Uzun süredir dile getiriyorduk.
Çünkü görünen bir köy vardı,
Kılavuz istemiyordu.
Hikâyenin başlangıcına dönelim.
Malum, Gümüşhane’de iki şans var.
Birincisi okumak,
İkincisi bir uğraşla meşgul olmak.
Yoksa üçüncü şık kaybolup gitmek var.
Şehrin aydın kesimi dışarıda.
Mevcut olan aydınlara bakarsak eğer birer eser bırakma peşindeler.
Kimi kitap yazıyor, kimi sosyal faaliyetlerde ter akıtıyor kimi ise bir çalışma içerisinde çaba gösteriyor.
Turan Tuğlu, Necati Yılmaz, Osman Nebioğlu daha niceleri..
Bir de sporcu cephesi var.
Yetenekli ıslah edilmesi gerekiyordu.
Başarıda vardı ama tesis yoktu.
Hadi birazcık reklam yapayım azıcık haberlerimizle bu isteği zaman zaman Gümüşhane’deki yetkililere duyurduk.
Güzel haberler duyduk ki amacına ulaşmış.
Sporcularımıza gün doğdu ve artık bir kamp eğitim merkezi inşallah olacak.
Sayın Valimiz projenin mimarı olacağı da gelen bilgiler arasında.
Çünkü bu projeyi en çok sayın makam istiyormuş..
Eğer yaşama geçerse ki ben yürekten inanıyorum Gümüşhane’ye sayın valimizin adı altın harflerle kazınır ve ölümsüz bir eseri bırakmış olur.
Çocuklarımızın hayatı kurtulur.
Bu tesisin Gümüşhane’ye kurulacak olması demek şehrin geleceğine bir ışık çakmak olacaktır.
Duyumlar sevindirici.
Her zaman ne diyoruz!
Taşın altına eli koymak.
İşte bu iş bu kadar basit.
Yeter ki hepimiz hepiniz birlik olsun.
Şu kısır çekişmelerden kurtulalım..
Gümüşhanenin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Ne diyor yorumcu Rıdvan Dilmen?
-Gol olur..