTIK



Mesela Türkiye’yi ele alalım. Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bize desteğimizle Adnan Menderes gelmişti. Aslında Menderes bizimle başta gayet güzel bir diyalog kurmuştu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki ödeme günleri geldiğinde, bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye başladı. Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diğer bir deyişle Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşamaya başladı. Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Ülkenin çoğunluğu Müslüman olduğu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu. Menderes bu şartlarda iktidarda ki yerini uzunca bir süre için, sağlamlaştırdığını sanıyordu. Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediğimiz halde, çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi. Sadece CELAL BAYAR kurtuldu, çünkü bir MASONDU ve yakın arkadaşı Papa Roncalli ya da diğer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı.



1980 DARBESİ BİZİM İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI



Aynı ülkede gerçekleşen 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir sağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa’da gelişmiş ülkelerin piyasaları doyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine diğer az gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı onları da uygulamak istedik ve serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest bırakılmasını talep ettik. Bu istediğimizi kabul etmiş görünüyorlar, fakat işi uzatıyorlardı.



BİNLERCE TÜRK GENCİ UYDURMA İDEOJİLER UĞRUNA CAN VERDİ



En sonunda bu ikilem yine bildiğimiz yollarla, Ordo Ab Chaos ile çözüldü. Yani önce kaos, sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla sağ ve sol ideoloji kavgaları başlatıldı. Aslında başında onay vermiş gibi göründüğümüz Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargo sayesinde halk canından bezmiş, ülkede yağ ve tuz bile bulunamaz olmuştu. Karaborsacılar zenginleşirken halk iyice sefalete düşmüştü. Ülkeye gönderilen provokatörlerimiz için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı. Ülke halkı sağcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya başladılar. Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, hergün elli-altmış kişi sokak çatışmalarında ölmeye başlamıştı. Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. İnsanlar akşamları sokağa çıkamaz olmuştu. Her an bir serseri kurşuna hedef olmak vardı. Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can vermişti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde başarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler. Çünkü nihayet terörizm sona ermiş, ülkeye huzur gelmişti. Aslında provokatörlerin görevi bitmiş, sahneden çekilmişlerdi. Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürmek ve onlara bir “kurtarıcı” sunmaktır; ondan sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullenecektir.



ÖZAL, İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI



Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliği yaptı ve bizim belirlediğimiz bir kişiye yönetimi devretti. Bu Turgut Özal’dı. Özal, tam da bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim şirketlerimiz bu bakir piyasaya kurtlar gibi saldırdılar. İlk önceleri fiyatları çok düşük tutarak yerli sanayinin rekabet gücünü düşürdüler. Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuştu. Sanayi şirketlerimiz stoklarını eritirken finans şirketlerimiz de ülkeyi artan ithalatı karşılayabilmeleri için yüksek faizlerle borç yatağına sürüklüyorlardı. Böylece, gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırdığımız bu ülkelerin hemen hemen hepsinde uygulanan ve 80’li yıllarda başlatılan bu proje ile, bütün ülkeler, hem bizlerden aldıkları mallarla sanayi şirketlerimizi zenginleştirmeye devam ediyorlar, hem de bu malların karşılığı olan ödemelerini yapabilmek için bizim finans şirketlerimizden aldıkları yüksek faizli kredilerle, her sene artan bir borç batağına sürükleniyorlar.



TÜRKİYE'DE PARA İTİBAR GÖRDÜ, ARKADAŞ, DOST, AİLE GİBİ KAVRAMLAR UNUTULDU



Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaş yavaş çıkarmıştı. Bu ülke vahşi kapitalist sistemle o kadar çabuk uyum sağladı ki, bizim bile düşünemediğimiz hayali ihracat gibi vurgun yöntemleri keşfettiler. İnsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peşine düştüler. Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. Arkadaş, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı. Bu arada, yerli sanayi can çekişiyor, küçük işletmelerden başlayarak yavaş yavaş büyük işletmelere doğru bir iflas dalgası yayılıyordu. Devlet işletmeleri ise bizim istediğimiz yöneticilerin atanmaları sağlanarak zarar ettiriliyordu. Sonunda bu işletmeler ya kapatılıyor, ya da özelleştirme hikayesiyle, ucuz fiyatlarla şirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu.



"KÜRT DEVLETİ PROJESİNİ" HAYATA GEÇİRMEK İÇİN ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK



Beyni yıkandığı için temiz hayallerle işe başlayan Özal, sonunda bu sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye başladı. Öyle bir duruma geldiler ki Özal’ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya başlamış, biz ülke monarşizme dönüyor diyerek kaygılanmaya başlamıştık. Aslında tam bir komedi oynanıyormuş. Her neyse, ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik. Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya maloldu. Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için *** denilen bir örgüt yaratıldı. Bu örgütle uğraşmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve şu anda koskoca Osmanlı İmparatorluğu'ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren Türkiye, bizim hiçbir istediğimiz geri çevirecek durumda değil. Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından fedakarlık etmek zorunda kalacak.



TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ... SU KAYNAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMI BURADA



Rockefeller de sözü devralarak başlıyor;



Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:



Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye’ye aittir.



İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız.



Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır. Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. Ortadoğu hemen hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya’daki diğer Türk devletleri de yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.



EN ÖNEMLİSİ, TÜRKLER MEDENİYETİN BEŞİĞİDİR VE KÖKENLERİ SÜMERLERE KADAR DAYANIR



Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.



Beşincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir. Türkler, Milattan Önce 4.000’lerde Orta Asya’da yaşayan büyük bir felaketten sonra yaşadıkları yerleri terk edip, Mezopotamya’ya ve Rusya üzerinden Avrupa’ya gelen Aryanlar, yani dünyadaki en medeni olarak kabul ettiğimiz Ari Irk’tandırlar ve Avrupa’daki Finliler, Macarlar gibi bazı uluslar Türk kökenlidir. Ayrıca Anadolu’da büyük uygarlıklar kuran Hititler ve Asurlular’ın da Türk kökenli olma ihtimali yüksektir.



