Gümüşhane ile ilgili isteklerimizi bilmeyen mi var?
Bugüne kadar ne dediysek oldu!
Örneğin onca bakanı sen gel Gümüşhane’de gezdir, pestili kömeyi yedir.
Övgü dolu sözler işit…
Başarı diye yazdır.
Sonra şırrak! diye havalimanını al…
İşsizlik örneğin,
Gümüşhane’de işsizlik yok ya,
Ya da her evde bir çorba kazanı fokurduyormuş,
Şu 600 işçinin dramı ne olacak Koza Altın’da ekmek kavgası veren.
Bir büyüğüm dedi ki, ‘toplum hala bazı şeyleri algılamakta zorluk çekiyor.!’
Hata üstüne hata yapılsa bile denekte değişen bir şey yok, yerinde duruyor.
Açalım bunu..
Kimse ne olduğunu bu şehirde neler olup bittiğini bilmiyor.
Ne malum, oluyor da haberimiz yok.
Yaratılan iyi bir algı var, yapılıyor.
Nerede olduğunu da bilen yok.
Olsun diye ekleniyor üstüne,
‘Bir taş üstüne taş konuluyor mu ona bak sen’ diye ekletiveriyorlar kenarına.
Gümüşhane için de böyle.
Yapılıyor mu bi şeyler? eh işte yapılıyor.
Yağmasa da gürlüyor.
Öbür tarafta altta kalanın canı çıkmış önemli değil.
Bugün onlar, yüzler hak arıyor önemli değil.
Bilinçli toplum olmak ve Gümüşhane’den söz ediyorum
Yeterince bu açmazı araştırıp iyi okusa,
Sorunun kaynağını da bulacak, çözüm arayacak menfaati adına hesap soracak.
Bana söz verdiğiniz havalimanı nerede diyecek örneğin,
Tren yolu projesini sorgulayabilecek.
20 yıldır yapılamayan yolun akıbeti ne olacak diye sesinin daha gür çıkartabilecek.
Her keresinde öylesine tablo çizildi ki bu şehir adına ‘e, hani nerede?’ Demek hakkı değil mi Gümüşhanelilerin?
Eleştirmeyen bir toplumun geleceği görmesi mümkünmüdür?
Gümüşhane’nin yerinde saymasının da önemli bölümü burada durmaktadır.
Bir şey daha ekleyeyim bu çok önemli bir nokta çünkü.
Gümüşhane adına çıkıp vaaz verenlerin sözlerine bakıyorum örneğin, iğneyi kendine batırmaktan imtina ediyorlar.
Sonra çıkıp bir güzel lafla dolduruyorlar her yanı.
Bugüne kadar hep konuştum ancak bu şehir neden bir arpa boy ilerlemedi diye kendi kendine yorum yapmıyorlar.
Önde mikrofon, arkada yüzler,
Sanırsınız ki her şey güllük gülistanlık.