Gümüşhane ekonomisine dönük olarak zaman zaman dile getirdiğimiz hususlar gündem oluştursa da ilgililer bazında yeteri kadar ele alındığına inanmıyoruz.
Şehrin acilen bir eylem planına ihtiyacı olduğuna inananlardanız.
Bu acil eylem planı devam eden işsizliğin, çaresizliğin bir şekilde sona erdirilmesiyle ilgili olmalıdır.
İşsizlik noktasında ‘Gümüşhane’de bu korku yok’ sözü çok geçerli değil.
Çalışan kesim normal saatin üzerinde ter akıtıyor istediği ücreti alamıyorsa sırf iş var demekte doğru değil.
Tabi bunun ötesinde işveren için hava hoş. Nasıl olsa istihdam ediyorum diyerek az kaynak harcayarak kendisiyle övünüyor.
İkinci mesele yatırım.
Son dönemde dillendirilen şey teşvik.
Gümüşhane geçmiş dönemde bir elin parmakları kadar bu işe el attı. Belli ki deniz biti, kara göründü.
Teşvik noktasında istediğini elde edemedi.
Düşünelim ki, işadamı bir mandıra çiftlik kuracak, teşviği aldı, tesisi kurdu. 
Devlete parasını geri ödeyecek alışverişi yapamadıktan sonra ne yapsın o teşviği.
Yatırım dedik, sözün başında son dönemde işadamlarının bir kıpırdama içerisinde girdiğini görüyoruz.
Yani, Gümüşhane’ye dönüş yolunda ciddi ciddi bir atılım içerisine giriyorlar.
Sevindirici ama yeterli değil.
Bu kez yatırım denince İster istemez bir ürkeklik var.
Acaba ektiğimi biçebilirmiyim korkusu var?
Bu güvencede işadamında oluşmalı?
Çok çok iyi hatırlıyorum, Gümüşhane’ye yatırım için yapılan her çağrı bugüne kadar hiç bir şekilde destek görmedi, kimse taşın altına elini koymadı Şehirde üretim yoksa, gelir kaynağı nasıl olabilir ki?
O zaman asgari ücrete devam. 
Standartın üzerinde çalışmaya eyvallah diyeceksiniz.
Aynı sözcükleri tekrar edip Gümüşhane’ye bir şey sağlamayacağı bilindiği halde Gümüşhane’nin gerçeklerle yüzleşmesine dönük olarak bir hareketin kıvılcımını ateşleyeceksiniz.
Toprak orada, genç insan nüfusu orada, 
Sırayı un ve şekeri helva yapmaya geliyor.
Gümüşhane şimdi o ustayı arıyor.