Hakkımız değil mi? Çok şey mi istiyoruz!
Milli gelir, kişi başına düşen gelir, müreffeh o şehirdekiler, sizler, bizler. Gülen gözler..
Yanılmıyorsam öyle söylemişlerdi,
Çok mutlu olacaktık çok!
Şehir de hiç umutsuz insanlar kalmayacaktı…
*
Hiçbir hesabımızın kitabımızın olmadığını belirtelim kimse de üzerine alınmasın,
Biz zaten verilenleri, söylenenleri, olacak denilenleri not ettik bir köşeye, sağı solu karıştırmadan…
*
Elimize bir kâğıt kalem alarak hesap yaptık bir bir…
Şehrin bir kenarından yazılıp çizilenleri hesap ederek, ne getirdi götürdü acaba yazıp çizdiklerimizin ardından onu düşünerek yola koyulduk. .
**
Aklımıza hep Süleymaniye gelir ilk başında bu düşüncelerimin,
Öyle ya şehir bir turizm kenti olacak ve çevresini saran bu kültür miraslarından kendine düşen payı fazlasıyla alacaktı.
Turist otobüsleri vızır vızır gelip gelip gidecekti.
Hep say say bitiremiyoruz…
Her bir türkünün içerisinde, bir deyişin özünde, cümlelerin gizli hazinesi gibi sıralı, parlayan onlar değil miydi yoksa?
Kışın spor yapacaktık, Harşıt vadisi bir turizm cenneti olarak kayıtlara geçecekti.
*
Demiryolu da uzak değildi hani..?
Dışarıdan iki de bir bizim taraftan geçse diye ses çıkarsa da birileri galiba en çok öbür yakanın ağırlığı var gibi görünüyor.
Biz şehir olarak acaba pastadan payımızı alabilir miyiz diye düşünüyoruz çoğu zaman.
Tepkisel olarak çok fazla reaksiyon gösteremiyoruz bir bakıma..
*
Eh, dilimizde tüy bitti ama biz yine de tekrar edelim tarih kokan mazisi kocaman, anıt şehir burası, pastadan pay almak yerine, pastayı bölüştüren taraf olmalıydık biz.
Demiryolu geçecekse ilk önce biz önde olmalıydık..
*
Herhalde en iyimseri havalimanı diye düşünüyoruz..
Bazı kesim gerek var mıydı diye hesap yapadursun aslında yatırımın iyisi kötüsü de olmaz hani, gelecekse gelsin hu havalimanı diyoruz artık..
Havalimanı geldiğinde gökyüzü belki de hiç olmadığı kadar hareketli olacak, uçak gürültüsünden şikâyet eder olacağız belki de..
Yine de hoş be! Emeği geçenlere teşekkür…
*
Tarım ve hayvancılık bizim en çok üzerinde durmamız gereken konu başlığı olmalıdır mesela
Şehrin öne çıkarılması gereken en önemli konu başlıklardan bir tanesi de budur,
Koca koca klasörlerin içerisinde eminiz pek çok projeler yazılıp çizilmiştir de; bir uçta tutuluyordur da.
Hatta nasıl yaşama geçirileceği bile mutlaka sıklıkla konuşuluyordur..
Lakin tarımın ve hayvancılığın adına elbette müspet bir şeyler oluyordur belki de ancak hala şehrin yükünü taşıyacak çok şeylerin varlığından söz edemiyoruz..
2020 biterken hala örneğin dev bir hayvancılık kombinesinin şehirde neden yükselemediğini soracak olsak kim bilir kaç ok gelir bize sırasıyla..?
*
Şehir bir kültür ve sanat üssü olamaz mı diye de not alıyoruz..
Bilindiği kadarıyla sanat ve sanatçı şehrin reklam yüzünün önemli etmenlerdendir.
Ulusal kesime bakıldığında pek çok ismin şehirleriyle bütünleştiğinde gerek o şehre gerekse ülkedeki prestijine katkı sunduğu ortadadır.
*
E, bizde de yok mu böyle eli öpülesi sanatçılar, takdir edilecek kimlikler, sanatını öne çıkarmış müthiş yetenekler..
Örneğin çok saygı duyduğumuz üniversitemizde neden hala bir konservatuvarın olmadığını masaya getiremiyoruz bir türlü…!
Örneğin kuşburnu festivali yapıyoruz da neden diğer sanat kollarında küçük çaplı da olsa çeşitli organizasyonları ulusal bağlantılarıyla dile getiremiyoruz.?
*
Şehirde hiç sporla ilgili bir şeyleri tartışıyor muyuz bir gün olsun,
Ne yapılması gerekir, ne yapılırsa bu cephede önemli uğraşlar ortaya çıkar. Destek nasıl olunur, nasıl destek olunursa karşılığı alınır başarı nasıl gelir diye hiç kafa yoruyormuyuz bilahare…
*
Bi de unutmadan şehir de büyüyecekti diğer taraftan.
Sadece belli bir metrekareye sıkışmayacaktık artık..
Öyle ya şehrin sağına soluna dahi olmasa aşağısına yukarısına devam edilecek yerleri de olduğu değerlendirilmesi gerektiği hep yazılır çizilir durmadan.
*
Neredeyse 2020 tamamlanıyor..
Aklımızda kalanları şehir de olup bitenleri derlemeye anımsamaya çalıştık bir an..
Daha iyiye, daha güzele şehir hazır olmalıdır.
Biraz daha derlenip toparlanmaya ihtiyacı var şehrin..
Hergün ha bugün ha yarın demekle bir şeyler olmuyor ne yapmamız gerekir diye düşünülüyor..
Bizden daha iyi düşünen, kafa yoran, bu şehir için elini taşın altına koyması gerekenlerin varlığına inanıyoruz.
Yoksa yanılıyor muyuz?