Milattan Önce 3.500 yıllarında Mezopotamya’da yaşamış olan Sümerler ilk yazıyı bulan, toplumda adaleti sağlamak için ilk yasaları çıkaran ve mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplaya, ilk okul açan ve tekerleği bulan ulustur: yani dünya medeniyetinin başlangıç noktasıdır ve soyları tarihçilerimizin araştırmalarına göre Türk kökenli insanlardır. Çünkü Sümerler o bölgenin yerli halkı değildirler; yani göçebedirler ve tarihçilerimizin araştırmalarına göre “kız” manasına gelen “kır” kelimesi, “öküz” manasına gelen “ökür” kelimesi gibi bugüne kadar çözülebilen 1000 civarında Sümerce kelime ve “Ayağını yere sıkı bas, Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır, Sel gibi silip süpürmek, Yağ gibi erimek” gibi yüzlerce atasözü bugün Türkçe’de kullanılmaktadır. Sümerlerin Ay Tanrısı’nın simgesi olan “Yarımay”, bugün Türk bayrağında kullanılmaktadır. Roma ve Yunan medeniyetleri Sümerlerden oldukça fazla faydalanmışlardır; mesela yapılarındaki süslemeleri ve Tanrıları Sümer tapınaklarından gelir.



Fakat biz bunu örtbas etmek için, Milattan Önce 2.000 yıllarında, yani Sümerlerden 1.500 yıl sonra başlamış olmasına ve Yunan medeniyetini, dünyadaki ilk medeniyet olarak dünyaya tanıttık. Daha da ilginç olanı, Yunanlılardan önce Mısır Medeniyeti başlamıştır; ama onlar da ancak Sümerlerden 1000 sene sonra piramitlerini yapabilecek uygarlık düzeyine gelebilmişlerdir. Mayalar ve İknalar; Sümerlerden 2000 sene sonra ziguratlarını aynı biçimde yapmışlardır.



MEDENİYETİN BEŞİĞİ OLARAK TÜRKLERİ KABUL EDEMEZDİK, BU MİRASA EL KOYMALIYDIK



Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik; tam aksine binbir entrika ile bu kültür miraslarına el koyarak biz onları bütün dünyaya barbar, hak hukuk tanımayan bir toplum olarak tanıttık ve bunda da oldukça başarılı olduk. Sümer Kralları Urukagina ve Urnammu, çok tanrılı bir toplum kurarak, insanlar arasında adaleti sağlamak ve haksızlıkları önlemek için yasalar çıkararak, çağımız toplumlarına öncü olurlarken, bugün tek tanrılı bir toplum olan Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucu, fuhuş, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç ve gelir dağılımı aşırı düzeylerdir.



Aslında insanlar tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler ama insanoğlu için duyduğuna inanmak yeterlidir, okumak çok zor gelir.



Ben de o ana kadar en medeni ulus olarak İngilizleri görüyordum. Duydukları hiç hoşuma gitmeyince konuyu değiştirmek istedim.



OSMANLI'YI YIKMAK ZOR OLMADI



“Dünya ülkelerini nasıl ele geçirmeyi düşünüyorsunuz?” diye sordum. Rothschild kendimden emin bir tavırla konuşmayı sürdürdü.



Rothschild: Sana tarihten örnekler vererek gücümüzü göstermek istiyorum; Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları dağıtmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayarak Ortadoğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin yolunu açmak için çıkarılmıştı. İsrail devletinin kurucusu sayılan Theodor Herlz, o zamanki Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’e giderek, bizim ailemizin desteğiyle Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat padişah bize karşı çıktı. Bizim için Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak çok zor olmadı. Çünkü padişahlar genellikle Türk kadınları yerine, fethettikleri ülkelerden köle olarak getirdikleri başka din ve ırklara mensup kadınlarla evleniyorlardı. Tabii Hürem Sultan gibi bu kadınlar zamanla ülke yönetiminde söz sahibi oldular ve kendileri gibi yabancı kökenli adamlarıyla bizim istediğimiz gibi, ülkeyi yıkıma götüren bir şekilde yönetmeye başladılar. Padişahlar ise devlet yönetiminin emin ellerde olduğu düşüncesiyle zevk ve sefaya dalmışlardı. Bu da Osmanlı’nın çöküş devrini başlattı. Mason örgütleri tarafından kışkırtılan insanların çıkardıkları isyanlarla topraklar kaybedilmeye başlandı. Hazine plansız harcamalarla tüketildi. Savaş sonunda hedefimize ulaşmamıza az kalmıştı; ama Atatürk adında bir lider ortaya çıkarak planlarımızı bir süreliğine ertelememize neden oldu. Tabii ki sonuçta bizim finans ve silah sanayi şirketlerimiz servetlerini onlarca kez katladılar. I. Dünya Savaşı sonunda Monarşizm tez olarak, Demokrasi antitez olarak, Komünizm’i yani sentezi oluşturdu.



HİTLER, BİZİM TARAFIMIZDAN GETİRİLDİ, ÇÜNKÜ BURADAKİ YAHUDİLER İSRAİL DEVLETİNİ KURMAYA YARDIMCI OLMADILAR



İkinci Dünya Savaşı’nın asıl sebebi şu an olduğu gibi dünyada başlayan ekonomik krizlerdi; diğer bir önemli neden ise Diaspora’nın yani kutsal topraklar dışında yaşayan Yahudilerin, yeni İsrail devletini kurmaya yardımcı olmamaları ve bu ülkeye dönmeyi kabul etmemeleriydi. Hitler’in bulunduğu mevkiye gelmesi ve Alman ulusunu büyülemesi, yine bizim tarafımızdan aldığı mali yardımlar sayesinde olmuştur. Harriman, Guaranty tröstü gibi Amerikan finans devleri, Alman çelik kralı Thyssen’ın mali yardımları ve Thule Örgütü’nün desteğiyle Hitler, dünya savaşı başlatacak güce erişiyordu. Bu iş için Hitler seçilmişti; çünkü Yahudilerden nefret ediyordu. Sebebi ise, babaannesi o zamanlar zengin bir Yahudinin yanında hizmetçi olarak çalışıyordu ve babaannesi bu Yahudi patronu tarafından hamile bırakılmış, durumdan haberdar olan evin hanımı tarafından evden kovulmuştu. Babaanne kucağında bir bebek ile, yani Hitler’in babasıyla, başka bir iş bulamayınca koyu Katolik olan baba evine geri dönmüştü. Hitler zamanla bu gerçeği öğrenmiş, Yahudilere kin duymaya başlamıştı. İsrail topraklarına dönmemekte ısrar eden Yahudileri korkutmak amacıyla birkaç katliama izin verildi ve söylenenden çok daha az kişinin öldüğü bu katliamlar kullanılarak sözde milyonların yok edildiği Yahudi katliamı senaryoları üretildi. Şimdi aynı katliam senaryosu Ermeni Soykırımı adı altında Türklere uygulanmaktadır. Bu saçma soykırım masalı Türklere yüklenecek ve böylece Türkiye yüz milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacak. Bu da Türk ekonomisi için büyük bir darbe olacaktır.



ATOM BOMBASI, YAHUDİLERİN YAŞADIĞI ALMANYA'YA ATILAMAZDI, BU NEDENLE JAPONYA KIŞKIRTILDI



Almanlar’dan nefret eden o zaman ki Siyonist başkanımız Einstein’ın Amerikan Başkanı Roosevelt’e bir öneri mektubu göndermesiyle atom bombası çalışmaları Manhattan Projesi altında başlatılmış ve kısa sürede sonuç alınmıştı. Ama bir sorun vardı, bu bomba çok güçlüydü ve deneme yapılabilmesi için Amerika’nın halkın desteğiyle savaşa girmesi gerekiyordu. Ayrıca Alman şehirlerinde çok sayıda Yahudi yaşıyordu; bu ülkeye atom bombası atılamazdı. Japonlar kışkırtıldı ve daha önceden haber alınmasına rağmen, halkın duygularıyla oynanarak desteğinin kazanabilmesi için yüzlerce Amerikan askerinin ölmesiyle sonuçlanan Pearl Harbor baskınına göz yumulmuş ve bu sorun da aşılmış oluyordu.



İSRAİL DEVLETİ, ROTSCHILD AİLESİ'NİN CÖMERT MALİ DESTEĞİ İLE KURULDU



Ve böylece Büyük İsrail İmparatorluğu’nun temelini oluşturan İsrail Devleti 1948 yılında Rotschild Ailesi’nin cömert mali desteğiyle kuruldu. Ordo Ab Chaos yine işe yaramıştı. Bu arada savaşta iflas eden ülkelerin ekonomilerinin düzeltilmeleri için Harriman, Rockefeller, Vanderblit ve Rothschild finans kurumlarından aldıkları borç paralar devreye giriyordu.



SOVYETLER BİRLİĞİ'NE YETERİ KADAR ÜLKE TAHSİS EDİLMİŞ, MALİ DESTEK VERİLMİŞTİ



Sovyetler Birliği, Hegel Diyalektiği gereği bir karşıt güç yaratılması gerektiği için, Amerikan International Barnsdall Corporation şirketinin verdiği ekipman ve yine Amerikan W.A Harriman Company ve Guaranty Tröstü tarafından verilen mali desteklerle petrol kuyuları ve maden yatakları açarak, ekonomisini geliştirdi. Bu arada dünya ülkeleri komünizm ve kapitalizm arasında seçimlerini yapmaya başlamışlar; Sovyetler Birliği’ne kapitalizmi savunan bizlere karşı eşit bir güç oluşturması ve bu oyunun sürdürülebilmesi için yeteri kadar ülke tahsis edilmişti.



ÇİN, HENÜZ KONTROL EDEMEDİĞİMİZ BİR ÜLKE AMA ABD EKONOMİSİNE KATKISI BÜYÜK



Çin ise Amerikan Bechtel Corporation’ın verdiği teknoloji ve beyin gücüyle süper bir güç haline geldi. Bu ülke henüz kontrol edemediğimiz, dünyadaki tek ülke. Fakat Amerikan ekonomisine büyük katkıda bulunuyorlar; çünkü iş gücü çok ucuz, ayda 30 dolara çalışacak işçi bulmak bizim ülkelerimizde patronların en tatlı rüyası olurdu.



VİETNAM, KORE, KAMBOÇYA, TAYLAND, ENDONEZYA, AFGANİSTAN, İRAN-IRAK, YUGOSLAVYA SAVAŞ ENDÜSTRİSİ'NİN DENEME VE GELİŞMESİNE YARADI



Size dünyadan kısa örnekler vererek konuşmamıza devam edeceğim; Vietnam savaşında, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği silah endüstrileri, yeni imal ettiği silahları deneme fırsatı bulmuştu ve silah sanayisini canlandırmak için devlet, eskileri kullanarak elden çıkarmıştı. ‘Agent Orange’ adlı kimyasal silah ile bu zehirin bitkiler üzerinde ölümcül etkileri görülmüş oldu. Bir ülke ekonomisi batağa sürüklendi.



Kore savaşı ile bu ülke iyiye bölündü ve kalkınma hayalleri suya düştü. Böylece ülke ekonomisi tahrip edildi. Ayrıca bu ülkede mikrop bombaları ve dioksin gibi çeşitli zehirler ile biyolojik savaş denemeleri yapıldı.



Kamboçya’da Amerika ile ticaret yapmayı reddeden lider Sihanuk 1970 yılında bir darbe ile devrildi ve yerlerine ülkeyi kaosa sürükleyen Pol Pot ve Kızıl Kmerler geçirildi.



Tayland’da yine ülke yönetimi devrilerek yerine diktatörlük rejimi kuruldu. Ülke ekonomisi yıllarca bize çalıştı.



Endonezya devlet başkanı Suharto 1957-58 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’nin verdiği silahlarla Doğu Timor’u işgal etti ve yıllarca sürecek bir kaos yarattı, binlerce insan öldü.



Afganistan savaşı Ruslara silah sanayisini geliştirmek için büyük fırsatlar sunmuştur. Biz de yeni üretilen silahların etkilerini deneyebilmek için büyük bir fırsat yakalamıştık. Ayrıca ülke çok zengin yer altı kaynaklarına sahiptir. Afganistan yönetimi şu anda tamamen bizim kontrolümüz altındadır.



