Bir aslan miyav dedi..
Minik fare kükredi,
Fareden korktu kedi,
Kedi pırr ucuverdi..
Bazen Gümüşhaneye bakınca bu fantastik dizeler geliyor aklıma.
Aslan miyavlar mı?
Minik fare kükrer mi?
Kedi fareden korkar mı?
Pırr diye uçar mı?
Uçuyor, korkuyor, miyav diyor..
Teşbihte hata olmaz..
Susuyor Gümüşhane..
Sıra bakalım ne zaman ona gelecek..
Gerçekler acıdır,
Gerçeği duymakta.
Peki gerçekten kaçabilirmiyiz?
Gümüşhane gerçekle yüzyüze,
Renksiz, kokusuz, tekdüze..
İnanın gaza gelip açıklama yapanlar değil de gerçekten şehri bilenlerle konuşuyorum.
Onlara soruyorum,
Bezgin, bıkkın, ürkek, korku içinde.
Gelecekten pekte ümitli değil,
Ümidini kesmemiş ama tünelin ucundaki ışık yetersiz.
Hangi köşeye baksam kavga,
Hangi yöne dönsem çekişme,
Bir hır bir gürültü,
Bir mevsimlik sevgi gibi sahte.
Yöneticisi aynı, sağ duyusu aynı, akili aynı..
Bi şeylerden taviz vermiyor ,
O bi şey inat.
Yapışmış kene misali,
Şehri kucaklamış.
Dönelim başa
Yaz yaz hep aynı şeyler
Ama biz mecburuz,
Yazmak zorundayız,
Bu savaşı ya kazanacağız ya da kaybedeceğiz,
Gümüşhane ne kükreyen fare nede pırr diye uçan kedi olmak istiyor,
Hele miyavlayan aslan hiç değil..