Cuma günü çocuğum aniden rahatsızlaştı.
Ateş 39 derece.
Zaten hanım panik atak,
Paldır küldür hastanedeyiz.
Stres, gerginlik,
Çocuğun ağlamaları...
Daha da gerginliği artırıyor.
Sonra Allahtan ortalık tenha.
Çocuk acil’de soluğu aldık.
Üç kişiyiz.
Hani şarkılara konu olmuş, Bedirhan, Nazlıcan ve ben diyorya şarkıda,
O mesele.
Doktor al içeri dedi güvenlikçiye hastaları
Nazi subayı gibi bekle, dur, sağa sola derken vallahi ölçtüm, toplam 10 sanitde çocuğumu kontrol etti,
Yahu bir doktor ateşi çıkan bi çocuğun ateşini ölçmez mi,
Nasıl anladın, nasıl teşhis koydun, nasıl iaç yazdın,
Yahu doktora sırlamamak için hanım bir taraftan beni teskin etmeye çabalıyor, bir taraftan da anlamsız sorularla doktora yükleniyorum,
Acilden o hırsla çıktık.
Eve gelene kadar homurdadım,
Bu ülkede sağlık sorunları sağlık sektörü düzelmiştir diye külliyen yalan söylüyor,
Aksini idda eden varsa çıksın karşıma,
İkinci sınıf muamele gördük.
Hani iktidarın öve öve bitiremediği sağlık sektörü bu mu dedim kendi kendime.
Beş dakikada kayıt, on saniyede muayene,
İnsanız neticede,
Daha iyi imkânımız olsa neden devlet hastanesine gidelim.
O akşam soluğu ateş dinmeyince bir özel klinikte aldık,
Doktoru görünce hani Nasrettin Hocanın kürk hikayesi geldi aklıma,
Çünkü paramızla gitmiştik
Doktor Allah var çok ilgilendi.
Bir devletin doktoruna bak dedim birde paralısına,
Ak sağlık dediğin bu olmalı herhalde.
Çok şükür çocuğumuz iyi bir teşhisle ateşi düşürdü.
Allah kimseyi parasız birde devlet doktorunun eline düşürmesin desem çok mu büyük konuşmuş olurum.