İran-Irak savaşı Saddam’a büyük vaatler yapılarak başlatıldı. İlk iş olarak birbirlerinin petrol kuyularını ve tesislerini bombaladılar. Tabii sonunda petrol zengini bu iki bizlerden daha fazla silah satın alıp savaşı kazanabilmek için ülke ekonomilerini iflas ettirecek düzeye getirdiler. Sonuçta bütün şehirleri ve petrol tesisleri yine bizler tarafından yeniden kurulacaktı. Bu de yine bizlerden daha fazla borç almakla mümkün oluyordu.



Saddam dolduruşa getirilerek başlatılan 1990 yılındaki Körfez savaşı, ile ırak ekonomisi bir kez daha çökertildi; Kuveyt’i tekrar inşa etmek için milyarlarca dolarlık iş bağlantıları yapıldı; Amerikan askerleri bölgeye ilelebet yerleşti. Bu savaşta test amacıyla tüketilmiş uranyum bombaları kullanıldı. Bu bombalar, etkisi yıllarca sürecek radyoaktif maddeler yayarak bölgedeki yüz binlerce insanın, tabii bu arada bizim askerlerimizin de ölmesine yol açtı, hala da insanları öldürmeye devam ediyorlar.



1990 Yugoslav savaşında salkım bombaları kullanıldı. Bu teknoloji harikası bombalar yere yaklaştıklarında yüzlerce küçük bombalara ayrışıyorlar ve yere düştüklerinde hala patlamamış olanlar her zaman aktif birer bomba olarak kurbanlarını bekliyorlar.



Rotthschild konuşmasına “Bu ülkelerin şimdi tamamen bizim kontrolümüz altında olduğunu sanırım söylememe gerek yok” diyerek ara verdi. Onun kaldığı yerden Rockefeller devam etti.



ZAİRE, ÇAD, YEMEN, GUATEMALA, ŞİLİ, BREZİLYA, DOMİNİK, SOMALİ, PANAMA, EL SALVADOR, BOLİVYA, EKVATOR, PERU, URUGUAY, ANGOLA'DAKİ SAVAŞLAR VE DARBELER BİZİM PLANLARIMIZDI



Zaire devletinin başına CIA destekli bir darbe ile 1965 yılında geçen Mobutu, George Bush’un deyimiyle Afrika’daki en iyi adamımız oldu.



Çad Hükümeti 1982 yılında bir darbe ile devrildi ve yerine diktatör Hissen Harbe geçirildi. Bu geçiş sırasında on binlerce insan öldü.



Yemen 1990 yılına kadar iki ayrı devlet halinde uzun yıllar birbirleriyle savaştılar. Bizim şirketlerimiz zenginleşmeye devam ettiler.



Guatemala’da hükümet, komünist rejim tehlikesi bahane edilerek CIA yardımıyla 1953 yılında devrildi ve bugüne kadar bizim tayin ettiğimiz askeri hükümetlerle ülke sonsuz bir kargaşa içinde yönetilmektedir.



Şili’de General Pinochet, 1973 yılında iktidarı ele geçirerek, yıllarca bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkeyi yönetti. Amerika Birleşik Devletleri’ne aktardığı milyarlarca dolarla ülke ekonomisi bataklığa sürüklendi. Ülke insanları sefalet içinde yüzerken, bizler daha zengin olduk.



Brezilya da komünizmden kurtarılan bir diğer ülkeydi. Ülke yönetimi 1964 yılında bir darbe ile devrildi, ülke Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Amerika’daki en güvenilir müttefiklerinden biri oldu.



Dominik Cumhuriyeti, aynı şekilde 1963 yılında bir darbe ile bizim istediğimiz yöneticilere kavuştu. Ülkenin serveti bizlere aktı.



1990’lı yıllarda Kolombiya’da uyuşturucu ile mücadele etmek maskesi altında ülke yönetimi ele geçirildi. CIA bu ülkeden gelen uyuşturucu parasıyla dünyanın çeşitli ülkelerindeki operasyonlarını finanse ediyor.



Fiji, Grenada, Panama, Somali, El Salvador işgal edildi. Sarin, hardal gazı gibi sinir gazları halk üzerinde denendi. Yüz binlerce insan öldü ve hala ölmeye devam ediyor.



Bolivya, Gana, Ekvator, Haiti, Filipinler, Peru, Uruguay, Angola, Seyşel adaları gibi üçüncü dünya ülkelerinde yapılan darbeler ve karışıklıklar hep bizim planlarımızın bir parçasıydı.



BÜTÜN ÜLKE YÖNETİMLERİNİ KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ, AKSİ HALDE TERÖR OLAYLARINI DEVREYE SOKUYORUZ



Avrupa ülkelerinde kurulan İtalya Gladio’su benzeri istihbarat örgütleri sayesinde, bütün ülke yönetimlerini kontrol altında tutmaktayız.



İstanbul’daki sinagoglara yapılan saldırılar ve Madrid’deki tren bombalama olayları, bu ülkelere bizim isteklerimizi görmezden geldiklerini hatırlatmak için yaptırıldı.



New York İkiz Kuleler, Pentagon saldırıları, Kenya ve Suudi Arabistan’daki bombalama olayları ise tamamen bizim planlarımız doğrultusunda icra edildiler.



Ben “dünyada el atmadıkları başka ülke kaldı mı acaba” diye düşünüyordum. Rockefeller böyle beni şaşkınlığa uğratmanın zevkiyle içkisini bir yudumda bitirerek sözlerini tamamladı;



DÜNYADA HİÇBİR YERDE MAFYA VE KAÇAKÇILIK OLAYLARI BİZİM İZNİMİZ OLMADAN YAPILAMAZ



“Bu arada, bütün organizasyonların çok yüksek olan maliyetleri konusu var. Onların kaynağı ise vergiden muaf olan vakıflarımızın topladığı bağışlardan ve mafya ile olan bağlantılarımız sayesinde finanse diliyor. Dünyanın hiçbir ülkesine mafya veya kaçakçılık faaliyetleri, o devletin haberi ve izni olmadan yapılamaz. Yapılması için, üst kademelerde işbirlikçilerin olması gerekir. Bu işbirlikçiler gözünü para hırsı bürümüş insanlar seçilir ve bir kere bu işlere bulaşıldı mı, bir daha çıkış yoktur. Dünyanın her yerinde tamamen bizim kontrolümüz altında çalışan mafya, özellikle uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile ilgilenir, çünkü en tatlı para bu alanlardadır. Bu paradan biz en büyük payı alırız ve bu parayla birlikte masum görünüşlü vakıflarımızın desteğiyle bütün bu faaliyetlerimiz finanse edilir ve buna işbirlikçilere dağıtılan para ve rüşvetler dahildir.



NEDEN KUZEY AMERİKA VE BATI AVRUPA VARLIKLI BİR YAŞAM SÜRER DÜNYADAKİ 7 MİLYAR İNSAN, BİZİM 1 MİLYAR İNSANIMIZ İÇİN ÇALIŞIR



Bu örnekler inanın bana sadece buzdağının dışarıdan görünen başı. Gördüğünüz gibi dünyanın her noktası kontrolümüz altında. Hegel Diyalektiği’nin amacımız doğrultusunda ne kadar çok işe yaradığını görüyorsunuz. Hiç düşündünüz mü, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri vatandaşlarına rahat ve varlıklı yaşam olanakları sunarken, dünyanın diğer ülkelerinde neden sefalet ve bitmeyen bir kargaşa var? Çünkü bizim ırkımız seçilmiş ırktır, diğerleri sadece köledirler. Eğer yaşamak istiyorlarsa ömür boyu bize bu şekilde hizmet etmek zorundadırlar. Dünyadaki 5 milyar insanı bizim toplumlarımızdaki 1 milyar insan için çalışıyorlar. Bütün zenginlikleri bizim şirketlerimize ve dolayısıyla bizim ülkelerimize atkılıyor. Biz gelişmiş ülkeler, her geçen gün daha da zenginleşirken, üçüncü dünya ülkeleri, ekonomileri çökertilmiş, halkı uydurma savaşlar ve olaylarla sefalete sürüklenmiş çaresiz bir halde; refah içinde yaşayan işbirlikçi yöneticileri ve zengin tabakları bizim emirlerimizi bekliyorlar.



Bizimle işbirliği yapanlar, çok yakında yeni dünya hükümetinde kendi bölgelerini bizim idaremiz altında yönetecekler. Üçüncü sınıf ülkelerin halkları eğitim düzeylerine göre işçi olarak çalışacaklar, bizim gibi gelişmiş halklar da bunların üstünde bir hiyerarşi içinde yönetici olarak görev yapacaklar. Bu sınıfa giren ülke insanları için cumartesi günleri dışında bütün bayram ve tatil günleri kaldırılacak ve ancak karınlarını doyurabilecekleri bir maaş karşılığında, bütün yıl boyunca haftanın altı günü çalışacaklar. Bizim insanlarımız günün çok az bir kısmını çalışmaya ayıracak ve günün geri kalan kısmını zevk ve eğlenceyle geçirecekler.



İlk önce bütün bu anlatılanları çok büyük hayaller olarak görmüştüm; ama diğer ülkelerin durumu aklıma gelince gerçekleşme olasılıklarının olduğunu hesapladım. Gerçekten de çok az televizyon seyretmeme rağmen savaş ve ayaklanma haberleri gözüme çarpıyor, açlıktan ve sefaletten sürünen insanları seyrettiğimi hatırlıyorum. Ama ben medya adamıydım ve bütün bunların sebeplerini araştıracak zamanım yoktu.


DİĞER YAZILARI Bir Yana Kayan, Ortayı Kaybeder 01-01-1970 03:00 Dernek Öldü, Konfederasyon Doğar mı? 01-01-1970 03:00 Gümüşhane Konuşuyor: Şimdi Bana Kaybolan Yıllarımı Verseler 01-01-1970 03:00 Gençlerin Gözünden Gümüşhane: Şehir Neden Çekim Merkezi Olamıyor? 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’ye İki Cadde Neden Yetiyor? Şehrin Geleceği Üzerine Bir Tartışma 01-01-1970 03:00 Cazibe Merkezleri ve Gümüşhane’nin Geleceği 01-01-1970 03:00 Söylemler Eyleme Dönüşmedikçe 01-01-1970 03:00 Yoklar Savaşı: Gümüşhane’nin Feryadı 01-01-1970 03:00 Gümüşhane: Sözlerin Ötesine Geçemeyen Şehir 01-01-1970 03:00 Gümüşhane-Bayburt Havalimanı: Beklenen Yıl 2026 01-01-1970 03:00 Vazgeçmek Yok: Gümüşhane’nin Ulaşım Hayalleri 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’nin Geleceği: Genç ve Dinamik STK Yüzleri 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’de Suyun Önemi: Köylerdeki Su Sorunları ve Çözüm Arayışları 01-01-1970 03:00 Sosyal Sorumluluk Projeleri: Gümüşhane’de Fark Yaratanlar 01-01-1970 03:00 Hikmet Soydaş’ın Günahı Ne? 01-01-1970 03:00 "Kahraman Bakkal, Süpermarkete Karşı" 01-01-1970 03:00 "Gümüşhane: Potansiyelini Keşfetmek ve Turizmi Geliştirmek" 01-01-1970 03:00 Şiran Sevdalıları ve STK Bilinci: Az Laf, Çok İş" 01-01-1970 03:00 Kalkın ayağa bir şehir hüngür hüngür ağlıyor 01-01-1970 03:00 "Seçimlerin Galibi Tartışmasız Halktır" 01-01-1970 03:00 Yerel Yönetimler: Şehrin Kimliği ve Hizmet Vizyonu 01-01-1970 03:00 Gümüşhanespor'un Sıkıntılı Süreci ve 19 Yıl Sonra Küme Düşme Korkusu 01-01-1970 03:00 Oyumuzun Kıymeti: Gerçek Belediyecilik ve Halkın Güveni 01-01-1970 03:00 Derin bir uyku içindesiniz 01-01-1970 03:00 İlçe Başkanı Doğru Söylüyor 01-01-1970 03:00 GÜSİAD’ın Gümüşhane Ziyareti İyi Okunmalıdır 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı 01-01-1970 03:00 Bizde ki Futbol 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’nin Vadileri, Yaylaları Bereket Kokuyor 01-01-1970 03:00 Spor Şehri Gümüşhane 01-01-1970 03:00 Bizim İşimiz Yazmak 01-01-1970 03:00 14 Mart Tıp Bayramı 01-01-1970 03:00 Duygu Selidir Yaşam 01-01-1970 03:00 Ne İstediğini Bilememek 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Uzay Hedefi 01-01-1970 03:00 Kongre Yaklaşırken 01-01-1970 03:00 Hakem Hataları 01-01-1970 03:00 Değişen Değiştirilen Değerlerimiz 01-01-1970 03:00 Altyapı Lazım 01-01-1970 03:00 Türk Futbolundaki Kırık Aynalar 01-01-1970 03:00 15 Yıla Değin 01-01-1970 03:00 Gümüşhaneli Teknik Direktörlerin Gümüşhanespor Özlemi 01-01-1970 03:00 Çiftçinin Günlüğü 01-01-1970 03:00 Abdala Malum Olur 01-01-1970 03:00 Değerli Okurlarımız Bu Yazının Başlığını Siz Belirleyiniz! 01-01-1970 03:00 Açın Artık Şu Konfederasyonun Yolunu 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’de Gazetecilik Zor 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddete Hayır 01-01-1970 03:00 Gümüşhanesporu Seven Elini Kaldırsın 01-01-1970 03:00 Şehirdekiler 01-01-1970 03:00 Üç Günlük Dünya 01-01-1970 03:00 Süleymaniye Geçmişiyle Geleceğiyle Gümüşhane’ye Damga Vuracaktır 01-01-1970 03:00 Konservatuvar 01-01-1970 03:00 Filozof İoanna Kuçuradi: “Düşünceye Düşünceyle Karşı çıkılır, Cezayla Değil” 01-01-1970 03:00 Neden katledildi? Kaddafi’yi Libya hasretle anıyor 01-01-1970 03:00 Gümüşhanesporu Ancak Gümüşhaneliler Kurtarır 01-01-1970 03:00 Gümüşhanesporu Ancak Gümüşhaneliler Kurtarır 01-01-1970 03:00 Hazine 01-01-1970 03:00 Fazlası Var Eksiği Yok 01-01-1970 03:00 Vay Be! Bir Zamanlar Gümüşhanespor Vardı mı Diyeceğiz? 01-01-1970 03:00 Biz Bize Yeteriz Gümüşhane’m Diyemiyoruz 01-01-1970 03:00 Gümüşhane Sahipsiz mi? 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’de Süleymaniye Diye Bir Yer Var 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’ye Bakan Geliyor 01-01-1970 03:00 78 YIL OLDU UNUTULMADI 01-01-1970 03:00 Sayın Bahçeli’ye bir soru 01-01-1970 03:00 Yazarkasa 01-01-1970 03:00 Şöyle yazayım 01-01-1970 03:00 Gümüşhane'ye dönün diyenler! 01-01-1970 03:00 Tüm dünya Mehmetçik’i izliyor 01-01-1970 03:00 Kalleşlerin saklandığı yer şerefin şifresiyle açılacak 01-01-1970 03:00 Buradaki hesap başka.. 01-01-1970 03:00 Budalasın şeytansın adın Amerika 01-01-1970 03:00 LİBYALI ONU HASRETLE ANIYOR 01-01-1970 03:00 Erken uyarı sistemi 01-01-1970 03:00 Bari bizi aptal yerine koymayın 01-01-1970 03:00 Elde var bir o da sararıyor 01-01-1970 03:00 İtiraz hakkımız var mı? 01-01-1970 03:00 Lozan’ı nasıl bilirdiniz! 01-01-1970 03:00 Askere saldırmak moda oldu 01-01-1970 03:00 Gümüşhanespor'a nazar değmesin 01-01-1970 03:00 Darbeleri araştırma komisyonu 01-01-1970 03:00 Başkanlık sistemi 01-01-1970 03:00 Yok bi şey, devam edin lütfen.... 01-01-1970 03:00 Sen esip gürlediğinde... 01-01-1970 03:00 Bilmediğimiz gerçekler 01-01-1970 03:00 Atatürk ne büyük insan! 01-01-1970 03:00 Milli Takım Fatih Terim’e yenildi 01-01-1970 03:00 Elle tutulur gözle görülür 01-01-1970 03:00 Ne çabuk bitti tatil 01-01-1970 03:00 Vatandaş 01-01-1970 03:00 Harekâtın yıldönümünü konuşacaktık, darbeyi konuşuyoruz 01-01-1970 03:00 ABD, FETÖ LİDERİNİ ÖLDÜRECEK 01-01-1970 03:00 Hangisini reddediyorsunuz? 01-01-1970 03:00 Size ne oluyor sayın Kılıçdaroğlu? 01-01-1970 03:00 Düşük profilli isyan 01-01-1970 03:00 Günün özeti 01-01-1970 03:00 Atatürk neden büyük? 01-01-1970 03:00 Gümüşhanespor için tarihi gün 01-01-1970 03:00 Gümüşhanesporu Alkışlıyoruz 01-01-1970 03:00 Yapmayın Allahaşkına 01-01-1970 03:00 Sevgili 01-01-1970 03:00 Bilinen sözleri biz kabul etmiyoruz 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet halktan uzak parti 01-01-1970 03:00 Gümüşhane, nadide bir çiçektir 01-01-1970 03:00 MHP’nin ayağa kalkması Türkiye’de dengelerin değişmesi demek 01-01-1970 03:00 Elimizde kaç kaldı? 01-01-1970 03:00 Aidat 01-01-1970 03:00 Füzeler geliyor allı yeşilli 01-01-1970 03:00 Saygınız bu kadar mı? 01-01-1970 03:00 BaşKomiser Hüsnü Çoban ve sanatçı duruşu 01-01-1970 03:00 Nasıl anlatsak bilmem ki 01-01-1970 03:00 Bi şey yapmalı 01-01-1970 03:00 Suriye’de ne işimiz var! 01-01-1970 03:00 Bu köşe boş şeyleri sıralamak için doldurulmuyor 01-01-1970 03:00 Hangi kadın? 01-01-1970 03:00 Sakın yalan söyleme; biliyorum hayır diyeceksin! 01-01-1970 03:00 Dokun 01-01-1970 03:00 Savaşı biz mi çıkardık 01-01-1970 03:00 Neden yıkamayacaklar biliyormusunuz? 01-01-1970 03:00 Bir daha bir daha 01-01-1970 03:00 Dudaklarını ısırmış, masayı yumruklamış mıdır? 01-01-1970 03:00 Emperyalist dediğin Tangocu çıkmış canavar 01-01-1970 03:00 Buyrun size proje 01-01-1970 03:00 Küresel dönüşüm 01-01-1970 03:00 MHP'yi gören var mı? 01-01-1970 03:00 Bölünme korkusu 01-01-1970 03:00 Mollalar kadar olamadık 01-01-1970 03:00 Anamuhalefet, muhalefet Hüseyin Çelik'in dediklerini duydunuz mu? 01-01-1970 03:00 Cumartesi notları 01-01-1970 03:00 CHP’yi arıyorum gözlerim kapalı 01-01-1970 03:00 Şu bizim etiket 01-01-1970 03:00 ABD için demokrasi, özgürlük, barış kendi çıkarıdır 01-01-1970 03:00 Göçmen 01-01-1970 03:00 Ödül ve sanatçı 01-01-1970 03:00 Biz çekilelim gari 01-01-1970 03:00 Sulh-u selamet 01-01-1970 03:00 Yaşadın emekli 01-01-1970 03:00 Saz 01-01-1970 03:00 Güllük güneşli günlerdi 01-01-1970 03:00 2016'da umudu koruyalım 01-01-1970 03:00 Zammını seveyim 01-01-1970 03:00 Sokağın dili 01-01-1970 03:00 Nobel’i vermeyenler 01-01-1970 03:00 Sıkışınca neden sığınacak dal Gündoğumuhaber? 01-01-1970 03:00 CHP'nin bulduğu kaynağa AKP'de ulaştı! 01-01-1970 03:00 Havasını aldıkta liman kaldı 01-01-1970 03:00 Bir tek biz mi aptalız? 01-01-1970 03:00 Ben Muharrem İnce’yi destekliyorum 01-01-1970 03:00 77 il başkanı 01-01-1970 03:00 Niye vurduk! 01-01-1970 03:00 Nereye gidiyoruz 01-01-1970 03:00 Hacıosmanoğlu mümkünse Trabzon'a gelmesin 01-01-1970 03:00 Suç CHP’de 01-01-1970 03:00 Nasıl değişecek? 01-01-1970 03:00 ABD Küba’da büyükelçilik açtı 01-01-1970 03:00 Muhtar 01-01-1970 03:00 Aydın Doğan’a saldırılırken 01-01-1970 03:00 Farkl ıdüşünen tehdit mi edilir? 01-01-1970 03:00 Karadeniz'den döndük 01-01-1970 03:00 Kavga mı, sataşma mı, hizmet mi? yoksa dert Gümüşhane mi? 01-01-1970 03:00 AKP giderse kıyamet kopmaz 01-01-1970 03:00 Yasak 01-01-1970 03:00 Bush, at pazarlığı, Rıce, BOP, Erdoğan, Powell IŞİD, Şşşşttt! 01-01-1970 03:00 ŞEHİTLER 01-01-1970 03:00 İlknur hanım STK’ları yazmış ben devam edeyim 01-01-1970 03:00 Onur giderse İHO’da gider 01-01-1970 03:00 Çok uzağa gitmeye gerek yok 01-01-1970 03:00 Simsiyah 01-01-1970 03:00 Saraydan koalisyon kaçırma 01-01-1970 03:00 Bak kardeşim 01-01-1970 03:00 Acıklı hikâyeler 01-01-1970 03:00 Barcelona Sevilla Süper Kupa 01-01-1970 03:00 Yiyin gari… 01-01-1970 03:00 Alkışlıyoruz…ağlayarak alkışlıyoruz 01-01-1970 03:00 Ziya Pir: HDP’nin Türkiye’nin partisiyiz yüzü mü? 01-01-1970 03:00 Yaprak toplamaya giden tarım işçileri 01-01-1970 03:00 Din 01-01-1970 03:00 Baro Başkanına kulak verin 01-01-1970 03:00 Unuttuk 01-01-1970 03:00 Karısına beş yıldır elbise alamayan madenci 01-01-1970 03:00 Eee, ne olacak şimdi? 01-01-1970 03:00 Milletin itibarı 01-01-1970 03:00 Çerez, anam anam anam 01-01-1970 03:00 ANAR KONDA GEZİCİ TAMAM DA BİZİ DE DİNLEYİN 01-01-1970 03:00 İlk kez 01-01-1970 03:00 Şampiyonlar ligi finalini izlerken 01-01-1970 03:00 Takdir sizindir 01-01-1970 03:00 IŞİD sırıtırken PYD kantonu kurarken 01-01-1970 03:00 Dar alanda kısa paslaşmalar 01-01-1970 03:00 Masanın altından tekme! 01-01-1970 03:00 Vekiller yemin etti 01-01-1970 03:00 GİAD hakkı GİAD’a 01-01-1970 03:00 Ne yazalım? 