‘Sosyal oluşumların siyasi ticari etikete ihtiyacı olmaz’
Veli Yılmaz
03-02-2020 00:00
İstanbul'da Gümüşhane adına yıllar önce bir federasyon kuruldu, federasyon kurulurken elbette işin ucunda Gümüşhane vardı. Gümüşhane üzerine birçok vaat verildi. Görüldü ki, bu iş sadece reklamlara kadar sürdü; Reklam bitti, sıra hava durumuna geldi. Federasyon da havalar beklenildiği gibi gitmedi, Hani hep sahiplenip, bir olacaktık ya; önce fırtına koptu, gök gürledi, sonra çil yavrusu gibi dağıldık. Gümüşhane’yi savunacak, dertlerini dert edinip dertleri çözecektik;
Baktık ki, biz çözüldük. Kimi vakıf, kimi dernek kimi başka bir yöne dağıldı. Gümüşhane maalesef tersine döndü.
Bu işin ucundan tutmak isterken, tutanları engellemekle uğraş verdik; Şunu hatırlatmakta hiç işimize gelmedi;
‘Sosyal oluşumların siyasi ticari etikete ihtiyacı olamaz’
Gümüşhane Dernekler Federasyonu yapılanmaya giderken kurucu başkan Hasan Akdemir, derneklere seslenirken ‘katılanlar bu federasyonun içinde olacak, katılmayanlar dışarıda kalacak’ sözü de hala aklımızın bir ucunda durmuyor değildi. Gördük ki, Gümüşhane’de federasyona katılmayanların da farklı bir hesabı vardı, Var olanların da…
Kuruluş aşamasında pek çok kararlar alınırken o dönem hedef Gümüşhane’nin menfaatleriydi; Şimdi kişi ya da kişilerin menfaati öne çıkmış gibi duruyor.
Yine o dönem kongrede alınan nüfuzlu kimliklerin federasyon kapsamında faydalı işler olması bir çok yararlı işleri çevirebilecek Gümüşhane’ye faydalı olabilecek projeleri desteklemeleriydi.
Çünkü onlar kendi kapsamlarında saygın isimlerdi, Siyasi, ticari, ilmi tecrübeleri bu işin ilacı gibi göründü, oysa STK’ların güçlü bir lidere ve verilen sözlerin tutulmasına ihtiyacı varken, siyasi etiketlerin ve nüfusların bu tür oluşumlarda bir yer edinmediği de görüldü. Ve hatta bir hiçti.
O ağırlık ve nüfus ancak ve ancak ben olursam tezinden öteye anlam ifade etmedi
Hep ezildiler ya da kabullenmek istemediler, kaybeden kendileri ve elbette bununla birlikte Gümüşhane oldu.
Şimdi bu gözlemden yola çıkarak diyeceğimiz odur ki,
Yönetimde bulunan işadamları işlerinin yoğunluğunu öne sürdüklerinden ötürü STK çalışmalarından çok zaman bihaberdirler. Bu sosyal oluşumlarda işler sadece para ile yürümüyor
Faaliyeti olmayan bir vakfın, federasyonun, Derneğin, kamuoyuna kendini gösterebilmesi, bilinirliğinin sağlanması mümkün değildir.
Dolayısıyla birileri nüfuzlu insanların etiketinin sosyal oluşumlara yarar sağlayacağını düşünürken, bunun tam tersi olduğu çoğu kez ispatlanmıştır.
Sosyal oluşumlar gönüllülerden müteşekkildir.
Burada zamandan ailesinden işinden büyük fedakârlıklar yapılması gerekmektedir
Bunun içindir ki bu oluşumlarda zamanı olan sosyal yönü iyi kişilerin görevler alması daha yararlı olmaktadır. Ama konu siyasete gelince vakıf ve dernekler kısacası STK’lar bir siyasetçi için en can alıcı referanstır.
Bu yüzden bir siyasetçinin etiketinin bu yapılara kazandıracağı çok fazla bir şey yoktur.
Hatta verdiği zararları göz önüne alırsak, siyasal ve ideolojik ayrışmaya sebebiyet vermesinden dolayı bu oluşumların birlik amaçlarına ciddi zararlar verdiği görülmüştür.
Şimdi İstanbul’da yine büyük umutlarla kurulan nur topu gibi bir vakfımız oldu. Umarım Gümüşhane adına birlik ve beraberliğini sağlar ve hak ettiğimiz temsili yaparlar. Umut ediyorum ki, bu vakfın yönetimi her daim yukarıda ifade etmeye çalıştığımız analizi de göz önünde bulundurarak, güzel faaliyetlere imza atar.