Türk Sinemasının bana göre rakipsiz komedi ustası Kemal Sunal klasiğidir bu film.
(Vıkıpedi), 
1988’de Zeki Ökten’in yönetmenliğini yaptığını söylüyor.

Oysa bizim Gümüşhane için bakıldığında biçilmiş kaftan gibidir konusu.
Biz çeşmemizden çorba akıtmayla övünürüz ama bu kadar aday adayının ne işi var Gümüşhane’de diye soramayız?
Kimsenin çantasına bakmak aklına gelmez..
Birkaç gündür Gümüşhane’deyim.. 
Hafta oldu da diyebilirim
Memleketimde, ‘Düttürü dünyanın’ final sahnesinde klarnetini havaya kaldırıp her şeye boşvermiş Kemal Sunal’lı görüntüleri izliyorum
Kutsal bir yolculukmuş gibi milletvekilliği serüvenlerini…
Herkes bir yerlerde birilerini alkışlıyor, oysa çoğu şeyin farkında bile değil.
21. yüzyılın Türkiye’sinde 20 yaşındaki genç bir kız vahşice öldürülürken her şeyi çözmüş bir ülke ve Gümüşhane’den söz edebilirmiyiz?
Ama alkışlıyorlar işte gördüm..
Mecbur olmadıkça şehrine ayak basmayan insanların,

Dört yılda bir vekillik sevdasıyla hareketlendirdiği topraklar, 
Düttürü dünyada,
Arkasından koştuğu; 
Bir şeyler kapmaya çalıştığı yerleşke olmuş Gümüşhane.
Yolda sokağında, yürüyen bağında gezen her insanın kafasındaki düşünce farklı,
Çekilen fotoğrafların anlattıkları başka,
Şehrin çığlıkları başka.
Her Gümüşhanelinin eline bir kalem versek, çizdiği dünya inanınız bambaşka..

Oysa parti binalarında, ataerklerin etrafında yükselen kahkahalar; dışarıda esas görmek istediğimiz çoğu şeyleri perdeliyor.
Ha babam de babam, Gümüşhane amansız bir kör dövüşün içinde eriyor.
Yarışın adı; ben olayım, tek olayım ve önde olayım.
Düttürü dünyanın da ötesinde bu şehir, olmuş Gümüşhane.
Ezilenlerle ezenler farklı,
Samimiyetle, sanallık çok sırıtmıyor….
Kayıp giden değerleri arıyorsun,
Cılkı çıkmış.. 
Birkaç Diyojen;
Hala bulabilirmisin elinde feneriyle Gümüşhanenin!
Boşuna uğraşma, düttürü dünya pardon boş vermiş Gümüşhane sana cevabını zaten veriyor.