01-01-1970 03:00 Yazarkasa fırlatan vatandaş neredesin! 01-01-1970 03:00 Bugün sorun yazmak yok 01-01-1970 03:00 Gümüşhane Tanıtım günlerine doğru 01-01-1970 03:00 Gümüşhanesporu kim kurtardı? 01-01-1970 03:00 Soma 01-01-1970 03:00 Tanıtım Günleri başlarken 01-01-1970 03:00 Birgün 45 dakikada Gümüşhanedeyim 01-01-1970 03:00 Çok güzel tanıttık! 01-01-1970 03:00 Hay hay buyursun gelsin 01-01-1970 03:00 İyi Yolculuklar! 01-01-1970 03:00 Koza ayağa kalk! 01-01-1970 03:00 Kavgamız sadece Gümüşhane için 01-01-1970 03:00 Kavgamız Gümüşhane için 01-01-1970 03:00 Zora düşüren siyasilerdir 01-01-1970 03:00 Fransa'dan yükselen çığlıklar 01-01-1970 03:00 Atilla Yılmaz listeyi zorluyor 01-01-1970 03:00 Parayla haber yapılır mı? 01-01-1970 03:00 7 Nisan’a yaklaşırken 01-01-1970 03:00 Ödenek 01-01-1970 03:00 Çelişki 01-01-1970 03:00 Hep aynı sözleri duymaktan bıkmadınız mı? 01-01-1970 03:00 Kültür Merkezine ne oldu? 01-01-1970 03:00 Tuhaf bir hale geldik 01-01-1970 03:00 Dağ taş terörist dolu 01-01-1970 03:00 Yetkililere sesleniyorum 01-01-1970 03:00 Gümüşhane’de gündem 01-01-1970 03:00 Evcilik mi oynuyoruz? 01-01-1970 03:00 Verilen sözler 01-01-1970 03:00 Futbol bir takım oyunudur 01-01-1970 03:00 Bakanım Gelmiş! 01-01-1970 03:00 MASAL 01-01-1970 03:00 Ben neden duygulanamıyorum 01-01-1970 03:00 Gümüşhane bu değil 01-01-1970 03:00 Hakkımız 01-01-1970 03:00 Zembille de dağıtılsa.. 01-01-1970 03:00 Ertuğrul’un Çocukları 01-01-1970 03:00 Sanatçılara kıymayın 01-01-1970 03:00 Cumhurbaşkanını beklerken 01-01-1970 03:00 Başkanım sizi tanıyamıyorum 01-01-1970 03:00 İkisu-Şiran 01-01-1970 03:00 Ey Tekke Halkı! 01-01-1970 03:00 Başbakan ‘layıktır’ dedi, Gümüşhane’yi düşündüm 01-01-1970 03:00 Yatırım 01-01-1970 03:00 Sormamakta Fayda Var 01-01-1970 03:00 Gelmeyen havalimanından gitmeyen tren yoluna 01-01-1970 03:00 Gümüşhane'den Haberler 01-01-1970 03:00 Duygulandığımı itiraf edeyim 01-01-1970 03:00 Kusura bakmasınlar yazacağım 01-01-1970 03:00 Halit bey siz böyle devam edin 01-01-1970 03:00 STK’lar susamaz 01-01-1970 03:00 Ben de Gümüşhane’yi dinledim 01-01-1970 03:00 Olmaz 01-01-1970 03:00 Korkuyoruz… Gerginlik büyüyor 01-01-1970 03:00 Daha çok özveri 01-01-1970 03:00 AK Parti istediğini aldı..Ya Gümüşhane? 01-01-1970 03:00 Devam Edelim 01-01-1970 03:00 Yönetim İstifa 01-01-1970 03:00 Tanıtım günleri denilince aklınıza ne gelir? 01-01-1970 03:00 Gümüşhane Onu Gözlüyor 01-01-1970 03:00 Mutlu olmak için bir sebep var mı? 01-01-1970 03:00 Bünyamin’i Gümüşhane kurtardı 01-01-1970 03:00 Renkli, HD, Tam ekran 01-01-1970 03:00 Eee, şimdi n’olcek? 01-01-1970 03:00 Rasim’in Kütahya’lısı 01-01-1970 03:00 Biz salavatı şerifle tay öğretirken.. 01-01-1970 03:00 Seçim ama centilmence 01-01-1970 03:00 Hibe… 01-01-1970 03:00 Yaz (Fakat kimseyi kızdırma) 01-01-1970 03:00 Önce inanmak gerekiyor 01-01-1970 03:00 ÜNİVERSİTENLE ÖVÜN, ÇALIŞ, GÜVEN AMA BARINACAK YURT YAPMA 01-01-1970 03:00 Gel dediniz geldik, kal dediniz kaldık! 01-01-1970 03:00 Hoşgeldi Cumhurbaşkanım… 01-01-1970 03:00 Cumhurbaşkanı yine teğet geçti 01-01-1970 03:00 Don Kişot Yeldeğirmenlerine karşı 01-01-1970 03:00 Görmüyormusunuz? 01-01-1970 03:00 Aday adayı çok, projesi yok 01-01-1970 03:00 İbretle izledim 01-01-1970 03:00 Bizim uşaklar 01-01-1970 03:00 Ben Gümüşhanelilerin yerinde olsam 01-01-1970 03:00 Er Meydanı Zafer Meydanı 01-01-1970 03:00 Tarım zirvesi 01-01-1970 03:00 Gümüşhane farkı 01-01-1970 03:00 Diller pervasızlaştı…. 01-01-1970 03:00 HİÇ BU KADAR HEYECANLANMAMIŞLAR! 01-01-1970 03:00 Şimdi değil 01-01-1970 03:00 GÜMÜŞHANE NASIL AYAĞA KALKAR 01-01-1970 03:00 Ya bendensin ya da yoksun 01-01-1970 03:00 SAHİPSİZ ŞEHRİN FUTBOLCULARI 01-01-1970 03:00 Bir Tv’im bile yok anlıyor musun.. 01-01-1970 03:00 Bakanım gelmiş! 01-01-1970 03:00 Koca Gümüşhane tek bir akademisyene cevap verdi 01-01-1970 03:00 Kırdıkları ceviz 01-01-1970 03:00 Suyundan da! 01-01-1970 03:00 AKLIM ALMIYOR 01-01-1970 03:00 Heyelan 01-01-1970 03:00 Hacı emminin sepeti 01-01-1970 03:00 Bu haberi iyi okuyunuz 01-01-1970 03:00 Dileğim 01-01-1970 03:00 Affedemem…. 01-01-1970 03:00 Bizim havalimanı 01-01-1970 03:00 Bir Gümüşhane istiyorum 01-01-1970 03:00 Basın ve muhalif olmak 01-01-1970 03:00 Turizm patlar mı? 01-01-1970 03:00 Bak GÜSEV! bu şansı iyi kullan... 01-01-1970 03:00 Diyarbakır'da yürütülmeyen asker, Elazığ'da nasıl yürüdü? 01-01-1970 03:00 Rahat bırakın Torul Gençlik'i! 01-01-1970 03:00 Bizim kupaları da isteyin! 01-01-1970 03:00 Sıkıntı 01-01-1970 03:00 Kelkit'te şeker pancarı sizlere ömür 01-01-1970 03:00 Mutlu insan akıldan noksan insandır 01-01-1970 03:00 Kapansın mı? kapanmasın mı? 01-01-1970 03:00