Gündoğumu 9. Yaşında
Ben M. Salih Sümbül olarak şimdi şuan gazetemin sırtıma yüklediği sorumluluğun farkında olarak bir özeleştiri yapma zamanı geldi diye düşünüyorum
Bu düşüncelerimi uzun süredir içimde saklasam da, okuyucularla kamuoyuyla paylaşmanın da gerekliliğini bir hayli oldum.
Önce bir bakalım?
Nedir Gazetecilik ve yerel habercilikte gazeteci kimliği taşımanın yarattığı ikilem… Biraz da bunlara değinelim…
Soru şu?
Gazeteci muhalif olmalımıdır?…
Oradan yola çıktım ve kendime sordum. Gerçekten karşıt mı olmalısın? Yoksa sen bu mesleğin temsilcisi değil misin?
İşin gerçeği şu değerli okurlar. Ne kadar haber, o kadar gazete… Daha da gerçeği. Ne kadar emek, o kadar yemek.
Emek vermeden, katkı sunmadan, her fırsatı yıkım için kullananların feryatları ortada. 150 bilemedin 200 kişiyi ilgilendirse de çıkardıkları ses o kadar yavaş ki kendi söylediklerine maalesef kendileri de inanır hale gelmişler. Bu uğurda her şeyi kullanmaktan çekinmeyen bu insanlar, yarın vicdanları ile karşı karşıya kaldıklarında bunu nasıl izah edecekler. İşte bunu anlamak bizler için çok zor…
Gümüşhane de ise gazetecilik zordur
Çünkü bir denge tutturmak gerekir
O kantarın topuzunu kaçırdın mı ortada ayna gibi kalırsın
Gündoğumu haber ya da Gündoğumu habercilik yerelde aslında bir gerçeğin adıdır
Ne üste ne asta koz verecek bir durumdadır
Bugüne kadar kendi yelkenini kendi açmış ve her türlü rüzgâra doğru devam etmektedir.
Rüzgarın şiddeti fazla olsa bile rotasını çizer ve dev dalgalarla boğuşur.
Benim en çok kızdığım şey bu gerçekler ortada iken neden gerçeklerin görülmediği noktasıdır,
Yani bizler yerel gazeteciler,
Patrona mı yaranacağız,
Bir fikrin yada kişinin peşinden mi koşacağız?
Gümüşhane menfaatlerini bırakıp rüzgara göre mi dağılacağız?
Düşünmemiz gerek.
Gerçekleri olabildiğince yazarken, okurlarına her geçen gün bir okur daha eklerken kapalı gözlerin önüne Gündoğumu haberi daha iyi anlatmak gerek diye düşünürüm.
Peki o zaman haklı olarak şu soruyu da sormak gerekir?
Biz yerelde bu mücadeleyi verirken arkadan gelenler ne yapacak?
Ya da hadi aslanım diyenler
Bir taraftan baş köşede kurulurken bir tarafta bu emeği görmemezlikten mi gelecek.
Yerel gazete ya da gazetecilerde kaderlerine boyun mu eğecek?
Hiç sanmıyorum
İlk gün olduğu gibi doğruyu yazan, doğrulardan söz edenlerin hiçbir baskı altında olmadan ve çıkar gözetmeden yollarına devam etmesi aslında davayı rakip olarak görenlerinde saygı duyması gereken bir olgudur.
Gerçeklerden kaçılmayacağı anlaşılacağı gibi, eninde sonunda son durağın doğruların toplandığı yani dürüstlüğün timsali yerde burada başlayacağını bilmeleri gerekir
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar