Adam çıktı, ‘ben bu işi biliyorum, başarırım’! Diye haykırdı.
Başarıları dilden dile dolandı durdu, aldığı her başarılı sonucu öylesine heyecanlı anlatıyordu ki, yarışan yetiştirdiği sporcuları değil sanki kendisiydi.
*
Bu anlayış hem kendisine hem sporcularına verdiği saygının karşılığı idi.
Yerel haberlerde sürekli öne çıktı ödül verildi, Gümüşhane’de efsane oldu, iyi bir zeminde mücadele verdi.
Sonra ne olduysa birden ortadan kaybolup gitti,
Şimdi nerede? Ne yapıyor! Bilmiyoruz…
Sanırız öğretmen olarak görevini sürdürdüğünü biliyoruz hepsi o.
*
Gümüşhane gibi imkânları belli bir Anadolu şehrinde bunları başarabilmek öyle kolay iş değildi.
*
Daha öncede bu satırlardan âcizane anımsatmıştım,
Spor ve sporcuya ayrı bir parantez açılması gerekir diye. Hafızam beni yanıltmıyorsa güç ve dayanıklılığın sembolü atletizm, Gümüşhane’ye dönük en yatkın spor dallarından bir tanesi olarak geçmişte hep öne çıkıyordu. Sürekli konuşuluyordu.
*
Bu sporla ilgilenen, gönül veren çocuklar sık sık sayfalara taşınıyor, belirli aralıklarla da olsa gelen başarıları kamuoyu ile paylaşılıyordu.
*
Atletizm sporunu tanımlayan erbapları ‘Bu şehir insanının karakteristik özelliği ile örtüşen bir spor dalıdır, azim kuvvet ve inanç bu spordaki başarıyı kaçınılmaz olarak öne çıkarmaktadır’ diyorlardı.
*
Hal böyleyken Gümüşhaneli çocuklar, gençler hatta milli sporular koşuyor ve ciddi anlamda başarı elde ediyorlardı.
*
Başarı geldikçe övünüyor, emeği geçenleri takdir ediyor ve Gümüşhane adına gerçekten mutluluk ve kıvanç duyuyorduk
Ve şimdi bakıyoruz bu durum gördüğümüz kadarıyla çok uzun sürmedi.
*
Hoş, şu esnada pandemi varken ‘ne atletizmi kardeşim, ne diyorsun kardeşim’! Diyenler şüphesiz haklılar da,
Ancak, bu kötü zaman dilimini atlattıktan sonra atletizmi sevdirme adına yeniden dönüş yapabilme adına acaba Gümüşhane yeniden neler yapacak, bu başlık tartışılıyor mu?
*
Müsaade ederseniz belki bu konuyu daha anlaşılabilir kılması adına aklıselim olduğumuz o atletizm yıllarını anımsadığımız döneme gitmek istiyorum
Siyah beyaz ekranlarda ‘Mehmet Yurdadön’ diye bağıran spikeri hiç unutmadım, Veli Ballı ismine o kadar aşina değildik, sonra Milli Atlet Semra Aksu’nun yeni yeni renkli gazete sayfalarının basılmaya başlandığı dönemde ‘ayyıldızı formaya yıldızı ben diktim yarışmaya öyle geldim’ dediği yılları anımsıyoruz.
Atletizm sporunda adeta çok geri dönemlerde olduğumuz dönemlerdi o zaman dilimi.
İngiliz’i, Amerikalıyı izlemekten adeta gına gelmiştik, nasıl da koşuyorlardı..
*
Diyeceğimiz odur ki, atletizm o yıllarda bu şekilde ülkemizde izlenirken şimdi çok şükür daha iyi dönemlerdeyiz ithal sporcularda olsa başarı elde edebiliyoruz.
*
Oysa başarı gelecekse her işte olduğu gibi burada da anlatma istediğim konu budur; işin ehlilerinin işin başına getirilmesi meselesidir.
Bilindiği gibi Gümüşhane’de bu spor dalına gönül vermiş seçkin isimler var.
*
Adım gibi eminiz ki pek çok genci o isimler kıyıda köşede kalmalarına müsaade etmeyerek bu sporu sevdirerek ya yüksel okul yolunu tuttular ya da iyi bir kariyer elde ettiler.
*
Ve toparlıyorum;
Atletizmi Gümüşhane’de bize göre unuttu gibi sor ve sporcuya destek konusundaki parantezin içini ise bu düzlemde ne kadar doldurabildiğimizi sizlerin takdirlerine bırakıyorum.
*
Bir zamanlar az öncede ifade ettim çok çok geride kaldığımız atletizm sporundaki başarıların çok çalışarak anlayış farkı getirilerek olduğu gerçeğinden yola çıkarsak bu sporun nasıl ve ne şekilde yapılması, sevdirilmesi okullarda yaygınlaştırılması gerekliliği ifade edilerek temelin nasıl sağlam atılacağı uzun uzun anlatılarak ancak ve ancak başarı sağlanabileceğini vurgulamak isterim.
*
Mümkünse yine bu kötü günlerden arındırdıktan sonra çok değerli yetkililerimizin bu konuda yeniden harekete geçerek atletizmi Gümüşhane’ye sevdirmeleri gerektiğini istirham ederim.
*
Tabi her işte olduğu gibi liyakat unsurunu da hiç unutmadan..
Atletizmi Unuttuk mu; Spor ve Sporcuya Önem Veriyor muyuz Diye Sorabilir miyim?
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar